Askere moral olan yoğurt!.. 302-

A -
A +

Şanlı Plevne müdafaası tarihimizin en büyük destanlarından biridir... Soğuğa ve müthiş düşman ateşine aldırış etmeyen Türk askeri, açlıkla pençeleşiyordu. Askere günde 100 gram tayın verilebiliyordu... Rus ve Rumen askerleri, Osmanlı siperlerine 10-15 metre kadar yaklaşmışlardı. Onlar da, askerlerimizin yiyeceklerinin tükendiğinin farkındaydılar. Bu yüzden laf atmaya başlamışlardı. "Heeey...Türk oğlu!.." Plevne yakınlarında bulunan Griviçe köyünden yaşlı bir Türk kadını, birkaç çanak yoğurtla, ölümü göze alıp yoğun ateş altında siperler arasından geçerek en ileri hattaki askerlerin yanına kadar geldi ve çanakları Gazi Osman Paşa'ya verdi. O da ileri hatlardan birinde bulunan Ahmed Çavuş'a gönderdi. Askerler çanakların etrafında toplanıp, tam kaşıklarını daldıracakları sırada biraz ilerideki Rumen askerlerinin siperlerinden biri bağırdı: -Heeey...Türk oğlu...Türk oğlu!.. -Ne var be Ulah oğlu... Ne istiyorsun? -Nasılsınız, eyi misiniz? Ekmeğiniz, katığınız var mı? -Ekmeğimiz de var, katığımız da... -İnanmam... İşte sana bizim peksimetlerden atıyorum. Sen de yediklerinden at da inanayım... "Heeey... Ulah oğlu!.." Birden, ortalarına bir peksimet düştü. Bizim askerlerin ise yoğurttan başka yiyecekleri yoktu. Ahmed Çavuş ve askerler, kısa bir süre birbirlerinin yüzlerine bakındıktan sonra, daha tadına bile bakamadıkları yoğurt çanaklarını ellerine aldıktan sonra, Ahmed Çavuş bağırdı: -Heeey... Ulah oğlu... Ulah oğlu!.. Bizde yalnız ekmek değil, yoğurt bile var, dedikten sonra yoğurt çanaklarını hep birden düşman siperlerine fırlattılar. Düşman askerleri, şaşkına dönmüştü... Askerimizin bu fedakarlığı sebebiyle düşman, Osmanlı ordusunun daha uzun müddet savaşacak kadar yiyecek ve cephanesi olduğuna inanmaya başladı ve moralleri bozuldu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.