Bir süre önce İngiltere'de başlayan ve giderek "global" bir kriz haline dönüşen ŞAP salgını, hem ekonomik boyutlarıyla hem de sağlığımızı yakından ilgilendiren yönleriyle gündemimize oturuverdi. Yüzbinlerce hayvan yakılarak yok edilirken, milyonlarca insan et yemekten vazgeçti. Biz de; köşemizi bugün, herkes tarafından konuşulmaya başlanan ve insan sağlığını çok yakından ilgilendiren bu bulaşıcı hastalığa ayıralım dedik. Şap, aslında yeni bir hastalık değil. Ülkemizde uzun süredir var. Köylülerin bile yakından tanıdığı bir hastalık. Ancak Amerika'da 70 yıldır görülmüyormuş. İngiltere'de ise en son 1981 yılında görülmüş. Daha çok sığır, koyun, keçi ve domuzlarda görülen şap hastalığı, ağız ve tırnak aralarında yaralar oluşturuyor. Bu yüzden hayvanlar yem yiyemez, su içemez hale geliyor. Bu da onları zayıflatıyor, et ve süt verimlerinin iyice düşmesine sebep oluyor. Bu yönüyle hastalık büyük ekonomik kayıplara yol açıyor. Ayrıca bünye olarak çok zayıf düşen hayvanların bazıları ikincil enfeksiyonlara yakalanarak ölüyorlar. Şap hastalığının hayvanlarda oluşturduğu yaraların kendiliğinden iyileşmesi çok zor. Kullanılan özel ilaç ve dezenfeksiyonla 20 gün ile 6 ay arasında iyileşebiliyor. "Madem hastalığın çözümü var, bunca hayvan niye öldürülüyor?" diyebilirsiniz. Bunun sebebi, hastalığın çok hızlı bulaşmasıdır. Hayvanların salyasıyla, idrarıyla veya sütüyle enfeksiyon her yere yayılıyor. Bir köylü, hasta hayvana dokunup yan çiftliğe gittiğinde hastalığı oradaki hayvanlara bulaştırabiliyor. Rüzgar ve kuşlar bile hastalığı yayabiliyor. Çok sıkı tedbirler alınması ve hasta hayvanların öldürülerek yakılması, bu hızla yayılma tehlikesini ortadan kaldırmak için... Aksi takdirde ekonomik kayıpların çok büyük boyutlara ulaşmasından korkuluyor. İnsanlarda ölümcül olmuyor Gelelim konunun en önemli kısmına... Acaba şap hastalığı, insanlar için tehlikeli mi? Bütün dünyayı ayağa kaldıran bu hastalık, insanlara da bulaşıp onlar için öldürücü oluyor mu? Şap virüsü; hastalıklı hayvanlara doğrudan temasla, solunum yoluyla veya çiğ sütle insanlara bulaşabiliyor. Etten bulaşma riski ise hemen hemen yok gibi. Et, bekletildiği veya pişirildiği zaman risk ortadan kalkıyor. Süt de kaynatılıp içildiğinde risk taşımıyor. Sadece hayvanlarla yakın temasta olan bakıcıların ellerinde kızarıklıklar oluşabiliyor. Yani şap, sadece ciltte kızarıklıklara yol açıyor o kadar. Ölümcül bir tehlike oluşturması söz konusu değil... Ancak hastalığın insanları çok önemli derecede etkilememesi "şaplı hayvanın eti tüketime sunulabilir" anlamına gelmemelidir. Her şeyden önce bu, kanunen yasaktır. Hastalıklar ve çareleri Göz kapaklarında meydana gelen iltihaplar, kirpikleri olumsuz yönde etkiler. Kirpik diplerinde kızarma, kabuklanma ve kepeklenmelere sebep olur. Bu durumda papatya suyu ile göz banyosu çok faydalıdır. Hazırlanması ve uygulanması da çok basit: Bir çay bardağı kaynak suya bir tatlı kaşığı ufalanmış papatya çiçeği konur. 15 dakika bekledikten sonra, temiz bir tülbentten iyice süzülür ve bu su ile göz kapaklarına banyo yapılır. İltihaplanan göz kapağına sarımsak sürmek de çok faydalıdır. Bir diş sarımsak soyulduktan sonra bıçakla kesilir ve iltihaplanan gözkapağına sürülür. Birkaç saat böyle kaldıktan sonra, gözkapağı ılık suyla yıkanır. Nişasta lapası da gözkapağı iltihabı için oldukça faydalıdır. Bir su bardağı suya, bir çorba kaşığı nişasta konur. Lapa haline gelinceye kadar pişirilir. Sonra bir parça temiz gazlı bezin üzerine dökülüp, ılık ılık iltihaplanan yerin üstüne konur. 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır. Eğer kirpikleriniz zayıf ve seyrekse onları güçlendirip sıklaştırmanın veya uzatmanın bir yolu yoktur. Bunlar tamamen genetiktir. Ancak kirpikler, badem yağı sayesinde daha parlak ve güzel bir görünüm kazanırlar. Ama asla daha gür ve daha sık hale gelmezler. Badem yağının yine de çeşitli faydaları olduğunu söylemeliyiz. Meselâ; makyajınızı temizledikten sonra kirpiklerinizi biraz badem yağı damlattığınız kirpik fırçasıyla tararsanız, pırıl pırıl olduklarını göreceksiniz. Dalak hastalıkları Dalak; eskimiş kan hücrelerini yok eder, gerektiği zaman da yeni kan hücreleri imal eder. Çeşitli sebeplerle dalak hastalanabilir. Bu durumlarda aşağıdaki reçeteler faydalı olabilir ¥ Yarım litre suya; 2 çorba kaşığı doğranmış kereviz konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer çay bardağı içilir. Dalak büyümesine faydalıdır. ¥ 4 bardak suya; 1 çorba kaşığı kekik konur. 5 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Suyuna, 1 kahve fincanı sirke konur. Günde 3 kere, birer çay bardağı içilir. Dalak şişliği ve büyümesine faydalıdır. ¥ Yarım litre suya; 2 kahve kaşığı kişniş ve 1 çay bardağı kuru siyah üzüm konur. 5 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer çay bardağı içilir. ¥ 1 su bardağı kaynak suya; 2 kahve kaşığı anason konur. 10 dakika bekletildikten sonra süzülüp, içilir. ¥ Yarım litre suya; 2 tutam pazı konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer çay bardağı içilir.. ¥ Yarım litre suya; 1 tutam biberiye konur. 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 kere, birer çorba kaşığı içilir. ¥ 4 bardak suya; 2 avuç ısırganotu konur. 20 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Tencerenin dibinde kalan otlar alınıp, karın boşluğunun sol tarafına sürülür. 2 saat sonra ılık suyla yıkanır.