Sevgiler vardır, bir günde unutulur... Çünkü bu yapmacığın içinde, aldatma, vakit geçirme ve sahtekârlık yatar... Ama sevgiler vardır, bir dakikada sürse bile, unutulmaz; unutulmak istense de yürekten silinmez... Magazin basınının günlük aşıkları, elbise gibi sevgili değiştiren sansasyonel insanlarından değil, biz dost bildiğimiz, adam yerine koyduğumuz ve yüreğimizin en güzel yerinde yer ayırdığımız aşklardan bahsetmek istiyoruz... *** Birkaç gündür Antalya'da "TSYD Seminerinde" bilgimize enerji topluyoruz... Genç, yaşlı demeden bir arada, tüm dikkatimizle Fatih Terim'den, Mustafa Denizli'ye; Ersun Yanal'dan Ertuğrul Özkök'e, Mustafa Çulcu'dan Mehmet Atalay'a kadar, spor dünyamıza damga vurmuş markaları dinliyoruz... Her şeyin güzel gittiği saatlerden, kimsenin şikâyet ettiği yok... Kimse, hayata küskün değil... Saygının, sevgi ile yoğrulduğu bir çalışmanın meyvelerini tek tek toplayan meslektaşlarımız, bu birikimlerini mutlaka iyi yerlerde, doğru zamanda kullanacaktır muhakkak... *** Bu gibi, senede bir kere yapılan ve büyük önem kazanan seminerlerde, insanın gözü, yine de bazı kabullenemeyeceği eksiklikleri hissediyor... TSYD, öyle sıradan bir kuruluş değildir ki... Bugün, gazeteleri arka sayfalardan okutan arkadaşlarımız, bugün 3 spor gazetesi ile, nice siyasi yayın organlarını kıskandıran dostlarımız, manşetlerine taşıdıkları objeleri de aralarında görmek istiyor her zaman... İşte bu yüzden, TSYD'nin öncülük ettiği, bir organizasyonun içinde, bizzat olmak isteyenlerin sayısı hiç de az değildir... Ama bunun yanında, nazlananların da olması üzüyor insanı... Yıllardan beri "TSYD Turnuvasına" sıcak bakmayan 3 büyükler, akılları sıra spor basınımıza bir ders vermek istemektedir... "Sizin dediğiniz değil, bizim borumuz öter" O her gün manşetlere çıkardığımız "Kocaman kocaman başkanlar" her zaman "Şeref duymaları gerektiği" bir turnuvaya nazlananlar, muhtaç oldukları spor basınını neden dikkate almazlar? Neden saygı duymazlar? Neden sevgi hislerini kamçılamazlar? Kendilerini dev aynasında görenler, bir gün o aynaların kırılacağını neden hiç düşünmezler? *** TSYD, eğer bu sevgisizliğe, aynı sevgisizlikle karşılık verse, bugün ne Aziz Yıldırım "Büyük başkan olur" ne havasını gazete manşetlerine çıkmak için "sivri" demeçler veren yöneticiler saygı görür... TSYD'nin gücünü hiçe saymayı, marifet saymak, kimseye bir apolet taktırmaz... 4 günlük bir seminere bile, bir çiçek göndermeyi unutan zihniyetler, sakın ola ki, güçlerini kaybetmeye başladıklarında, iki satır haber için ricaya gelmesin... Tüm bu olumsuz düşüncelerden, G.Saray Başkanı Özhan Canaydın'ı ayrı tutuyoruz... O, seminerimize birkaç saatliğine de gelip, gönlümüzü sözleriyle alan insandır... O, çiçek değil, kendini getirmiştir aramıza... *** En iyi günümüzde bizi bir demet çiçekle bile anmayanlar, artık TSYD inadından vazgeçmelidir... TSYD Futbol Turnuvası'nın, kalitesini, reytingini ve şerefini, bizim gönlümüzü almak için değil, Türk futbolunun daha hızlı bir ivme kazanması için oynamak istemeleri, dileriz bir gün ve en kısa zamanda gerçekleşir... Asla işin maddi yönünde olmayan TSYD, 3 büyüklere açtığı kollarına koşacakları, sıkıp sarmalayacak ve de karşılıklı sevgi ve saygının yeni temellere oturtulmasına çanak tutacaktır... Çünkü bizler, sevdik mi tam severiz... Çünkü bizim yürek gemimizde, dostluklara her zaman yer vardır... Ve çünkü bizler, sevgilerin üzerine asla kül dökmeyiz...