Ziller kimin için çalacak?

A -
A +

Büyük olmak için, sadece büyük düşünmek yetmez. Bu sadece, hedefi yükseltme azminin bir küçük ifadesidir. Çünkü, büyük olmak için önce inanmak gerekir. Bazı zorlukların karşınıza çıkacağını ama bunu aşabilecek gücü kendinizde toplayacağınıza inandıktan ve de inatlaştıktan sonra, gözünüzde büyüttüğünüz hedef, bir anda küçücük bir amaç haline gelir. *** Bu ülkeyi, işgalcilerin kirli emellerinden kurtarmak için Atatürk'ün büyük düşünmesi yanında, elinde topu tüfeği olmayan, üstünde giyeceği bulunmayan, karnı yarı aç, yarı tok Türk Milleti'ne aşıladığı tek ifade, "Yeter ki inanın. Başaramayacağımız hiç bir şey yoktur önümüzde" sözlerinin etkinliğinin de, insanları nasıl güçlendirdiğinin gerçeği yatar. Bir ulusun yeniden canlandığı, karşısında durulmaz bir ordu haline gelmesi, inanmanın ifadesidir. Projeler üretip, hayata geçiremedikten sonra, o projelere insanları inandıramadıktan sonra, büyük düşünseniz ne yazar? Biz yıllardan beri, sadece günü kurtarma plânları üzerinde yaptığımız çalışmaların cezasını ödemiyor muyuz? Bu gün yaptığımız yolu, bir ay sonra kazmıyor muyuz? Bu gün diktiğimiz binaları, dev kule simsarlarına kaptırmıyor muyuz? Denizlerimiz neden kirli, ormanlarımız neden çöplük, neden yolda, işte, banka önlerinde, otobüslerde insanlara saygımız yok? Bizler, yarınlarımızı "Boş ver" mantığı içinde ciddiye almazsak, insan gibi düşünemezsek, geleceğimizi de tehlikeye atmış olmaz mıyız? 100. yılın şerefine takımın çoğunluğunu Brezilyalı yapma mantığının, nasıl ortaya atıldığı ve de bu mantığın hayata geçirildiğini anlamak mümkün değil... Alex'in F.Bahçe'deki klâsını kimseler inkâr edemez. Ama bu Alex, eğer yönetime baskı yapıp "Şunu, bunu yanıma isterim" dayatmasında bulunmuşsa ve de yönetim buna rıza göstermişse, işte orada durmak lâzım biraz... 3 yılda, 2 şampiyonluğa imza atan Daum'u beğenmeyenlerin, aynen Mustafa Denizli gibi, Avrupa'da başarı sağlayamaz mantığı içinde onu göndermesi, bir yönetimin yapacağı en büyük hatadır. Daha Türkiye'yi tanımayan, ülkesi dışında bir başarısı bulunmayan, İstanbul'da otel odalarında sürünen bir hocadan başarı beklemek 90 yaşındaki kadından ikiz bebek beklemekle eş değer değil midir? Daha ligin başı ve F.Bahçe'de işler karışık... Ortalık durup dururken bulanmadı ki... Bulandıranların, bu kadar masum pozlarda ortalıkta dolaşması ve kendilerinden başka suçlu araması, boşuna değil mi? Neden aynaya bakmazlar ve bir kere olsun "Kabahat bizde, beceremedik" demezler? *** F.Bahçe, yıllardan beri taraftarına hep "Avrupa'da başarı" sözü vermiştir. Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası sahiplenilmesi gibi düşünceler ve o hırsla kurulan kadroların, sadece insanları o günlük mutlu edilmesi dikkate alınarak yapılmasındaki yanlışlıklar, en kısa zamanda su yüzüne çıkıverir. Hangi futbolcu, neden alınmıştır? Takım oyununa uyacak yapıda mıdırlar? Yoksa sadece flâş isim olmaları mı önemlidir? Alınanlar savaşçı mı, yoksa masa başı generali midir? Cepheye gönderdiğinizde, başarı için canlarını dişlerine takarlar mı? Yoksa, aldıkları paralarla, lüks evlerde, lüks arabalarda, Boğaz turlarına, fuar açılışlarına mı katılır? İşte bütün mesele, bunları süzebilmekte yatar. *** Türkiye'de, şampiyonluğu öyle veya böyle tekelinde bulunduran 4 büyüğümüzün, yıllardan beri yaptıkları hoca ve futbolcu transferlerindeki yanlışlıklar yüzünden kahrolan taraftarı, hırsını, ya koltukları kırarak, ya küfür ederek, ya da sokakta adam kovalayarak çıkarmakta ustaysa, bundaki en büyük pay sahibi, kafalarına göre iş yapan yöneticilerdedir. İşte size Zico ve son anda transfer edilen Edu, Lugano, Deivid, Kezman... Tam kazanılmışken kaybedilen Can'ın, Önder'in, Murat'ın, Nobre'in, Servet'in suçu neydi? Gelenler; üstelik inanılmaz paralara gelenler, bunları 5'e, 10'a, 100'e mi katlayacak kapasitededir? Şimdi giden paralara mı yanarsınız yoksa giden, eski evlatlara mı? Başkanın "Avrupa'da başarı" hasreti ile yanmasını söndürecek transferlerin yetersizliği, 6 maçta ortaya çıkarken, hocanın daha yolun başında azar işitir hale getirilmesi, F.Bahçe'nin yarınları için iyi sinyal midir? Hayır... Galiba, inanmadan yapılan düşünce yanlışlıkları, Avrupa hayallerine uzaktan bakılması gibi bir hüsran doğuracaksa ve bu şimdiden belli olmuşsa, yakın zamanda yine asmalar, kesmeler ve sonunda da istifalar gündemin merkezine oturacaktır. Bakalım ziller kimin için çalacak... Birilerinin "iş paydosu" pek uzak değil gibi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.