Yazın gıda zehirlenmesine DİKKAT!

A -
A +

Yaz aylarında besinlerin yapısı daha çabuk bozulduğundan zehirlenmeler önemli bir sağlık problemi haline gelebiliyor. İstanbul Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Soysal, besin zehirlenmesinin herkesin tükettiği bazı bozulabilir besinlerin, uygun olmayan ısı ortamlarında uzun süre kalmasından kaynaklandığını ifade ediyor. Dr. Soysal, "Yaz dolayısıyla besinlerin yapısı sıcakta daha çabuk bozulduğundan, mikroorganizmalar bozulan bu yapı içinde hızla ürer. Bu nedenle besin zehirlenmesi özellikle içinde bulunduğumuz bu aylarda önemli bir sağlık problemi haline geliyor" diyor. Bakterilerin sayısı belli bir miktarın üzerine çıktığında, vücutta hastalık yapabilecek yoğunluğa geldiklerini belirten Dr. Soysal, bunun da mide ve bağırsaklarda hareket ve salgı artışına neden olduğunu söylüyor. Dr. Soysal, bu artışların da kendisini ishal, bulantı, karın ağrısı ve ateş gibi belirtilerle ortaya koyduğunu ifade ediyor. Dr. Soysal, "Zehirlenmeler özellikle tavuk, et ve yumurta gibi proteinli besinlerden yapılmış ürünlerin bozulmasından kaynaklanıyor. Çünkü bu ürünler, uygun olmayan ısılarda tutulduklarında bozulabilen yağlı şeyler" diyor. Her şeyden evvel yenilen besinlerin doğru ısı ortamında saklanıp saklanmadığının kontrol edilmesi gerektiğini belirten Dr. Soysal, "Eğer dışarıda yemek zorunda kalıyorsanız tazeliğinden, kalitesinden emin olduğunuz besinleri yemeye çalışın. İçeriğinin en olduğunu bilmediğiniz ya da güvenmediğiniz yerlerden bunları almayın ve tüketmekten kaçının" önerisinde bulunuyor. Bunun dışında yeşil sebze ve meyvelerin de iyi yıkanması gerektiğine işaret eden Dr. Soysal, "Karın ağrısı, bulantı kusma, ishal, terleme, ürperme, ateş yükselmesi ve halsizlik besin zehirlenmesinin görülen en belli başlı belirtileridir. Bunlardan bir veya birkaçı ortaya çıktığında, bir besin zehirlenmesi ihtimalini akılda bulundurarak doktora başvurmakta fayda var" diyor. Uzmanlar, besin zehirlenmelerinin genelde 1-6 saat sonra ortaya çıktığını belirterek, güvenilen, bildik yerlerden alışveriş yapılması önerisinde bulunuyor. Uzmanlar "Özellikle konserve yerken hava yapıp yapmadığını kontrol edin. Yapıyorsa gaz oluşmuş demektir, yemeyin. Yine kasaplarda bekletilmiş hazır kıyma almayın. Çektirerek alın" uyarısında da bulunuyor. Sebze suyu ile gölgede bronzlaşın Yaz geldi ya; birçok kişi, cildi bronz rengine dönsün diye güneşe yatıyor ve döne döne kendini yakmaya çalışıyor. Güneşe yatınca da tehlikeli UVA ve UVB ışınları deri altına nüfuz ediyor. Bu konuda bilim adamları önemli uyarılarda bulunuyor: "UVA ışınları, doğrudan deri altına girerek orada bulunan Langerhans hücrelerini tahrip eder. Langerhans hücreleri, Lymphozyt denen savunma hücrelerine vücuda giren bakteri ve virüslerden hangileri zararlı iseler onları gösterir ve gerektiğinde yok etmelerini sağlar. Langerhans hücreleri yok olunca, bu sistem sağlıklı çalışamaz ve vücut kanser dahil her türlü hastalığa açık hale gelir. Bu sebeple insanların, doğrudan güneşin altında uzunca süre yatmamaları gerekir. Vücuda sürülen koruyucu kremler bile uzun süre güneşte kalınırsa fayda etmez ve Langerhans hücreleri UVA ışınları tarafından tahrip edilir..." Diyeceksiniz ki; güneşte yatmadan bronzlaşmak mümkün mü? Evet, şimdi sözü oraya getiriyorum. Gerçekten de birçok kişi güneş ışınları altında, derilerinin bronz renge dönmesini bekler ve bol oranda UVA ışını alır. Oysa, doğrudan güneş altına yatmadan da teni bronz rengine döndürmek mümkün. Mesela sabahleyin, bir bardak domates suyu, öğleyin bir bardak havuç suyu, akşam da bir bardak salatalık suyu (bildiğimiz salatalıktan preslenip suyu alınacak) içilse ve 4 gün buna devam edilse; şemsiye altında oturulduğu halde cildin rengi kolayca bronzlaşır. Çünkü; alınan bu sebze sularındaki enzimler: A- Derinin bronz rengi almasını sağlayan Melanin maddesi üretimini arttırır. Deri rengi doğal bir şekilde koyulaşır. B- Güneşte yatılmadığı için tehlikeli UVA ışınları alınmaz. Cilt sağlıklı kalır. C- Bu sebze sularında bulunan enzimlerin bir kısmı, kılcal damarları genişletir. Böylece cilt bol kan alır, dirileşir. Ayrıca sebze sularıyla alınan vitamin, mineral, elektrolitlerle hücrelerin sağlıklı kalması sağlanır; tehlikeli güneş ışınları sonucu vücutta oluşan serbest radikallerin kötü etkileri azaltılır. Bunlara ek olarak eğer, sabah, öğle, akşam salatalık, etli kırmızı biber (tarhana biberi) domates ve havuçtan yapılmış salata, elma sirkesi ve az zeytinyağı dökülerek yenirse etkisi daha da fazlalaşır. Hele bunlar, sabah öğle akşam içilecek soğan çorbası eşliğinde yapılırsa, hem kilo düşümü, hem de bronzlaşma sağlanmış olur. Uygulama yapıldığı günlerde balık dışında hiçbir hayvani gıdanın alınmaması gerekiyormuş... Sabah erken ve akşam üzeri güneş ışınlarının azaldığı saatlerde yapılacak 30'ar dakikalık yürüyüşlerle de kilo düşümü ve bronzlaşma fazlalaştırılabilir... Nasıl?.. Güzel değil mi?.. Hem ucuz, hem kolay, hem de sağlıklı... Unutmadan ekleyelim... Bol su içmeyi ve karpuz yemeyi de unutmayın... Cilt kırışıklıklarına karşı sebze ve zeytinyağı Bilim adamları, aşırı güneş ışınları yüzünden meydana gelen cilt kırışıklıklarının yiyeceklerle de ilgisi olduğunu tesbit etmiş. Avustralya Monash Üniversitesi'nde, Avustralya, Yunanistan ve İsviçre'de yaşayan 453 kişi üzerinde yapılan araştırmalarda; sebze, baklagiller ve zeytinyağı ile beslenen insanlarda, yaşlandıkları zaman daha az cilt kırışıklıkları meydana geldiği belirlenmiş. Araştırmacılar; sebze, baklagiller, zeytinyağı ve bazı meyvelerin, güneş ışınlarının olumsuz etkisine karşı cildi koruduğunu da tesbit etmişler. Cildi güneş ışınlarının etkisinden koruyan diğer anti-kanserojen besinler ise balık, erik, elma ve çay olarak sıralanıyor. Ciltteki kırışıklıkların; et, sütlü besinler, şeker, tereyağı ve margarin tüketenlerde daha fazla meydana geldiği de belirlenmiş. Kahve temize çıktı İddia edilenin aksine, kahve ile kalın bağırsak kanseri arasında bir bağ bulunmadığı tesbit edildi. İsveç'li araştırmacılar 9 yıl süren araştırmalarda, 40-74 yaşları arasında 61 bin kişi yakın takibe alındı. Dokuz yılın sonunda, kahve ile kalın bağırsak kanseri arasında bir bağ bulunmadığı tesbit edildi. Stockholm Karolinska Enstitüsü Profesörü Alicja Wolk, kahvenin fazla miktarda içilmesi halinde dahi kalın bağırsak ve rektum kanseri riskinin artmadığını kaydetti. Konuyla ilgili yorum yapan uzmanlar, ancak geniş çaplı araştırmalar ile tıp konusunda net sonuçların alınabildiğini, İsveç'teki araştırmanın bu yüzden önemli bulunduğunu açıkladı. Araştırma raporu, Gut adlı tıp dergisinde yer aldı. Hastalıklar ve çareleriBaş dönmesini hafife almayın Zaman zaman, kendisinin veya etrafındaki eşyaların boşlukta döndüğünden şikayet eden Amasralı okuyucumuz Cahide Yıldız mektubunda "Böyle durumlarda düşmemek için kendimi zor tutuyorum. İlaç kullanmayı da pek sevmiyorum. Acaba şifalı bitkilerle bu baş dönmelerini gidermenin imkanı yok mu?" diyor. Tıp dilinde "Vertigo" adı verilen baş dönmesinde insan, zaman zaman, kendisinin veya etrafındaki eşyaların boşlukta döndüğünü zanneder. Baş dönmelerinin çok çeşitli sebepleri vardır. Bunlardan ilk akla gelenler şunlardır: * Kansızlık ve kan hastalıkları * Yüksek tansiyon veya düşük tansiyon * Vasıta tutmaları * Bazı göz hastalıkları * Damar sertliği ve bazı kalp rahatsızlıkları * Özellikle iç ve ortakulakta meydana gelen enfeksiyonlar * Ani hava değişimleri * İlaç veya gıda zehirlenmeleri * Beyinde ve sinir sisteminde meydana gelen hastalıklar * Alerjik rahatsızlıklar Baş dönmesinin hangi sebepten kaynaklandığını anlamak için bazen çok ciddi tetkikler gerekebilir. Onun için, bir tedavi önermeden önce hastalığın gerçek sebebinin ortaya çıkarılması gerekir. Tedavi, hastalığın çeşidine göre yapılır. Baş dönmelerinde yapılacak ilk iş, hemen bulunduğunuz yere oturmak, öne doğru eğilmek veya mümkünse yatmaktır. Baş dönmesi sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir. Basit baş dönmelerinde aşağıdaki formüllerden yararlanılabilir. * Bir su bardağı suyun içine, birer çay kaşığı nane, oğulotu (melissa) papatya, yarım çay kaşığı kimyon ve 4-5 adet karanfil atılarak kaynatılır. 10 dakika kadar demlenmeye bırakılır. Süzüldükten sonra balla tadlandırılarak yudum yudum içilir. Bu işlem günde 3 defa, sabah, öğle ve akşam tekrarlanır. * Bir çay bardağı sıcak suya bir kahve kaşığı anason konur. 10 dakika kadar demlenip içilir. (Sabah-akşam) * Bir avuç kişniş 2-3 bardak suda kaynatılır, süzülür. Günde 3 kere birer çay bardağı içilir. Ayrıca bol bol limon ve portakal yemek, sularını içmek de çok faydalıdır. Baş dönmesini azaltmak için ne yapılabilir? 1. Ani pozisyon değişikliklerinden kaçının. Örnek olarak, yatar durumdan aniden ayağa kalkmayın veya bir taraftan diğer tarafa ani olarak dönmeyin. 2. Aşırı kafa hareketlerinden (özellikle yukarı bakmak) veya hızlı baş hareketlerinden kaçının. 3. Dolaşımı bozacak ürünlerin (nikotin, kafein ve tuz) kullanımını azaltın. 4. Baş dönmesine sebep olan stres, sinirlilik veya alerjiniz olan maddelere maruz kalmamaya çalışın. 5. Baş dönmeniz olduğunda araba kullanmak, tehlikeli alet kullanmak veya merdiven tırmanmak gibi zarar verebilecek aktivitelerden uzak durun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.