Yağlı ete ve şekere DIKKAT!

A -
A +

Sevgili okuyucular, Yarın mübarek Kurban Bayramı'nın birinci günü. Birçok evde kurbanlar kesilecek, eti, fakirlere ve imkânı olmadığı için kesemeyenlere dağıtılacak. Böylece hem dini bir vecibeyi daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşayacak, hem de sosyal dayanışmanın ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinden birini daha sergilemiş olacağız. "Deva Market" köşesi olarak biz de bütün okuyucularımızın bayramlarını tebrik eder, sağlıklı ve şifa dolu nice bayramlar dileriz. Bu hafta sizlere bazı uyarılarda bulunmak ve ihtiyaç duyabileceğiniz çeşitli formüller vermek istiyoruz. Biliyorsunz; kurbanlık olarak satılmak üzere beslenen hayvanlar, genellikle fazla yağlı olmaktadır. Ve tabii bu kurbanlıkların yağlı etleri, çeşitli biçimlerde pişirildikten sonra sofralarımıza gelmektedir. Ancaaak!.. Kalp, karaciğer ve damar rahatsızlığı olanlarla, şeker, tansiyon ve kolesterol hastaları bugünlerde çok dikkatli olmalıdır. Özellikle onları uyarmak istiyoruz. Kolesterolü yükselten gıdalar, sağlık açısından sakıncalı kabul ediliyor. Fazla yağlı etler, sakatat, salam ve sosis kandaki kolesterol düzeyini artırıyor. Bunların yanı sıra fazla tereyağı, pasta, yağlı börek, yağlı sosla hazırlanmış sebzeler, çikolata, patates cipsi, yağlı patlamış mısır ve hazır kekler de kolesterolü yükselttiği için tavsiye edilmiyor. Evet; enfarktüs geçirenler, damar sertliği bulunanlar, kalbinde yağlanma olanlar, karaciğer yetersizliği ile karşı karşıya kalanlar kesinlikle yağlı sığır ve koyun eti yememelidir. Şeker hastalarının da özellikle tatlı, şekerleme ve çikolatadan uzak durması gerekiyor. Uyarılar * Enfarktüs geçirenler, damar sertliği bulunanlar, kalbinde yağlanma olanlar, karaciğer yetersizliği ile karşı karşıya kalanlar kesinlikle yağlı sığır ve koyun eti yememelidir. Yağlarını ayıkladıktan sonra yağsız kısmından yiyebilirler. * Kolesterolü yüksek olanlar; iç yağ, kuyruk yağı, yağlı et ve sakatattan uzak durmalıdır. * Müzmin kabızlıktan şikayet edenler, yağlı da olsa, yağsız da olsa fazla et yememelidir. Hazmı kolaylaştırıcı formüller Et konusunda yukarıdaki uyarıların yanı sıra, bugünlerde ihtiyaç duyulacağı ihtimaliyle sizlere özellikle hazmı kolaylaştırıcı çok basit formüller vermek istiyoruz. İşte bunlardan bazıları. Karbonat: Bir bardak suya 2 kahve kaşığı karbonat konup eritilir. Yemekten sonra tamamı içilir. Limon ve bal: Bir çay bardağı sıcak suya 2 çorba kaşığı limon suyu ile 1 tatlı kaşığı süzme bal konur. İyice karıştırılıp içilir. Anason ve bal: Bir su bardağı sıcak suya 1 kahve kaşığı anason konur. 10 dakika bekletildikten sonra süzülür. Üzerine 1 kahve kaşığı süzme bal ilave edilerek yemekten sonra içilir. Adaçayı ve papatya: 4 bardak suya 1 çorba kaşığı adaçayı ile aynı ölçüde kuru papatya konarak 10 dakika kadar kaynatılır. Süzülen bu su, günde 3 kere birer çay bardağı yudum yudum içilir. Limon, maden suyu, karbonat: 1 su bardağına bir kahve fincanı limon suyu konur. Üzeri su ile doldurulup bir kerede içilir. Arkasından 1 su bardağı maden suyuna bir kahve kaşığı karbonat karıştırılıp içilir. Siyah turp ve bal: Orta büyüklükte bir turp, kabukları soyulduktan sonra rendelenir. Üzerine 2 çorba kaşığı süzme bal konup iyice karıştırılır. Yemeklerden önce 1 çorba kaşığı yenir. Ayrıca et yemeklerinin yanında bol bol marul salatası yemek de hazmı kolaylaştırır. Yukarıda verilen formüller, her türlü hazımsızlık durumunda korkmadan kullanabileceğimiz formüllerdir. Göğüs kanserinden korkan turp yesin İnsanların beslenmesi ile hastalıklara yakalanma riskleri arasında sıkı bir beğlantı olduğu kesinlik kazandı. Mesela; C vitamini yönünden zengin olan sebze ve turunçgillerle beslenmek, vücudun grip ve soğuk algınlığına karşı direncini artırırken, posalı gıdalarla beslenmek de bağırsak hastalıklarına yakalanma riskini azaltmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar ise, bol bol turpgil cinsi sebze tüketmenin kadınları meme kanserine karşı koruduğunu ortaya çıkardı. Türk Meme Hastalıkları ve Meme Kanseri Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz; brokoli, lahana, karnabahar, Brüksel lahanası ve turp gibi sebzelerin içerdikleri kimyasal maddelerin, meme kanserine karşı koruyucu etkileri olduğunu söyledi. Bu sebzelerde bulunan izotiyosiyanat maddesi, vücudun kanserle savaşında en önemli silahlarından biri olan "faz iki enzimleri"nin üretimini artırıyor. 30 gram brokolinin bir portakaldan daha fazla C vitamini, bir bardak sütten daha fazla kalsiyum ve bir dilim kepek ekmeğinden de daha fazla lif içerdiğine işaret eden Dr. Can Gürbüz, bu harika sebzenin ayrıca, zengin bir A vitamini kaynağı olduğunu kaydetti. Dr. Can Gürbüz, karnabahar, lahana, turp gibi sebzelerin içerdikleri zengin "izotiyosiyanat maddesi" ve "faz iki enzimleri" hakkında şunları söylüyor: "Bu enzimler, DNA'da bozulmaya yol açarak kansere neden olan kimyasal maddelerin etkilerini önlüyor. Yapılan birçok bilimsel çalışma, turgillerden zengin beslenmenin, meme kanseri riskini azalttığını gösteriyor." Kuruyan cildinizi canlandırmak için Cilt; aşırı güneş ve rüzgar, kuvvetli sabunlar, dengesiz beslenme, yaşlanma, yeterli sıvı almama, kurutucu maske ya da kozmetikler, kullanılan ilaçlar ve çevre faktörleri yüzünden kuruyabilir. Cilt kuruluğunun genel sebebi ise; cildi besleyen sebumu (yağ) üreten yağ bezlerinin yeterli çalışmamasıdır. Cilt tedavisi ve evde uygulanacak bakım, yağ bezlerini uyararak, yağ üretimini yeniden düzene sokabilir. Kuru ciltlerin bakımı için nemlendirici ürün kullanımı genellikle yeterli olur. Kuru ciltler için öneri: Kolajen ampulleri, kuru cilde nemlilik kazandırır. Ancak kolajen ampulü kullanmadan önce cildin temizlenmesi gerekir. Kan dolaşımını harekete geçiren masajlar ve nemlendirici maskeler de günlük cilt bakımı içinde mutlaka yer almalıdır. İşte size kuru cildinizi hem temizleyecek hem de nemlendirecek basit bir formül: Yatmadan önce cildinizi hafif ılık bir süte batırılan pamukla silip iyice ıslatın. Bu şekilde 15 dakika bekledikten sonra, yine ılık suya bastırılmış pamukla silip kurulayın. Ardından yapılacak hafif bir krem masajıyla cildiniz yumuşacık ve capcanlı olacaktır. Hastalıklar ve çareleriGlokom tedavisinde yeni yöntemler Göz tansiyonu olarak da bilinen glokom, göz içi basıncının artmasıyla seyreden bir hastalık. Zamanında tedbir alınmadığında körlüğe bile sebep olan glokomun tedavisi artık değişiyor. Glokom bugüne kadar sadece göz içi basıncı hastalığı olarak biliniyor, tedavi de bu yönde planlanıyordu. Ancak tedavideki başarı beklenen düzeyde olmadı. Yeni yapılan bilimsel araştırmalar sonunda göz içi basıncının dışındaki faktörlerin de glokomda rol oynadığı belirlendi Artık glokomda hastalığın tedavisi sadece göz içi basıncını düşürmeye yönelik değil, aynı zamanda kan dolaşımını da düzenlemek şeklinde olacaktır. Hem göz içi basıncını kontrol altına almak hem de gözün damarlarındaki dolaşım bozukluğunu düzeltmek anlamına gelen "koregülasyon" tedavisinin gelecekte rutin tedavi haline geleceği belirtiliyor. Göz tansiyonunun yüksek olduğu durumlarda, aşağıdaki reçeteler de kullanılabilir: ¥ 2 çorba kaşığı bakla unu üzerine; yavaş yavaş soğuk su dökülerek, hamur yapılır. Sonra; gözlerin üzerine ceviz büyüklüğünde birer parça konup, bağlanır. Bir saat istirahat edilir. ¥ 1 su bardağı su içine; 1 kahve kaşığı sarısabır konup, eritilir. Göz banyosu yapılır. ¥ 1 çorba kaşığı kuru papatya çiçeği iyice dövülerek toz haline getirilir. Sonra, enfiye gibi burna çekilir. ¥ 4 bardak suya; 1 avuç bakla konur. 15 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Alın bu suyla iyice ovulur. ¥ 4 bardak suya; 3 tutam karabaşotu konur. Kaynatılıp, süzülür. Günde 3 kere, birer çay bardağı içilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.