Urfa'daki 'Şanlı' Trabzon

A -
A +

Tam 27 yıl, dile kolay... Hasretliğin bu kadarı da fazlaydı hani... Bu gün sarı-lacivertli takımın kadrosundaki golcüsü Semih, en son kupa alındığında 15 günlüktü... Bu gün 27 yaşında artık... 8 defa kulpuna yapıştığı ama kucaklayamadığı bu sevgili için, bir yıl daha bekleyecek F.Bahçe, dün de, bir Urfa Türküsü tutturdu derinden: "Gele mi yar, gele mi? O yar bize gele mi? Seni sevdim seveli... Oldum gönül veremi..." Ve dün... 5 Mayıs 2010... 27 yıllık hasretin bitiremediği gün... Görüntüsüyle, adeta bir Avrupa patentli stadıyla görücüye çıkan; candan insanların misafirleri bağrına basıp, müthiş bir ev sahipliği yaptığı "Şanlı" şehrimiz Urfa'da F.Bahçe, 8 defa elinden alınıp kaçırılan sevgilisiyle "Kupa gerdeğine" giremedi yine... İlk 45 dakikada, Trabzonspor'un adeta tirolla balık ağına çıkmış saha yaygınlığıyla, F.Bahçe ceza sahasında bereket beklemesi, Umut, Burak, Alenzinho'nun beceriksizliklerine takılı kaldı hep... İlk 45 dakikada F.Bahçe'yi bunaltan Trabzonspor, bu enerjisini ikinci yarıya göre ayarlayamayınca, ibre tersine döndü... Bu defa sazı eline alan Alex'li F.Bahçe, yakaladığı ilk pozisyonda, Brezilyalının burum buram ustalık kokan vuruşuyla, kendisine 27 yıl sonra kupayı getirecek golü de buldu üstelik... Ama bu maçın hakkı Sezar'ındı... O Sezar'da, Trabzonspor'du dün... Umut, Engin ve Colman'la zor golleri bularak "İki kupa" parolası ile yola çıkan F.Bahçe'nin elinden birini söke söke aldı... O kupayı, belki de F.Bahçe'den daha fazla isteyen Trabzonspor'du... O da "sıra gecelerinin" bir başka Urfa Türküsü ile coşkusunu dile getirdi sanki: "Ağam piyale vaktidir... Paşam piyale vaktidir... Gözünü sevdiğim saki... Doldur badenin vaktidir..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.