Vezirler ve reziller!

A -
A +

Kariyer sahibi olmak için, didinen ve kafa patlatanlar, kendi diplomalarını kendi yazanlara meydanları boş bırakmak zorunda bırakılırsa, ekmek kapısı "Aslanın ağzında" değil, ağaçtan düşen armuda benzer... Çünkü kolay yolları tercih sebebi, bir uğraşının değil, bir üşengeçliğin meyvesidir... Ohh ne âlâ... Dirseklerini, okul sıralarında hedefe odaklanıp çürütenleri "hiçe sayma, saygı göstermeme lüksüyle görenler" adamını buldukları anda, bu alemin kralı olduklarını zanneder... Haklılar bir yerde tabii... Çünkü, kartvizit mesajının hakim olduğu günümüzde, emeğe ve adama saygı kalmamıştır artık... *** Türk Sanat Müziğinin zirvesinde olanların çoğunun, mektep medrese eğitiminden değil de, toplumdaki takdir alkışlarının ve beğenisinin ürünü olduğunu biliyoruz... Sesi güzel, eyvallah... Ama konservatuarda inanılmaz bir eğitim ve zahmetin törpülediği yıllara rağmen, sokak şarkıcılığından gelmişlere teslim olmak, sadece o şahsın değil, hepimizin ayıbıdır... Topu "Toplum böyle istiyor" kaytarmacılığı ile auta atmak, işin en kolay kandırmacası olsa da, eğitimsizlik en büyük jüridir her yerde... Kenar mahallenin, reyting ölçülerini, 70 milyona mal etmiyor muyuz? Sonra da "70 milyona mal olmuş sanatçıyım (!)" diye birileri çıkmıyor mu karşımıza? Profesyonellik deyimini, kendilerine göre biçenler, biçtirenler, durdukları yerde magazin dünyasına aranan malzeme olmuyor ki... Onlar diplomalarını, okullardan değil, torpil ve "kenar mahalle mektep evlerinden (!) alıyor" çünkü... *** 100 milyon dolarlık bir sermaye ile kurulan takımlar, günümüz şartlarında iyi maaşlarla teknik direktörlere emanet ediliyor... Onlar, deneyim, bilgi ve uğraş verdikleri kurslar ile hocaların eğitiminde kazandıkları kariyerlerini, milyonlarla paylaşmak zorunda kalan insanlardır... Bazen "vezir" bazen de "rezil" ilân edilirler... Bazen alkışla takdir, bazen de protestolu çıkışla aşağılanan konuma gelirler... Kimin tarafından? Tribünlere para verip girmeyi "stadı, kulübü satın aldık zannedenler" tarafından... Olay bu kadar basittir... Ağızları küfür, cepleri taş dolu insanlar, istemediklerinin gitmesini isterken, vahşi duygular içindedir... *** Zico, Tigana, Gerets, Ziya Doğan... Bugün, 4 büyük kulübün teknik patronu bu dörtlü... Ama kim memnun, dostlarının sayısı ne kadar? Bilgileri bile sokaktaki adam tarafından sorgulanan, geçmişlerindeki başarıları görmezliğe gelinen bu hocalar, Türkiye şartlarında "Lig savaşının" başkomutanları olsalar da, bazı taraftarın gözünde hâlâ asla "baş" değildir... Olayı, bilgisizlik, şanssızlık ve de "kan uyuşmazlığı" diye kategorilere ayırıp, fikir belirtenlerin çarpıştığı spor ortamında, bundan en fazla kazanan ve kaybedenler ne yazık ki yöneticiler olmaktadır... Kendilerini kurtarmak adına "hoca feda edenler" bu ülkede, tribündeki "kelle avcılarından" farklı değildir... Ver kelleyi, kurtar kelleyi... *** Teknik direktörler arasındaki tek fark, eldeki malzemeyi yeterince kullanamamakta yatar... Örneğin Zico... Kadro zenginliği ve yıldız topluluğu içinde bulunan Brezilyalı Hoca, 7 puan farkla zirvede yer almasına rağmen, elindekileri iyi harmanlayamamakla suçlanan kişidir... Aynı şekilde Tigana da, eleştiri oklarının hiç bir zaman üstünden çekilmediği bir teknik direktördür... Kadro yanlışlığı içinde, her maça değişik bir tertiple çıkmayı adet edinmiş, bu yüzden, sistemi henüz oturtamamış, hatta bu gidişle de asla oturtamayacağı kanaati oluşmuş Fransız Hoca, arkasında asla mutlu bir taraftar bulamamıştır... Ve gelelim Gerets'e... *** G.Saray'da aylardır konuşulan tek konu "Gerets'le yollar ayrılıyor... Gerets kovuluyor... Gerets istenmiyor" gibi olumsuz düşüncelerdir... Gerets neden istenmez? Geçen sezon, inanılmaz bir şampiyonluğa imza attığı için mi ? Yoksa, sağ ve sol beki olmayan, orta sahasına, kendisinin değil, yöneticilerin transfer yaptığı bir takımı, F.Bahçe'nin ensesinden ayırmadığı için mi? Yooo... Bazı yöneticilerin uşağı olmadığı için... Kovulmasını sezon başından beri isteyen bazı spor yazarlarının ve yorumcularının dedikleri olmadığı için mi sevimsizdir Gerets? Son Bursaspor maçı hariç, kaç karşılaşmayı, oynamadan kazanmıştır? Her şeye rağmen G.Saray'a takım oyununu oynatan ve şu ana kadar ayakta kalmayı başarmış bir hoca, bu Türkiye şartlarında kovulacak değil, savunulacak adamdır... *** Adam harcamanın, en kolay olduğu bir ülkede, eleştiri dozajı, sadece başarıya endeksli olduğu müddetçe, hiç bir teknik direktörün, uzun ömürlü bir yaşantısı olamaz... Ne verdik ki, ne istiyoruz? Tigana'yı, Zico'yu kurtaran tek neden puan cetvelindeki yerdir... Ama Gerets için bu geçerli değildir nedense... Elmalarla armutları karıştırmayalım... Sanki bir başka hoca gelse, G.Saray bu kadro ile şaha kalkacak... Tigana'yı bile eldeki kadrosu nedeni ile kıskanan bir hocayı harcamak için, bu kadar acele etmeyelim... Bunun için, biraz insaf, biraz sabır yeterlidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.