Yiğidin hakkı

A -
A +

F.Bahçe'nin deplasman deplasman dolaştığını gördük de, Kadıköy'ün haritada yer değiştirdiğine ilk defa şahit olduk.. Şampiyonluğa inanmış bir takımın taraftarı olmak gerçekten müthiş. Böyle bir topluluğun tribün desteği altında gücüne güç katan F.Bahçe'nin, sahada coşmaması zaten ayıp olurdu. Ve bu F.Bahçe'nin şampiyon olmaması da fiyasko... Sonunda sürprizlere yer bırakmayan sarı-lacivertliler yüzbaşılığa terfi ederek fiyakalı yeni smokinlerini giydiler Denizli'de. Sezon başından beri böylesine ortak işleyen dişlilerin çevirdiği büyük bir çark gibiydi F.Bahçe. Kendisine fazla iş düşmeyen Volkan dışında bu kadar görev aşkıyla tutuşan bir F.Bahçe'nin, Denizli'de kazaya uğraması diye bir şey düşünülemezdi. Kendi sahasında kuzudan farksız Denizlispor hem tribünleri, hem saha içindeki her parseli F.Bahçe'ye kaptırıp, derdine dert kattı. Her gol sonrası tribünleri yıktı, yönetime istifa daveti çıkarttı. Türkiye'nin ilk tel örgüsüz stadı, dünkü manzaradan sonra sahayla tribün arasına Berlin Duvarı örülecek hale geldi. Oysa ne gerek vardı bu kadar sinire? Sen hem maça gelme, tribün yerine stad etrafındaki evlerin terasını, salonunu, balkonunu doldur, sonra da isyan et. Yok öyle şey. F.Bahçe önce Selçuk, sonra da Nobre'nin yol geçen hanına çevirdiği Denizli sağ kanadını, bu ikililin iki güzel ortasıyla 10 dakikada gardı düşmüş boksöre döndürdü. İlk devrenin sonunda bu defa yine sol kanada sarkan Ümit de fırsatı değerlendirince, F.Bahçe işi bitirip unu eledi, eleğini duvara astı. Denizlispor 9 şiddetindeki peş peşe gelen depremlerle yerle bir olurken, ikinci yarıda artık sahada şampiyon F.Bahçe vardı. Onlar Trabzon'dan gelen mutlu (!) haberlerle sahadaki disiplinlerini, ciddiyetlerini bozmadı. Denizli'ye tedirgin geldiler, şampiyon döndüler. Süper Lig'in en büyüğü olmak dışında inanmanın, işi bırakmamanın hediyesini aldılar. Şimdi bu takımda dökülecek çok insan var ama, anıtı dikilecek tek adam var. O da Van Hooijdonk. Yaşına başına bakmadan Türk futbolcusuna profesyonelliğin dersini veren, kitabını hediye eden bu yıldız, F.Bahçe'nin göğsündeki üçüncü yıldızın ta kendisidir. Selam yüzbaşım.. Helâl sarı-lacivert tribünler.. Mutluluğunuz, şampiyonluğunuz kutlu olsun..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.