Şampiyonlar Ligi havasından, ligin özlenen kokusunu teneffüs eden Beşiktaş, "çetin ceviz" Konyaspor'a şans tanımadı... Üstelik "göz okşayan" bir futbolla... Üstelik, daha ilk günden "şampiyonluk sinyali" vererek... Ve de, Ertuğrul Sağlam'la "uygun adım" giderek... *** Gökhan Zan'ın ve Nobre'nin "hazırız" mesajını alan Ertuğrul Sağlam, Sheriff yorgunu Delgado ve Cisse'yi ilk on bir için dinlendirerek, cezalı İbrahim Üzülmez'in de yokluğunda da, kafasında bambaşka bir takım şablonu düşünmüştü... Tello, dün gece, siyah-beyazlı takımın sol kanat savunucusu olarak, yıllardan beri özlenen bir tablo çizdi... Taraftarlar, İbrahim Üzülmez'in yıllardır, bıkmadan usanmadan kalkıştığı her atakta "boş ortalara" alışmış ve isyan etmişken, dün gece Tello ile bu çirkinliğe son verdi... Öyle ki, bundan sonra İbrahim Üzülmez'in, Tello'dan formayı kapması çok zor olacak gibi... *** Beşiktaş'ta dün gece, yine Serdar Özkan'ın yıldızı parlamaya devam etti... Karşılaşma öncesi tribünlerin çağırdığı ve "Sen bizim her şeyimizsin" diye bağrına bastığı Serdar Özkan, dün yine çalışkanlığı, topa olan hakimiyeti ve de hücum zenginliğine katkısı kadar, defans bloğundaki "imeciye" koşması ile de, hakkındaki iyi düşüncelere yeni güzellikler ekledi... Sheriff maçının yıldızı Koray, Cisse'nin ilk on birde yer almaması nedeni ile, orta saha yükünün altında ezildi... Kaptırdığı, kaybettiği her top sonrası bozulan moralini, arkadaşları anında tedavi etmeye çalıştı... *** Ricardinho'nun Tello ile iyi kontak kurması ve rakibin amansız presini, ver-kaçlarla yerle bir etme anlayışı, Beşiktaş'ın Ertuğrul Sağlam'la adım attığı büyük değişikliklerin meyveleri gibi gözüktü... Siyah-beyazlı takımda sırıtan tek futbolcu İbrahim Akın'dı... Her ne kadar iyi niyetle çalışsa da, bu futbolcu, geçmişten gelen alışkanlıklar nedeniyle, topu bir türlü en müsait arkadaşına atmakta hep gecikti... Sadece enerjisi ile faydalı olmaya çalışsa da, tribünlerin gönlünü alamadı yine... Nobre'nin eski yırtıcı ve oyunun her noktasındaki çalışkanlığını, dün gece göremedik... Nobre, Konya defansının tüm yüksek topları kapması yüzünden, forvette sadece Bobo'yu yalnız bırakmadı, o kadar... *** Bir gün önce F.Bahçe'nin hiç beklenmeyen 3 puan verişini de ders olarak algılayan Beşiktaş, tedbiri, sahanın her noktasında elden bırakmayan bir futbol anlayışıyla, 3 puanı adeta söke söke aldı... Ama Beşiktaş'ta baş ağrıtacak bir nokta var ki, bu problem nasıl çözülür, bilemiyoruz... O da, tribünlerin "Ya 2004'ün hesabını ver, ya da huzur ver" diye pankart açtığı Sinan Engin'in durumu... Her şey iyi giderken, bu "sıkıntılı durum" maçlarda, çirkin bir tablo olarak karşımıza çıkacak gibi... >> BENİM YILDIZIM Defanstan nasıl pas atılacağının dersini veren Tello gecenin en parlak yıldızıydı