Bir kaşık zeytinyağı ile kansere dur deyin

A -
A +

Akdeniz ülkelerinin harika ağacı zeytinin kökü, dalı yaprağı, meyvesi, çekirdeği, yağı ve hatta tortusu bile şifa kaynağıdır. Türk mutfağındaki, özellikle kahvaltı sofralarındaki vazgeçilmez yeri bir kenara, içerdiği birçok vitamin ve mineral, hem zeytini, hem de zeytinyağını "baştacı" etmemizi adeta zorunlu kılıyor. Çünkü; zeytinyağı, kanserden kolesterole, kalp rahatsızlıklarından şekere kadar birçok hastalık için şifa kaynağı. Geçtiğimiz aylarda Amerika Kanser Derneği tarafından, zeytinyağının insan sağlığı açısından önemini ortaya koyan bir açıklama yaptı. Açıklama şuydu: Her gün içilecek bir kaşık saf zeytinyağı, kanser riskini yüzde 45 azaltıyor. Amerika'nın ünlü Archives of International Medicine dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, günde bir kaşık zeytinyağı almak ve buna bağlı olarak diğer yağ alımlarını azaltmak, meme kanserine yakalanma riskini yüzde 45 azaltıyor. Araştırmaya göre; Akdeniz ülkelerinde kanserden ölümlerin dünya ortalamasının çok altında olmasının sebebi de, bu ülke insanlarının bol bol zeytinyağı kullanmasında yatıyor. Hem enerji hem sağlık Tarih boyunca pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmış bir besin olan zeytin yağının vücuda faydaları oldukça fazla. Zeytinyağının en önemli özelliği, besleyici olması ve vücuda enerji vermesi. Ayrıca cildi güzelleştirmesinin yanı sıra içerdiği azotlu maddeler yardımı ile tok tutma özelliğine de sahip. Karaciğer, safra kesesi ve böbrek hastalıklarına da iyi geliyor. Zeytinyağı, böbreklerin temizlenmesine ve böbrek taşlarının düşmesine de yardımcı oluyor. Damarları açma özelliği sayesinde, kalp ve damar sağlığı için de en faydalı yağ çeşidi. Herşeyden önce zeytinyağının hazmı son derece kolay. Bitkisel esaslı olduğu için kolesterol tehlikesi yok. Her vitamin var Kalp ve damar hastalıklarının kontrol altına alınabilmesi için mutlaka zeytinyağına dönük bir beslenme biçiminin tercih edilmesi öneriliyor. Doğadaki besinlerde çok kolay bulunmayan E vitamini zeytinyağında bol miktarda bulunuyor. Bu da hücre yenilenmesinde çok etkili. Bunun dışında A, K, D vitaminleri de içeriyor. D vitamini en çok güneş ışınlarında var, biliyorsunuz. Ve bu vitamin kemiklerin gelişiminde önem taşıyor. Zeytinyağı da önemli bir D vitamini kaynağı. Bütün bunlara bakınca, zeytinyağını soframızdan eksik etmememiz gerektiğini daha iyi anlıyoruz. Özellikle çocukların mamalarına bir iki damla zeytinyağı eklemek çok faydalıdır. Çok az tüketiyoruz Dünya Sağlık Teşkilatı'nın verilerine göre; kişi başına en fazla zeytinyağı tüketen ülkelerin başında 21 kilogram ile Yunanistan geliyor. Bunu 11.5 kilogram ile İtalya ve 10.4 kilogram ile İspanya izlemektedir. Türkiye ise zeytinyağı tüketiminde 0.8 kilogram ile en alt sıralarda yer almaktadır. Bu da ülkemiz insanlarının zeytinyağı kullanma alışkanlığının ne kadar az olduğunu ve ne kadar sağlıksız beslendiğini ortaya koymaktadır. Zeytinyağlı reçeteler Kaliteli zeytinyağının en önemli merkezlerinden biri olan Ayvalık'ın Ziraat Odaları Başkanı Ahmet Sucu, Bir süre önce, zeytin ve zeytinyağının tıbbi özellikleriyle kullanıldığı yerleri içeren bir kitap hazırlamıştı. kitapta, zeytinyağı ile hazırlanmış çeşitli şifa reçetelerine de yer verilmiş. İşte bunlardan bazıları: * Kalp ve karaciğer hastalığı: Sabahaları aç karnına bir çorba kaşığı içilmelidir. * Tansiyon - yüksek kolesterol: Dört çay bardağı suya, 20 tane zeytin yaprağı konulur. Üç çay bardağı su kalıncaya kadar kaynatılıp, süzülür. Günde bir çorba kaşığı içilir. * Nezle ve grip: Zeytin ağacı ve yaprakları kaynatılarak, buharı teneffüs edilir. * Yara ve iltihaplar: Yaprakları ile çok körpe dalları dövülerek yara üzerine konulur. Bu, cildi delerek, iltihabı dışarı akıtır. Siyatik için de uygulanır. * Şeker hastalığı: Zeytin tanesi, iştah açmada, pankreas bozukluğu ve tembelliğinde, şeker hastalığında iyileştirici özelliğe sahip. Yemeğe başlamadan 35-40 damla zeytin özünün, bir bardak suya damlatılarak içilmesi öneriliyor. * Zatürree: Dört saat arayla birer çorba kaşığı zeytinyağı içilmeli... * Zona: Yakıcı ağrılara neden olan bu cilt hastalığında önce 1/1 oranında karıştırılan su ve sirke ile kompres yapılmalı, ardından zeytinyağı ile masaj yapılmalıdır. * Yüksek ateş: 50 gram zeytinyağı bir litre su ile akrıştırılıp kaynatıldıktan sonra, yemeklerden önce birer çay bardağı içilirse ateşi düşürür. * Egzama: Üç çorba kaşığı zeytinyağı, üç çorba kaşığı çiğ süt ve üç çorba kaşığı su iyice karıştırılıp, egzamaya sürülür. 1000 yıllık ağaçların sırrı Yeryüzünde bin yaşın üzerinde çok sayıda zeytin ağacının varlığı herkes tarafından biliniyor. Bunun sebebi bilimsel olarak şöyle açıklanıyor: Zeytin yapraklarının ihtiva etmiş olduğu "Oleuropein" maddesi zeytin ağaçlarını hastalık ve zararlılardan koruyor. Ayrıca zeytin yapraklarından çıkan "Kalsiyum Elenolaten" maddesi de zararlı virüs, bakteri ve mantarları yok etme özelliğine sahip. Bu maddeler zeytin ve zeytinyağı ile birlikte alındığında insanlarda oluşan Herpes virüsü ve yorgunluk gibi problemleri ortadan kaldırarak kişilerin daha enerjik ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Saçınızın rengini papatya ile açın Yaz aylarında saçlarınızın rengini açmak istiyorsunuz. Ancak bu değişimi kozmetik boyalarla veya kimyasal maddelerle değil, tabii yollardan sağlamayı amaçlıyorsunuz. Çünkü boyalarının en zararsızı bile saçlarda az veya çok tahrişlere yol açıyor. Saçların rengini açmak için kullanılabilecek en ideal bitki papatyadır. Papatya suyu ile yapacağınız friksiyon kısa sürede saç rengini açacaktır. Nasıl mı? Gayet kolay... Yarım litre suyun içine bir avuç (veya bir litre suyun içine iki avuç) papatya koyarak iyice kaynatın. Soğuduktan sonra ince bir tülbentten süzerek elde ettiğiniz suyu bir şişeye doldurun. Hergün güneşe çıkmadan önce temiz saçınızı bu su ile hafifçe ıslatarak kısa bir friksiyon yapın ve ardından bir tarakla güzelce tarayarak güneşe çıkın. Güneş papatya suyunun saçınıza iyice nüfuz etmesini sağlayacak ve saç rengini açmaya başlayacaktır. Aynı işlemi bir kaç gün tekrarladıktan sonra saçınızın rengindeki açılmayı farkedeceksiniz. Papatya, saç sağlığı açısından da çok yararlıdır. Saç köklerini güçlendirir, dökülmesini önler, saç derisini derinlemesine temizler, köklerine kadar nüfuz ederek saçı canlandırır. Egzama için formüller Halk arasında mayasıl olarak da adlandırılan egzamanın tedavisi için aşağıdaki reçeteler kullanılabilir: * 4 bardak suya; 2 avuç defne yaprağı, 1 çorba kaşığı defne tohumu konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülüp, egzamalı yerler yıkanır. * 1 baş sarımsak, dış kabukları soyulduktan sonra ateşte pişirilir. Üzerine, 1 çorba kaşığı süzme bal ilâve edilir. Merhem hâline gelinceye kadar karıştırılır. Yatmadan önce egzamanın üzerine sürülüp, yağlı kâğıtla sarılır. Sabahleyin, yeşil sabunla yıkanır. PatlIcan beyin hücrelerini koruyor Türk mutfağında çok geniş bir yeri olan ve nefis yemeklerini beğenerek yediğimiz patlıcan, sağlığımız açısından da ihmal edilmemesi gereken besin maddelerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Besin değerleri fazla yüksek olmamasına rağmen bu harika sebze özellikle beyin ve kalp için son derece yaralıdır. Kabuğundaki "nasunin" adlı kimyasal madde, beyin hücrelerini ve çeperindeki yağ tabakasını koruyarak hücrelerin zarar görmesini engelliyor. Yani beyin hücrelerinin sağlıklı kalmasını ve iyi çalışmasını sağlıyor. Nasunin, aynı zamanda vücudu demir fazlasından da arındırıyor. (Erkekler ve özellikle menopozdaki kadınlar vücuttan demir fazlasını atamadıklarında eklemleri zarar görüyor.) Patlıcan kolesterolü düşürdüğü ve damarları, yüksek kolesterolün meydana getirebileceği zararlardan koruduğu için kalp ve damar sağlığı açısından da çok yararlı bir sebzedir. Diğer faydaları Kansızlığı giderir. Karaciğer ve Pankreas'ın muntazam çalışmasını sağlar. İçerdiği yüksek lif sayesinde kabızlığı önler. İdrar söktürür. Kilo vermeye yardımcı olur. Böbrek ağrısını keser. Sinirleri yatıştırır. Kalb çarpıntısını giderir. Patlıcan alırken ağır olmasına özen gösterin. Ayrıca mor rengin sebzenin her tarafına eşit dağılıp dağılmadığını kontrol edin. Cild hastalıkları, şeker, mide, bağırsak ve karaciğer hastalıkları aşırı derecede olanlar patlıcan yememelidir..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.