Zorla yenen aş!

A -
A +

Haftalardır "Papatya Falı" açılan, kimisine göre palavra; kimisine göre de ağır ağır gerçekleşen bir konu olan Sneijder transferi, nihayet son buldu... Hakkında bu kadar konuşulan mevzuların ortaya çıkmasına sebep olan Hollandalı yıldız, paranın sıcak yüzü hatırına G.Saray'a ve Türkiye'ye gelmeye razı olurken, adeta bu transferle uğraşanlara kan kusturdu... Sneijder, tabii ki bir dünya yıldızı... Eyvallah... Ama İnter'de istenmeyen adam kimliğini üzerinde taşırken bile, bu kadar naz, niyaz yapması ve sonunda istediğinden daha fazlasını koparması, onun üzerindeki odaklanmayı şimdi biraz daha çoğalttı... Eğer bu Sneijder, tek başına G.Saray'ı şampiyon yapamazsa (!) Eğer bu Sneijder, tek başına G.Saray'ı Şampiyonlar Ligi'nde, en azından finale çıkaramazsa (!) Yanmıştır... Dilimizden, elimizden kimse kurtaramaz bu Hollandalıyı! Çünkü... Bu ülkenin parasının hakkını verecek... Öyle yılda, 4 milyon euro garanti para; maç başına 25 bin euro; lig şampiyonluğunda 500 bin TL; Şampiyonlar Ligi Finalinde 250 bin TL; menajerine 1,5 milyon euro parayı kapan ve 3,5 yıllık mukaveleye imza atan bir oyuncu, oynadığı takımı uçurmak zorunda! İsterse uçurmasın bakalım... BEKLEYİP GÖRECEĞİZ İşin espri tarafı bu... Bir de gerçek tarafı var... Hem de bu iki taraflı bir gerçek... Tarih 09 Aralık 2012... "Diego veya Sneijder... Bunu başkan benimle paylaşmıştı... Ben de başkanıma bunların yerine Kaka'yı istediğimi söyledim..." Kim bunu söyleyen; Fatih Terim... Tarih 09 Ocak 2013... "Kulüplerde hiyerarşi vardır... Başkan ve onun altında çalışan profesyoneller... Fatih hocamız da, çok değerli bir profesyoneldir." Kim söylemiş bunları; Başkan Ünal Aysal... Görülüyor ki; teknik direktör istemediğini beyan etmesine rağmen, başkan bu transferi kendisinin yapacağını ve hocanın da Sneijder'i oynatacağını söylüyor inatla... Ve transfer şekillendiğinde, karşımıza iki ucu da birbirinden farksız bir durum çıkıyor... Sneijder, müthiş futboluyla diyelim G.Saray'ın şampiyonluğuna büyük katkı yaptı... Kim haklı o zaman? Bu transferde ısrar eden Ünal Aysal tabii... Bir de tersi var işin... Diyelim, Sneijder, G.Saray'a fazla bir katkıda bulunamadı... Kim haklı o zaman? Fatih Terim... Yani işin özeti şu... Bu transfer tüm camiayı asla mutlu etmeyecek... Birisi mutlu olurken, birisi ezilecek... Ve en fazla da bu işte huzuru kaçan taraf Fatih Terim olacak... İlk defa, istemediği bir transfer, hocaya zorla kabul ettirildi... Bunun faturası bir gün mutlaka çıkacaktır... Çünkü "Zorla yenen aş; ya karın ağrıtır, ya baş!" ----------- >>> Yıldırım, kime hesap verecek peki? Geçtiğimiz hafta F.Bahçe Yüksek Divan Kurulu toplantısı, eskilerine nazaran, biraz daha renkli ve heyecanlı geçti... Başkan Aziz Yıldırım, belki de kendisini ilk defa kurumsallaşma konusunda eleştiren ve "Yanlış yapıyorsunuz" diye uyaran Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay'a ateş püskürdü... Günay'ın, konuyu anlamadığını ifade etti... Eski dostlar, bir anda neredeyse düşman oldu... Kulübü, bugüne kadar "bakkal dükkânı" gibi idare ettiğini itiraf eden bir başkan, yeni kurumsallaşmaya adım atarken, eleştirilere de açık olmalı... Ama eskiden olduğu gibi, başkanı eleştiren "Tu kaka" oluyor anında... Ya üyelikten atılıyor, ya cephe alınıyor, ya da Yüksek Divan Başkanı olmasına rağmen "Sen bu işleri anlamıyorsun" diye sinirlenip, ortalığı gerginleştiriyor... Oysa muhalefetsiz, eleştirisiz bir yönetim şekilleri, hatalara en açık yönetim şekilleridir... Orada da, hız kısıtlaması vardır genelde... Ama Sayın Yıldırım, kendini hep F1 pilotu Vettel gibi gördüğü için, kural, hız limiti, program asla tanımıyor... Oysa bunun en büyük zararını da, sonunda kendisine dönüyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.