Bir lâfı, tersinden anlamak bir sanat mı, yoksa polemik malzemesi yapmak için değişik türde algılamak mıdır? Ne demiş Mustafa Denizli? "Maç 6 dakika mı uzatılmış? Gol olana kadar devam etseydi bari!.." Sadece, safiyane bir espri... Trabzonspor-Bursaspor karşılaşmasının 6 dakika uzatıldığını söyleyen muhabire söylediği sevimli bir sözcükten öteye gidemeyen bir cevap bu Denizli'nin... Alay ettiği yok, küçümsediği yok, Trabzonspor'la fazla bir puan çekişmesi yok... Ama bu lâfı "pire iken deve yapan" bir yöneticinin "Vali oldun, fakat adam olamadın" cevabıyla, bir dostluğun deprem tetikleyicisi olmasını anlayamadık doğrusu... Hele "Teknik direktörler, sadece kendi takımları için konuşur" derken, kendisinde neden bir başka takımın hocası için ileri geri konuşma hakkını buluyor bu yönetici? Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'a kattıklarının kıskançlığı ile mi bu lafı söyledi? Yoksa son saniyede kazanılan bir golün sevincini yaşayamamanın şaşkınlığı ile mi ortalık bulandırıldı? Bir zirve yarışında tavan değil, dip yapan bir yorum farkının, adamlık dersi veremeyeceği ortadayken, gündeme her "ağzı olanın konuşmaması" gerçeği, bir defa daha oturdu... Bırakın sataşmayı da, siz yarışa bakın yarışa... Zammın zamanı! 20 gün içinde 3. zamla anlamsız bir fiyat artışını yapan zihniyetin, buna açıklık getirmesi gerekir... Petrolün varili 160 dolar civarındayken, 40 dolara inmesinde fiyat indirmeyip "Görmedim, duymadım, konuşmadım" üç maymununu oynayanların, şimdi 40 dolardan ağır ağır çıkan fiyatlar karşısında yeni bir zam dalgası yakalaması, ayıpların da en ayıbı değil midir? Tıpkı, bu sezon taraftarına sevinci değil, hüznü şırınga edenlerin, başlarını kuma gömmesi gerekir ken, yönetimi alacak konusunda sıkıştırmaları, yeşil sahaların benzin zammı gibidir sanki... F.Bahçe'ye, 32 maçta 41 puan kaybettiren, Şampiyonlar Ligi'nden uzaklaştıran, Türkiye Kupası'ndaki hasreti 27 yıla çıkaran futbolcularının, yeni mukavele için, benzin zammının uyanık failleri gibi, zam peşinde koşmasına "dur" diyecek bir anlayışın varlığını özler gibiyiz... Hay sizin, varilinize, zammınıza, havanıza, bitmeyen isteklerinize, nazınıza! Bu da başka ayıp! Sezon açılışı yaptıktan sonra, ligle kucaklaşmadan yolları ayrılanları gördük... Sahasında iki maçı üst üste kaybedip, bir de beraberlik alındığında, yolların ayrıldığını gördük... Sezon ortasında namağlup bir takım elinden alınarak, başkasına verildiğini gördük... Ama ligin bitmesine sadece iki hafta kala kovulan bir teknik direktörü görmemiştik... Şimdi onu da gördük... Konyaspor, düşme hattının en kritik noktasında, Giray Bulak'la yollarını ayırdı... Şaşırdık... İyi güzel de, iki maç için Ünal Karaman'la yollarını birleştirmesine ne demeli? Apışıp kaldık... TSYD'de seçim var Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) 25 Mayıs Pazartesi günü, Olağan Genel Kurulunu yapacak... Bir tarafta, bu derneği çok iyi yönettiğini iddia edenlerin, aynı kadro ile yola devam etmek istemesi; diğer yanda da "Atılımcılar" adı ile bu derneğe dinamizm, güç, saygınlık kazandırmak için soyunanlar yarışacak... Şimdi kozlar, seçime katılacak delegelerde... Bu derneğe sahip çıkmaları için önlerinde sadece 3 günleri var... Yetki ve görev anlayışını tüzüğe göre değil, adamına göre tavan yaptıran bir anlayış; önce saygınlık, sevgi ve tekrar kazanılacak TSYD gücü için kolları sıvayanlarla yarışacak... Şimdiden TSYD'ye hayırlı olsun...