urdumuzun hemen hemen her bölgesinde yetişen, ancak Malatya ve civarında yoğun olarak üretimi yapılan kayısı, şu günlerde evlerimizin ve sofralarımızın en önemli çeşnilerinden biri oldu. Peki... Yazın tazesi, kışın da kurusu bir lezzet harikası olan kayısının, stres gidermekten, ülseri iyileştirmeye, beynin düzenli çalışmasını sağlamaktan kansızlığı gidermeye kadar birçok yararı olduğunu biliyor muydunuz? Evet... Hemen her yaş grubundaki insanların severek yediği kayısı; lif, vitamin ve mineral değerleri açısından son derece zengin bir meyve. Başta okul çağı çocukları ve gençler olmak üzere hemen herkes için son derece faydalı olan kayısının performans artırıcı özelliği de var. İçindeki şeker kana çabuk karıştığı için kayısı özellikle sporculara son derece faydalıdır. ğ Kanserin de düşmanı 100 gramında 300 kalori enerji bulunan kayısı, mineral ve vitamin açısından da çok değerli bir meyvedir. İçinde demir, çinko, sodyum, kalsiyum, potasyum, magnezyum ve beta karotenin yanısıra, A, B1, B2 ve C vitaminleri bulunuyor. Kanser hastalıklarına karşı koruyucu bir etkisi de olan kayısının bu etkisi, özellikle sigara ve alkol kullananlarda daha güçlü oluyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı'nca kayısı ile ilgili yapılan araştırmada, hem taze hem de kuru kayısıda bulunan A vve C vitaminlerinin organizmanın ve sağlıklı hücrelerin direncini artırarak, kanser hastalıklarına karşı koruyuculuk görevini yaptığı belirtiliyor. Kayısının koruyucu etkisini, özellikle akciğer, ağız, kolon, deri, göğüs ve rahim tümörleri üzerinde gösterdiği ifade ediliyor. ğ Kalbin çalışmasını düzenliyor Kayısı içerdiği yüksek orandaki posa ile bağırsakları düzenleyici bir etkiye de sahip. Önemli bir potasyum kaynağı da olan kayısı kalbin çalışmasında, kan basıncının düzenlenmesinde etkili rol oynuyor. Taze kayısı kadar kuru kayısı da ülkemizde bol miktarda tüketiliyor. Bir avuç kurutulmuş kayısı, yetişkinlerin günlük potasyum ihtiyacının yüzde 20'sini karşılar. Kayısı, yetişkin kadınların demir ihtiyacının yüzde 10'unu, erkeklerin demir ihtiyacının yüzde 20'sini karşılar. Kurutulmuş kayısı, C vitamini içeren başka besinlerle birlikte tüketilirse, kayısıdaki demirin vücutta tutulması daha kolay sağlanır. Aşırı açık sarı renkte olanlar yerine daha koyu renkteki kuru kayısıların alınması tercih edilmeli. Kuru kayısıların yenmeden önce birkaç dakikada suda bekletilmesi daha rahat tüketilmesini sağlıyor.. Her derde deva 1. Kayısı, beyin yorgunluğunu giderir, düzenli çalışmasını sağlar, stresi azaltır. 2. Karaciğerin tahrip olan kısımlarının tamir ederek yenilenmesini sağlar. 3. Kemiklerin ve dişlerin çok daha düzgün ve sağlam gelişmesinde önemli rol oynar. 4. İştah açar, hazmı kolaylaştırır, kabızlığı giderir. 5. Kan yapımını artırarak, kansızlığı giderir. 6. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserinin meydana gelmesine engel olur. Ülserin iyileşmesinde de önemli rol oynar. 7. Böbreklerde taşı azaltır. 8. Üreme sistemi üzerinde olumlu rol oynar. 9. Kansere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. 10. Kalp kaslarını kuvvetlendirerek daha düzenli çalışmasını sağlar. Birkaç kayısı ile kendinize gelebilirsiniz Vakit öğleyi epeyce geçmiş ve artık canınız hiçbir şey yapmak istemiyor. Bu durumdan bir an önce kurtulmanız da şart. İşte böyle anlarda size her derde deva olan taze ya da kurutulmuş 5-10 adet kayısı yemenizi öneriyoruz. Kayısı, fiziksel ve ruhsal yönden gevşemenizi sağlayan A vitamini ve potasyum içeriyor. Ayrıca, kuru kayısıda özellikle kadınların çok fazla ihtiyaç duyduğu demir de bulunuyor. Sağlıklı beslenme ile ilgili püf noktaları Sağlıklı yaşamanın şartlarından bir tanesi de sağlıklı beslenmektir. Sağlıklı beslenme ise hangi besinleri nasıl, ne ölçüde ve ne zaman tüketeceğimizi bilmekle başlar. Amaç; hayatta kalmak için yemek değil, sağlıklı yaşamak için doğru beslenmeyi öğrenip, yeme alışkanlıklarımızı ve tükettiklerimizi nasıl, ne miktarda ve ne zaman almamız gerektiğini bilerek uygulamaktır. Örneğin; bir çoğumuz sabah kahvaltısında aç karına portakal suyu içeriz. Hatta bir kaç bardak. Oysa bu genellikle o günümüzü hafif hafif baş dönmesiyle ve de rehavetle geçirmemize neden olur. Akşam geç saatlerde içilen portakal suyu geceyi uykusuz geçirmenize ve hatta kabus görmenize neden olabilir. Ama portakal suyunu içmeden önce bir dilim ekmek yer isek, bu tür şikayetlerimizi ortadan kaldırmış oluruz. İşte size, sağlıklı beslenme konusunda bazı ipuçları ¥ Sabah kahvaltısını kuvvetli yapıp, öğlen yemeklerini sebze ve meyve ağırlıklı, akşam yemeklerini ise hafif olarak alınız. ¥ Akşamları saat 9'dan sonra yemek yeme alışkanlığını mutlaka bırakınız. ¥ Yatmaya giderken bir bardak su içmenizin çok büyük faydası var. ¥ Sık yeyiniz fakat küçük porsiyonlar halinde. Öğün arasında en az 2 saat olsun. ¥ İleri yaşlarda süt yerine, sütten yapılmış ürünleri (peynir, çökelek, yoğurt gibi) daha çok tercih ediniz. Yoğurt öyle bir nimet ki, faydaları saymakla bitmez. ¥ Fazla süt kabızlığa ve sindirim tembelliğine neden olur. Eğer sütü çokca ve severek içiyorsanız, beraberinde mutlaka bir dilim kepekli ekmek tüketiniz. Bu, sütün neden olduğu şişkinlik ve kabızlığı önler. Süt + kepekli ekmek yaşlanmayı geciktirir...