Lavanta ülkemizde, özellikle Akdeniz bölgesinde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir bitkidir. Kendine has hoş kokusundan dolayı parfümeri sanayinde kullanılmaktadır. Ancak, lavanta çiçeğinin en önemli özelliği; karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışması üzerindeki olumlu etkisi ve başta Hepatit-B olmak üzere bu hayati organımızda meydana gelen rahatsızlıkların tedavisinde büyük yarar sağlamasıdır. Yani lavanta, karaciğer rahatsızlığı veya karaciğer yetmezliği şikayeti olanların imdadına yetişen bir bitkidir. Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, bitkilerin sağlığımıza katkıları konusunda yazdığı kitapta, lavantanın özellikle karaciğer rahatsızlıklarının tedavisinde gösterdiği büyük faydayı şu cümlelerle özetliyor: "Lavanta çiçeği ile hazırlanan kürü uygulamaya başladıktan kısa bir sonra, karaciğer metabolizmasının çalısmasındaki olumlu gelişmeler kolayca görülecektir. Lavantanın bu harika özelliğinden dolayı onun yerini doldurabilecek başka bir bitki tanımıyorum. Hepatit-B hastalarının uygulayacakları lavanta kürü ile karaciğer değerleri düzelecektir. Çünkü, lavanta kürü, karaciğer metabolizmasını güçlendirerek Hepatit-B virüsünün aktive olmasına (karaciğere zarar vermesini) engellemektedir." Lavanta kürünün hazırlanması ve uygulanması son derece kolaydır. Ancak uygulama sırasında verilmesi gereken 10 günlük aralar çok mühimdir. Çünkü, 10'ar günlük bu aralar lavanta kürünün uygulama zamanını oldukça uzatmaktadır. Uygulama zamanları kolaylıkla unutulabilir veya karıştırılabilir. Bu nedenle lavanta kürünü uygulamaya karar verdiğiniz takdirde, uygulama tarihlerini ve 10'ar günlük araları bir yere yazarak, düzenli bir biçimde uyguladığınızdan emin olmanız gerekir. Karaciğer yetmezliği ve Hepatit-B için mükemmel bir şifa kaynağı olan lavanta kürünün hazırlanması ve uygulanması ile ilgili bilgileri vermeden önce bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz: Aktarlarda lavanta yağı da satılmaktadır. Kesinlikle karaciğer yetmezliği ve Hepatit-B için lavanta yağı kullanmayın. Çünkü lavanta yağı çok güçlüdür ve bazı durumlarda sadece haricen kullanılır. Kesinlikle lavanta yağı daha faydalı olur diye, dahili olarak kullanmayın. Lavanta kürünün hazırlanması ve uygulanması İki su bardağı dolusu kaynamakta olan suya, yaprakları ile beraber bir tutam lavanta çiçeği ilave edin. Ağzı kapalı olarak çok hafif ateşte 15 dakika müddetle kaynatın. Soğuduktan sonra süzün. ve sadece suyu içilir. Aşağıdaki plana göre ve her defasında tok karına günde sadece bir çay bardağı için. Lavanta kürünü her defasında taze olarak hazırlamak gerekir. 3 gün boyunca günde bir çay bardağı için ve on gün ara verin. Sonra 4 gün boyunca günde bir çay bardağı için ve yine on gün ara verin. Ardından 5 gün boyunca günde bir çay bardağı için ve on gün daha ara verin. 3, 4 ve 5 günlük kürlere tekrar başlayın. Önce 3 gün boyunca günde bir çay bardağı için ve on gün ara verin. Sonra 4 gün boyunca günde bir çay bardağı için ve on gün daha ara verin. Son olarak 5 gün boyunca günde bir çay bardağı için. Çilek ve kayısı Hergün özellikle öğlen yemeklerinden önce yenilecek olan bir porsiyon preslenmiş çilek lapası karaciğer yetmezliğine karşı önemli bir takviye oluşturur. Günde bir defadan fazla uygulamayınız. Taze kayısı karaciğerin dostudur. Aynı zamanda da saç dökülmesini önlüyor, canlılık veriyor ve de besliyor. Yemek üstüne bir-iki kaşık bal Birçok hastalığın ilacı olan bal, su ve herhangi bir kokuya maruz kalmadığı ve serin bir yerde korunduğu sürece, en dayanıklı besin maddelerinin başında geliyor. Uzmanlar, hücre yenilemesine yüzde 80 katkısı olduğu kanıtlanan bu altın renkli harikanın, yılda kişi başına beş kilo tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. Balın; kalp, karaciğer, mide, kan şekeri hastalığı, kanser, verem, kemik yapısı ve cilt üzerinde olumlu etkileri araştırmalar sonunda ispatlanmış. İçinde bulunan sindirimi kolaylaştırıcı maddeler, yemeklerde yenen unlu ve etli besinlerin hazmını hızlandırırken, mideyi ve kalbi de kuvvetlendiriyor. Bu sebeple yemeklerden sonra bir-iki kaşık bal yemek son derece faydalıdır. Bal, içinde karbonhidrat, mineral tuzlar, suda eridiğinde cilt tarafından emilen vitaminler ve bazı antiseptik maddeler bulunduruyor. Şifası tartışmasız olan balın 500'ün üzerinde hastalığı önlediği belirlenmiş. Uzmanlar tüm balların kanser, kolesterol ve menopozu tedavi ettiğini belirtiyor. Cildin ilacı mutfakta... Cildinizin güzelliği ile beslenme alışkanlığınız arasında çok sıkı bir ilişki olduğunu hiç düşündünüz mü? Evet, daha sağlıklı, daha yumuşak, daha az kırışık ve daha parlak bir cilt sahibi olmanın yolu mutfaktan geçiyor. Bunun için sofranızdan yeşil yapraklı sebzelerle zeytinyağını ve mevsimine göre brokoliyi, çileği, kirazı, kavunu, havucu eksik etmemeniz gerekiyor. Buna dikkat ettiğiniz zaman cildinizdeki değişikliğe siz bile inanamayacaksınız! İşte cildinizin harika gelişmeler göstermesini sağlayacak sebze ve meyveler... Yeşil yapraklı sebzeler: Akneyle savaşır ve çatlakları önler. Ispanak gibi renkli, bol yapraklı yeşil sebzeler sağlıklı cilt için ve cilt kanserine yol açan serbest radikallerin yok edilmesi için esas olan antioksidanların deposudur. Aynı zamanda zengin bir demir kaynağıdır. Brokoli: Cildi esnek ve genç tutar. Cilt sağlığının harika sebzesi brokoli antioksidanların en yüksek düzeyde bulunduğu besindir. İçerdiği bol miktardaki A ve C vitaminleri, cildin esnekliğini korur. Çilek ve kiraz: Kırışıklarla savaşan ve sağlığa sağlık katan iki meyve... Bu meyvelerin hafızayı güçlendirdiği ve vücudun dengesini koruduğu ortaya konmuştur. Kavun: Cildin pul pul dökülmesini ve kırışmasını engeller. Kavun, karoten içeren bileşikler açısından son derece zengindir. Bu madde kırışıklıklara yol açan kolajende meydana gelebilcek hasarı azaltır. Tavsiye edilen miktar günde üç dilimdir. Kavun çekirdeğinde bulunan beta karoten ise, dirseklerin arkasındaki sert tabakanın oluşumunu engeller. Havuç: Kırışıkları önler ve cildin sağlıkla parlamasını sağlar. Beta karoten ise, vücudunuzda A vitaminine dönüşerek cildin kırışmasını önler. Ve zeytinyağı: Cildin kuruluğunu alır ve ışıltı saçmasını sağlar. Günde bir yemek kaşığı zeytinyağı mat ve kuru ciltlerin birebir ilacıdır.