PKK ile görüşme konusunda çok sayıda rivayet var. Uzun tartışmalardan sonra ikinci BDP heyeti İmralı'ya gidiyor. Öcalan; PKK'yı Suriye'ye taşıdığı günlerde tüm benzeri Marksist/Leninist örgütler gibi gücünü arttırmanın yollarını arıyordu ve 1982'de Avrupa'da "Faşizme Karşı Geniş Cephe" ilan etmişti. Ziyaretçi kompozisyonu bana biraz o günleri hatırlattı. Eğer isimleri kendisi belirledi ise, siyasi yeteneklerini sergilemeye başlamış demektir. Bu da görüşmelerin/müzakerenin zorlu geçeceği anlamına geliyor. Öcalan kendi hesaplarını ve manevralarını yaparken Başbakan Erdoğan da boş durmuyor ve "beş koldan" PKK sorununun üzerine gidiyor. Nitekim sonuca giden yolda taşları farklı biçimlerde, zamanlarda ve sessizce döşüyor. Görebildiğim kadarı ile Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorununun çözümünü amaçlayan "büyük stratejisi" beş ana unsurdan oluşuyor. Birinci grubu kamuoyunun en fazla ilgilendiği "güvenlik" konuları oluşturuyor. Bunlar güvenliğin sağlanması, dağdaki PKK'lıların eylemleri durdurması, silah bırakması ve normal hayata dönüş ile eş zamanlı olarak güvenlik güçlerinin reforma tabi tutulması. Hükümet bu konularda süreci ilerletmeye kararlı ve istekli görünüyor. Stratejini ikinci parçasını; çokça tartışılan yeni anayasa ve ona bağlı yasal düzenlemeler oluşturuyor. Yeni anayasa tartışmalarını sadece başkanlık konusuna indirgemek bu bağlamda doğru bir bakış değil. Şu bir gerçek ki, PKK silah bırakacaksa bunun sağlanması ancak yeni anayasa ve yasal düzenlemelerle mümkün olacaktır. Üçüncüsü; ekonomik ve sosyal politikaların pozitif bir gündem oluşturacak şekilde kısa, orta ve uzun vadede doğru yürütülmesidir. Böylece Başbakan Erdoğan, "kitlelerin beynini ve kalbini" kazanmayı hedefliyor. Çünkü ekonomi politikalarındaki başarı öykülerinin insanların geleceğe daha olumlu ve umutlu bakmasını sağlayacağı umuluyor. Nitekim açıklanan ekonomik paketler ve sosyal politikalardaki uygulamaları biraz da bu yönüyle görmek gerekir. Büyük stratejinin dördüncü ayağını, kamuoyu algısını yönetmek oluşturuyor. Beşinci ve son stratejik konu; bölgesel ve küresel aktörlerin rolünü azaltma ya da olumlu hale dönüştürmektir. Haftaya bu konular üzerinde duracağım... Sonuçta Başbakan Erdoğan'ın bir "büyük strateji"ye sahip olduğu görülüyor. Yolculuğun başında yol haritasının olduğunu bilmek rahatlatıcı olmakla beraber, PKK sorununun dünyanın çözüm bekleyen en karmaşık, zor ve belirsizliklerle dolu konusu olduğunu unutmamak gerekir.