Skor kimseyi aldatmasın... Hele Beşiktaş'ın attığı sapına kadar "Beleş" gol hiç aldatmasın. İşkencenin de çeşitli şekilleri vardır... Falakaya yatırırsınız... Buzlu suyla ıslatır ıslatır pataklarsınız... Bazen de, Beşiktaş'ın dün geceki gibi bir maçına getirir, "Seyredin bu maçı" diye zorlamada bulunursunuz... İşte bizler, bu işkenceye maruz kalan kesimdendik Eskişehir'de... *** İki takımın da eksikleri önemliydi, tamam... Hele geçen hafta bay geçen Eskişehirspor'daki sakatlıkları anlamak mümkün değil... Beşiktaş'ın kırmızı ve sarı kart mağdurlarının eksik bıraktığı kadroya ne demeli... Fırsat değerlendirmek yerine, modaya uyup tribünleri uyutmaya çalışanların, bu takımı sırtlamaları gerekirken, kolay yolu seçip "kaytarıcılığı" tercih etmeleri affedilir cinsten değildi... Türk futbolunda şampiyonluğa oynadığını iddia eden Beşiktaş'ın, bu futbolla hedefine ihanet ettiği apaçık ortadaydı dün gece... *** Lig başladığından beri, Kasımpaşa karşılaşmasında rakibe çarpıp bulduğu tek gole çocuklar gibi sevinen Nihat, dün gece yine hüsranları oynadı... Olmuyor... Olmuyor... Olmuyor... Ne Beşiktaş, ne de Türkiye, Nihat'ın golcü olduğunu görmeyecek bu gidişle... Yakında siyah-beyazlı tribünler Nihat için homurdanmaya başlarsa kimse şaşmasın... Beşiktaş'ta Nihat gibi sırıtan diğer bir ismi olan Tabata da tam bir fiyaskoydu... Bu kadar kaytarmaca, bu kadar riskten kaçma, Tabata'nın futboluna bir şey katmaz, üstelik çok şey götürüyor kariyerinden... Nitekim 45 dakika bile sabredemedi Mustafa Denizli ona... *** İkinci yarı başlarken Tabata'nın yerine Erhan'ı oyuna alan Denizli, Ekrem'i hücuma çıkarma adına planlar yaptı ve bu plan 84. dakikada meyvesini verdi. Eskişehirspor'un o özlemini çektiğimiz seyirci gücü bile dün gece yeri göğü inletemezken, Beşiktaş'ın gazına gelip, kazanmak için fazla çaba sarf etmediler ve tesadüfi bir golle hiç de hak etmedikleri mağlubiyetle tanıştılar...