Yazın 2 harikası: KAVUN ve KARPUZ

A -
A +

Köşemizde; sebze, meyve ve diğer gıda maddelerinin faydalarıyla ilgili tanıtıcı yazılar yazarken, genellikle bunların bol ve kolay bulunduğu dönemleri tercih ediyoruz. Tabii ki; yazın kavurucu sıcakları bastırınca aklımıza ilk gelen, buz gibi bir karpuz veya şeker gibi bir kavun oluyor. Bu sebeple köşemizi bu hafta kavun-karpuz ikilisine ayırmak istiyoruz. Karpuzun yüzde 95'i sudur. Bol miktarda yendiği zaman vücudu ve kanı temizleyici bir özellik kazanıyor. Böbrekleri çalıştırıyor, idrar söktürüyor. Böbreklerde ve kanda biriken üre ve ürat tuzlarını temizliyor. Yani, kum ve taş şikayeti olanların bol bol tüketmesi gereken bir meyve karpuz. B ve C vitaminleri içermesi sebebiyle de vücudun hastalıklara karşı direncini artırıyor ve sinirleri yatıştırarak sakinlik veriyor. Ayrıca, az miktarda da, olsa karpuzda bulunan "Likopen" maddesi kalbi, enfarktüs tehlikesine karşı koruyor.Kemiklerin gelişimine de yardımcı olan karpuz, bu sebeple çocuklar için de çok faydalıdır. Bu arada bir uyarıda bulunmak istiyoruz: Karpuzun bu özelliklerinden faydalanmak için yemeklerden önce, mide boşken tüketmek gerekiyor. Çünkü yemek sonrasında yendiği zaman sindirim zorluğu yapabiliyor. Besin değeri kabuğa yakın Karpuz yerken dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta; diğer birçok sebze ve meyvede olduğu gibi karpuzun besin değerinin de, kabuğuna yakın olması. Bu yüzden, karpuz keserken, mümkün olduğu kadar, kabuğa yakın olan beyazımsı kısmı da almaya çalışmalıyız. Kısa sürede çok kilo vermenin bir yolu da karpuz rejimi yapmaktan geçiyor. Bol miktarda su içermesi ve boşaltımı hızlandırması gibi özellikleri sayesinde kilo vermeyi kolaylaştırabiliyor; ama süreyi kısa tutmak ve tek taraflı bu beslenmeye yüklenmemek şartıyla. Karpuz alırken sürprizlerle karşılaşmamak istiyorsanız; kabuğunun çok parlak olmamasına, kabuğunu kazıdığınızda üstteki tabakanın kolayca çıkmasına ve sapının yeşil olmasına dikkat etmeniz gerekir. Karpuzun hafif olması ise içinin geçmiş olduğunu gösterir. Damar tıkanıklığı ve kansızlığa birebir Topatan, Hasanbey, Altınbaş, Kırkağaç gibi türleri olan kavun da bir başka yaz harikası.. Bol miktarda B vitamini, brom ve iyot içeriyor. Bu sebeple kavun, sinirleri yatıştırıyor, kolay bir uyku sağlıyor. Damar tıkanıklığı, kansızlık için de öneriliyor. Ama hazmı karpuza göre daha zor. Bir de şeker oranı fazla. Ölçüyü kaçırmadan tüketmeye devam etmeli. Kavunun diğer faydalarına gelince: Böbrekleri ve kanı temizliyor. Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı oluyor. Nikris ve romatizma şikayetlerinin hafiflemesini sağlıyor. Cildi güzelleştiriyor ve canlılık veriyor. Akciğer veremi ve kansızlığın tedavisinde faydalıdır. Kabızlığı gideriyor. Mide ve bağırsak iltihaplarının kurumasını sağlıyor. Yüksek tansiyonu ve şekeri olanların kavunu dikkatli yemeleri tavsiye ediliyor. Uyuşukluk, ölüme davetiye! Sosyal ve fiziksel aktiviteden uzak kalarak zamanlarını oturarak geçiren kişiler, pasif hayattan kaynaklanan ölüm riski içinde bulunuyor. ABD`de yapılan araştırmalarda, "hareketsizlikle gelen ölüm sendromu" (sedentary death sendrome) olarak adlandırılan rahatsızlıktan, her yıl 250 bin kişinin öldüğü belirtildi. Bu kişilerin pasif yaşamanın sonucu olarak kalp ve şeker gibi hastalıklara yakalanarak öldükleri tesbit edildi. Missouri Üniversitesi araştırmacılarından Dr. Frank Booth, insanların spor yapmaya yönlendirilmesini ve kentlerde çevre şartlarının kolayca spor yapılabilmesi açısından yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Doğu Carolina Üniversitesi araştırmacılarından Dr. Scott Gordon da asansör yerine merdiven tırmanmanın, televizyonun kumandası yerine kanal değiştirmek için televizyona kalkıp oturmanın bile önemli bir egzersiz sayılabileceğini savundu. Kanada`lı bilim adamı Dr. Karen Nordahl ise, hamilelerin egzersiz yapmalarının önemine işaret ederken, hamileyken yapılan egzersizin bebeğin ileri yaşlardaki kalp, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon riskini indirdiğini açıkladı. Güneş lekelerini hafife almayın Yaz, güneş, tatil ve deniz mevsimi devam ederken uzmanların şu uyarısını aklınızdan kesinlikle çıkarmayın: Aşırı derecede güneşe maruz kalan 40 yaşın üzerindeki kişilerin yüz ve ellerinde oluşan güneş lekeleri mutlaka tedavi edilmeli. Aksi halde bu lekeler, cilt kanserine dönüşebilir. Uzmanlar, Türkiye gibi güneşli gün sayısı çok olan ülkelerde, güneş lekeleri konusunda dikkatli olmak gerektiğini söylüyor: Alında, şakakta, saçların dökülmüş olduğu alanlarda, kulak kepçelerinde ve el üstlerinde görülen güneş lekeleri, hafifçe kabarık, kahverengi, üzeri ince pürtüklü bir biçimde kendilerini belli ederler. Bu tablo en çok açık tenli, ince derili kişilerde daha belirgindir. Bu kişiler güneşte fazla kalmamaya dikkat etmelidirler. Güneş lekeleri kendi hallerine bırakılırsa, ilerleyen yıllarda tehlikeli sonuçlara yol açabilirler. Bu ihtimallerden biri de kötü huylu cilt kanserleridir. Güneş lekelerinin tedavisi kolaylıkla ve başarıyla yapılıyor. Lekelerle kaplanan ve güneşten hırpalanan cilt, kriyoterapi (Dondurma tedavisi) ile tamamen yenileniyor ve gençleşiyor. Güneş lekelerinin sıvı nitrojenle dondurulması şeklinde uygulanan bu tedavinin tatbiki de çok kolay. Hastaneye yatma zorunluluğu ve anestezi gerektirmeyen kriyoterapi, çok yaşlı kişilerde bile kolaylıkla uygulanabilmektedir. Yıllar boyunca ultraviyolenin etkisiyle hırpalanmış ve lekelerle kaplanmış cilt, kriyoterapi sonrasında tamamen yenilenmektedir. Tedavi sonrasında, yeni güneş lekelerinin oluşmasını önlemek için de yüksek koruma faktörlü güneşten koruyucular kullanmak gerekmektedir. Tatilcilerin güneş ışınlarının olumsuz etkilerinden kurtulmaları için güneşin en etkili olduğu saatler olan 11.00-15.00 arasında güneşlenmemeleri gerektiğini hatırlatmaya bilmem gerek var mı? Yağlı saçlara kekik suyu Yağlı saçların bakımı çok zordur. Buna yaz aylarında güneş, ter, kum ve deniz de eklenince iş daha da zorlaşır. Bu konuda kekik size yardımcı olacaktır. İşte yağlı saçlardan dert yananların kekikle kolayca hazırlayıp kullanabileceği saç yıkama suyu... * Bir litre suya; bir avuç kekik koyun. 10 dakika kaynattıktan sonra temiz ve ince bir tülbentten süzün. Bu suya, bir su bardağı limon suyu ilâve edip, saç diplerinizi bu suyla iyice ovarak yıkayın. Bir süre bekledikten sonra ılık suyla başınızı durulayın. Bunu yaparken kükürtlü sabun da kullanabilirsiniz. Aynı işlemi haftada 2 kere tekrarlayabilirsiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.