Ya "Rezil" ya "Vezir" olmak!

A -
A +

21 yılda 630 maç...102 defa milli forma... 29 kupa... Ama... Bunca apoletlerin sahibi, o sırtına değil, adeta yüreğine giydiği formadan yine de, kırgın ayrılmak zorunda kaldı... Futbolu ona, çok sevdiği, uğruna ölecek kadar sevdalandığı takımı bıraktırdı zorla... "Git, istediğin yere git" diye kapının dışını gösterdi... O da, arkasına bakmadan gitti... Ağzını kapattı, kimselere zarar vermemek için sustu... Hatta kendisini kovmaktan beter edenleri korurcasına gitti... Arkasına da bakmadı gerçekten... Biri demedi ki "Gitme kal, sen bizim Cengaverimizsin" Bir başkası demedi ki "Gidişin böylesine garip, böylesine görkemsiz olmasın" Ve bir diğeri demedi ki "En azından bir jübile yapalım sana, duyduk duymadık demesin kimse" "Sen, bu takımı 21 yıl sırtladın, bir defa da biz seni son defa omuzlarımıza oturtalım" Kimseler bir şey demedi; deme zahmetinde bile bulunmadı... "A" değil "Z" planı Anadolu'da hocalık deneyimindeki başarısı bile, birilerinin yüzünü kızartmadı... Evladına sahip çıkamayanların, havası da, cakası da yerinde kaldı ne yazık ki... Ve bir gün, o "Güle güle" denilmeyen, bir jübile bile çok görülen kaptana kucak açıldı... Belki istenmeyerek, belki mecbur kalınarak, belki "A" değil, belki "B" değil, "C" değil; düpedüz "Z" planı yürürlüğe konarak "Hocamız ol" diye önüne boş mukavele uzatıldı... O şimdi G.Saray'ın saha içindeki kaptanı değil, kulübedeki rota çizeri... Skibbe'nin aylarca önceden gönderilme planlarını gizli gizli değil, ayan beyan yapan yönetim, hep Alman hocanın bir pundunu yakalamaya çalıştı... Önce Feldkamp getirildi... Skibbe'nin başına "Demokles'in Kılıcı" gibi... Olmadı, türlü entrikalar çevrildi, Alman'ı yalnız bırakma, aşağılama adına oyunlar oynandı... Ve en son, unutulmaz bir efsane eski futbolcu Hagi çağrıldı İstanbul'a... "Bir bak bakalım şu takıma, gidişat iyi değil, gör de konuşalım" dendi... Kocaelispor hezimetinin hemen ardından, bu davetin meyvesini alma adına, Hagi'ye mukavele sunuldu... O hezimet olmasa da, durum aynı olacaktı aslında... Hagi kabul etmedi, profesyonelce düşündü, balıklama atlamadı... Ceket olmadı, ayakkabı verelim! Ve sonunda "Z" planı yürürlüğe kondu... Boşta olan ama 21 yıllık futbolculuğu zorla noktalandırılan Bülent Korkmaz, Şimdi G.Saray'ın teknik direktörü... Geçmişte hiçbir şey olmamış gibi, kendisine sahip çıkmayanların yanında artık... Cankurtaran simidi gibi... "Kurtar bizi büyük hoca" samimiyetsizliği içinde artık o G.Saray'ın patronu... Belki bir gün "UEFA Kupası'nı ikinci defa kulübe getiren hoca" diye ufkunu açacak... Fatih Terim'i, bu alanda tek bırakmayacak... Belki bir gün, arkasına bakmadan, bir kere daha bu kulüpten kopup gidecek... Hem de ebediyen... Çünkü Bülent Korkmaz'ın önünde, üçüncü bir yol yok...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.