Bir gün önce, nefeslerin tutulduğu bir zirve yarışına şahit olurken, dün de tam tersi bir maç izledik... Tribünde seyirci yok... Sahada, can derdinde bir Diyarbakırspor ve Denizli'nin aynı anda şans verdiği Rıdvanlı, İsmailli, Nihatlı, Necipli Beşiktaş... Ve sonunda Diyarbakırspor'un, lige sallamak için, eline beyaz mendil aldığı bir 90 dakika sonu... Lig üçüncülüğü için, ufak da olsa şansını zorlayan Beşiktaş, bunun farkında olmayan bir hocasının, lig başından beri fazla yedek bıraktığı, aynı zamanda hiç verim alamadığı futbolcularla ne yapmak istediğini anlamak çok güçtü. Diyarbakırspor'un gücü belli... Yakalarına yapışan "bela" yüzünden, çekmedikleri çile kalmadı. Ne yapsalar olmuyor... Siyah-beyazlı takımın o beğenmediğimiz kadrosu, sezon başından beri özlediğimiz pas trafiğini en iyi yaptıkları bir maçta, belki bir büyük takım gibi olmasa da, oyunun her dakikasında hakim rolünü oynadı. İlk yarı görünen tablo buydu... Rüştü'nün kalesi, bu devrede, direkte patlayan şut dışında fazla ziyaret edilmedi... Buna karşılık, orta sahada Fink ve Ernst'in tempolu oyununa genç Necip de ayak uydurunca, ev sahibi takım bu bölgeyi aşamaz hale geldi. Sezon başında kendisine verilen onlarca şansı, en kötü şekilde kullanan, Beşiktaş'ın en pahallı futbolcusu Nihat bile, istekli koşuları ve hırsıyla yöneticilerin tam da "fiyat indirme politikası" uyguladıkları şu günlerde, kafaları karıştırdı. İkinci yarıya golle başlayan Diyarbakırspor, o anda Sivas'tan gelen iyi haberlerin de morali ile maçta dengeyi kurdu. Ama Abdullah'ın kendi kalesine gönderdiği ters vuruş, tüm güzel düşünceleri alıp, uçurumdan aşağı itti. Şimdi gözler kırmızı-yeşilli takım yöneticilerinde... Ligden son iki maçta çekileceklerini söyleyen o yöneticiler giderayak Süper Ligi karıştırmak mı, yoksa sezon boyunca çektikleri sıkıntıları dile getirmek mi isteyecekler bilemiyoruz... Ama bu Diyarbakırspor'a yazık olduğu bir gerçek... Evladına sahip çıkamayan Süper Lig'in babaları, bir defa olsun ayak basmadıkları bu şehri, futbol küskünü ve isyankarı yaparak, acı çektirdiklerinin farkına varabilecekler mi bakalım?