O. Doğu ve K. Afrika'da yeni bir asimetrik çatışma dalgasını beklerken

A -
A +

Geçen hafta Cezayir'de yapılan rehine kurtarma operasyonu tam bir fiyasko idi. Çok sayıda Batılı rehine hayatını kaybetti. Bu hadise ilginç gelişmeleri tetikleyecektir. Çünkü izole bölgelerde çalışan Batılı ülke vatandaşları bundan böyle kendilerini daha fazla tehdit altında hissedeceklerdir. Hükümetler ve şirketler ise güvenlik politikalarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklardır. "Arap Baharı" öncesinde de Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da radikal silahlı gruplar vardı. Ancak iktidarları deviren ayaklanmalar askerîleştikçe, silahlı hareketler de yeni bir ivme kazandılar. Her ne kadar bölgede bunlara karşı askerî başarı elde edildiği söylense de, açıklamaların tam olarak gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. Çünkü bu bir konvansiyonel savaş değil. Daha uzun süre devam edecek sınırları, hedefleri ve kuralları belli olmayan asimetrik bir mücadele. Sahra altı bölgesinde silahlı grupların etkinliklerinin gözle görülür biçimde artmasının nedenlerinden birisinin Libya olayları olduğunu biliyoruz. Nitekim bunun ilk işretlerini ABD'nin Libya büyükelçisinin öldürülmesinde gördük. 'Arap Baharı'nın en önemli yan çıktısı, bölgede yıllarca sürecek gerilla hareketlerine uygun şartları oluşturmasıdır. Nedenlerini şöyle sıralayabiliriz. Silahlı hareketler artık çok daha kolay askerî teçhizat ve malzemeye ulaşabiliyorlar. Eski rejimler yıkıldıkça, ordularının silahları ve askerî depoları sivillerin eline geçiyor. Milyonlarca silah, cephane ve patlayıcı militanların kontrolüne giriyor. Belki bazı ülkelerde bunların arasında kimyasal silahlar da olacak... Yine, militanlar askerî malzeme ve silahları kullanma yeteneklerini de geliştiriyorlar. Öte yandan politik sorunlara tamamen askerî perspektiften bakmaya başlıyorlar. Üçüncü nedeni siyasi motivasyonun çok güçlü olmasıdır. Bu nedenle de çatışmalar daha da keskinleşiyor. Dördüncüsü, hükümetler yıkıldıkça temel fonksiyonları olan güvenliği sağlama ve kontrol yeteneklerini kaybediyorlar. Bu nedenle halkın kontrolü silahlı grupların eline geçiyor. Beşincisi, militanlar çevre ülkelere yayıldıkça yerel imkânlara kavuşarak yeni bağlantılar kuruyorlar ve güçleniyorlar. Son olarak da, artan özgüvenleri nedeniyle daha atılgan hâle geliyorlar. Cezayir örneğinde olduğu gibi, Kuzey Afrika ve Orta Doğu yeni bir asimetrik savaşlar çağına giriyor. Devletler, şirketler ve bireyler bundan gerekli dersleri çıkarmalıdır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.