Karşılaşmanın daha 2. dakikası...
Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba'nın yüzünü bir görmeliydiniz...
Hem üzüntüden, hem şaşkınlıktan, kendi defansına kızgın bakışlar atarken, Gekas'a gıbta ile bakıyor ve içinden mutlaka "Keşke böyle bir futbolcum olsa" diye geçiriyordu...
Hakikaten, hani derler ya "Anasından sanki futbolcu olarak doğmuş" diye, alın size günümüzdeki örneği...
Gekas bu...
Akhisar'a kim getirmişse, tebrik etmek lazım...
Futbolcunun "hasından" anlayan kimse o isim, eğer bu takım ligde kalırsa onun sayesindedir...
Gerçekten hayran olmamak elde değil...
11 maçta 10 gol...
Avrupa'da, yanılmıyorsam ortalamada sadece Messi geçiyor Gekas'ı...
27.dakikada Mustafa Pektemek'in hem şanssızlığını kırdığı, hem de Beşiktaş'ı eşitliğe taşıdığı gole bir dakika bile sevinemedi siyah-beyazlılar...
Çünkü, rakip takımda hata affetmeyen bir Gekas vardı...
***
Beşiktaş açısından baktığımızda, hem Sivok, hem de İ.Toraman'ın defans bloğundaki eksikliği buram buram hissedildi dün gece...
Tabii forvette Almeida'nın da olmayışı, sanki Kartal'ın pençelerinin olmaması gibi bir şeydi...
Bütün bu aksilikler cepte dururken, bir de Fernandes'in son dakika yokluğu, Beşiktaş'ın Akhisar karşısına çıkarken, moralleri bozan bir terslikti...
Nitekim erken yenen gol ve sonraki dakikalarda Fernandes'in işini yapacak bir ismi sahada görmek imkansız gibi oldu...
Oğuzhan'ın, Veli'nin, Olcay'ın üçünü toplasanız bir Fernandes etmediğini gördük...
Samet Aybaba, Holosko'ya bir devre bile dayanamadı...
Ve ikinci yarı...
Akla karanın belli olduğu bir 45 dakika...
Akhisar'ın müthiş presli, inançlı oyunu...
Beşiktaş'ın Gökhan Süzen'in atılmasıyla 10 kişi kalmış kadrosunun çöküşü...
Kaçan penaltı ve siyah-beyazlılar için ayıplı bir skor...
Ve yüreğini ortaya koyanın, mutlu olduğu bir gece...