Hani "Çoluk çocuk takımı ile muhatap olmam" diyen, mahallenin dayısı gibi, F.Bahçe; karşısına bu kılıkla çıkan G.Saray'ın fiyakasını bozuverdi... Çünkü ortam öyle müsaitti ki... G.Saray'ın kalesinde, bacak arasından gol yemenin ayıbını yaşayamayacak kadar acemi bir kaleci vardı... Savunmasındaki bir Balta da ona yardım etti adeta... Daha 5. dakikada yelkenleri suya indiren bir tekne gibi batırdı bu ikili G.Saray gemisini... Tabii sadece Orkun ve Balta değildi goldeki failler... Sabri'nin boyundan büyük ön liberoya soyundurulması da işin başka bir komik yanıydı... HHH Hakan Şükür ve Ümit gibi iki golcünün kenarda oturulmasından büyük bir mutluluk duyan Zico, bu fırsatı, bir an evvel değerlendirmek için sabırsızlanıyordu kenarda... Sizin elinizde Hakan Şükür ve Ümit Karan varsa, Kalli'den başka her hoca bu ikiliyi gözü kapalı ilk on bire koyar mutlaka... Ama Kalli, Trabzonspor'a tesadüfen bir gol atan 1.65'lık Serkan Çalık'ı, F.Bahçe karşısında "golcü" diye G.Saray'ın forvetinde düşünürken ne bekliyordu ki bu gençten? Ona göre Serkan, Lugano ve Edu gibi iki dev adamın arasında hem cirit, hem de gol atacaktı haa... Gülerlerdi buna... F.Bahçe "Nasıl olsa, bu seyirci bu yıldız bolluğu ile G.Saray'ın işini bitiririm" havasında, oyun disiplininden golü bulduktan hemen sonra koptu... Çünkü tribünlerdeki müthiş taraftar, hakemi etkisine almak için, sarı-lacivertlilerin yanlış-doğru her hareketine gök gürültüsü gibi destek veriyordu... Öyle ki Carlos'un numaradan yere yatıp, sanki en acımasız tekmeyi yemişçesine kıvranmasına bile bile kanarak hakem Aydınus'u çembere aldı bir keresinde... İlk 45 dakikanın 30 dakikasını, çoluk çocuklu kadrosu ile G.Saray'a kaptıran F.Bahçe, ikinci yarıda bambaşka bir kimlikle çıktı sahaya... Üst üste kaçan gol fırsatları, bu defa G.Saray'ın gardını düşürdü... Deivid'in 57. dakikada gelen golü, gecenin flaş haberi olarak Saracoğlu Stadı'nda anons yapılırken, G.Saray için ümitlerin de tükendiği ilan ediliyordu sanki... Gündüz PAF'ların ve basketbol takımının galibiyetleri ile yetinmek zorunda kalan G.Saray'da, sorumlular değil, tek sorumlu aranmalıdır dün... O suçlu da "Yaşlı Kurt" denilen Kalli'dir... Salatalıktan komposto yapmaya çalışır gibi, saçma sapan bir G.Saray kadrosu ile Saracoğlu'nda, hazine aramaya kalkmanın sonu böyle olur işte... Çünkü bu ligin, bu kadar ucuz olmadığını birilerinin anlama zamanıdır artık... Hele, poker oynamaya kalkan yaşlı ustalar, sadece para değil, prestij de kaybeder bu saatten sonra...