Futbola ve 3 puana susamış Beşiktaş, bu özlemini dün gece kana kana giderdi. Üstelik Denizli gibi kitabında sadece hücum ve gol düşünen bir ekip karşısında alınan bu galibiyet daha da anlamlıydı. Avrupa maceraları bitmiş olsa da, biz dün iki ekibi ellerimiz şişinceye kadar alkışladık. Ama Beşiktaş'a apolet takarak, hayran hayran bakarak uğurladık İnönü'den... Milli maç sebebiyle verilen arada Lucescu kafasında ürettiği yeni kadro ve oyun anlayışını sahaya serdirdi dün. Her zaman zaaf içinde gördüğümüz orta saha dezavantajı dün aksine orta saha zenginliği içinde karşımıza çıktı. Sergen'in zarif, gösterişli ve o derece de takımı adına pozitif hareketleri bir gecenin zaferle kapanmasındaki en büyük etkendi. Sergen 60 dakikada attı, attırdı ve tribünlere futbolun zarafetini tattırdı. Eğer bazen sadece kendisi için oynamasaydı; dün geceki Sergen'i kolay kolay unutamazdık. Sergen gecenin yıldızıydı ama, bir de Tayfur'un hakkını yemeyelim. Kaptan, hiç hatasız bir 90 dakikayı tamamlarken; 18'lik delikanlı gibi saha ona dar geldi. Giunti de bu ikilinin arasında kötü olacak değildi tabii. O da Beşiktaş'taki en verimli futbolunu ortaya koyanlardandı... Son haftaların durgun golcüsü İlhan ise Nouma ile sanki daha aktif role büründü. Bu ikili, Denizli defansını her dakika rahatsız ederken; görevlerini yapmanın mutluğu içinde geceyi tamamladılar.