Yarınlar güzel olacak (mı)!

A -
A +

Ya ekranlar yalan gösteriyor, ya kurallar iyi işlemiyor... Yarılan kafalardan akan kanlar, makyaj malzemesi değil... Grubunu bilmeyiz ama hakemin, futbolcunun kanı o... Ve o dökülen kanların yanında, bir diğer esas akıntı da, futbolumuzun içinden akan çirkeflik irini... Adam sendecilik, adam kayırmacılık ve masa başında dengelerin sağlandığı futbolumuzun irini... Kangren olmuş bu yaranın tedavi imkânı da yok artık... Ya beraber yaşayacağız, ya da futbolun "F" sini ağzımıza almayacağız... Tercih bizim... Rize'de yeşeren filizler, son hafta Bursa'da yeni meyvelerini verdi... Baharda her ağaç, pembesinin bol olduğu, saflık sembolü beyazın da yanına konduğu inanılmaz güzelliklerde çiçek açarken, futbol ağacımız ise zehir saçmaya devam etti... Zihni Aksoy ve Seydi Karakuş iki gözlemci... Bursa Atatürk Stadı koridorlarındaki en hafif sözcüğün, anaya avrada, çocuğa yöneldiği sözleri iltifat, en hafifi Muhammed Ali'nin aparkatı gücündeki yumrukları, dost eli zannederek rapor yazmışlar... "Bunlar ufak birer itiş kakıştı" diye bir koridor savaşını, sarmaş dolaş bir dostluğa dönüştürüvermiş bu iki gözlemci... Sahada yardımcı hakemin, bir rakip futbolcunun yarılan başlarının sebebini de, Allah bilir "Kuş pisliği" olarak değerlendirmişdir bu ikili... Beyler.... Devreyi 2-0 önde bitirmiş misafir takım, 15 dakikalık arada, aldıkları tehditler, muhtemel felâket sözcükleri yüzünden, ikinci yarıda futbolu değil, kavuşabilecekleri ailelerini düşündükleri için, maçı verip popolarını kurtarabilmişlerdir... Trabzonspor'un para cezasıyla kurtulduğu bir günde, İstanbul Cephesi'nde kıyametler koptu... F.Bahçe isyanında sapına kadar haklı... Şampiyonluk yarışında finale gelinmişken, PFDK'nın adaletsiz kararına, dünyanın en gamsız insanı bile isyan eder... Bir telefon trafiğiyle, kapatılan saha beş dakikada açılıyorsa, bu memlekette futbol bitmiş demektir... Federasyon, adalet işine burnunu bu kadar sokarsa, bunun altında başka şeyler aranır... Seçim yatırımı mı dersiniz?.. "Bana kimse karışamaz" mantığının geçerliliği mi dersiniz?.. Deyin işte bir şey... Şimdi PFDK, bu kadar şaibe altında bırakılmışken, bundan sonra nasıl görev yapacak, nasıl karar verebilecek?.. Böyle futbol yönetilmez... PFDK'ya karış, Tahkim'e karış, MHK'ya karış, kulüplerin antrenör seçimine karış... Türkiye'ye dünya üçüncülüğü getirmiş hocayı bozuk para gibi harca... İşine gelmeyene "Yalancı" de... Yok böyle keyfi yönetim... Burası Türkiye arkadaş... Keyfi yönetimlerin artık bitmesi gereken, AB kapısına dayanmış Türkiye burası... Seçim çirkinlikleri yüzünden verilen tavizler, sonunda taviz verenlerin başına mutlaka çorap örecektir... Milli Takımımız'ın Avustralya seyahati için bir otelde 300 kişilik rezervasyon yapılması boşuna değil... Buralara götürülecek kişiler, federasyon seçiminde oy kullanacak delegeler... Federasyona yakın gazeteciler... Böyle çirkin tablolar, karşısına geçip seyretmekten çok, baktıkça tiksindirecek görüntülerdir... Adalet dağıtması gereken makamlar, birileri tarafından, asla yönlendirilmemeli... Geçmişte, Yeniköy - Kastamonuspor maçında ört - bas edilen ayıplar unutulmadı... Federasyon üyesi Levent Kızıl'ın şehrindeki kanlar, yumruklar, görülmeyen, raporlara yazılmayan olaylar da unutulmayacaktır... Daha maçın başında hakem Hüseyin Kalafatoğlu'nun bardakla kafasının yarılıp, ambulansla hastahaneye kaldırıldığı ve tatil edildiği halde bir türlü neticesi alınamayan Karagümrük - İnegölspor maçının da çirkinlikleri unutulmayacaktır... Kim bilir Güneydoğu'da neler oluyor neler?.. Bu kadar negatifliğin bir araya toplandığı, bu kadar işin kitabına uydurulduğu bir dönem, dileriz bir daha yaşanmaz... Yaşansa bile birileri buna müsaade etmez inşallah... Bugün, eyyamcılık ağacının bir dalından diğerine atladık durduk... Ama elimizi nereye atsak, o dal kırıldığı içindir bu zıplamamız... Futbolumuzun gidişatına üzüldüğümüzdendir... Spor sahalarının güzelliğine leke sürülmesindendir bütün bu çırpınmamız... Sportmence mücadeleye gölge düşürülmesindendir... Başta federasyon olmak üzere, MHK ve bir kısım yağcı basının "Uyusun da büyüsün" diye "Ninni" söylediği Türk futbolunun katledilişine seyirci kalanlara olan isyanımızdandır bütün bu karamsarlığımız... Dileriz yarınlar - ümidimiz olmasa da - çok geç değil, çok güzel olur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.