YEŞİL ÇAY

A -
A +

Son zamanlarda herkes, yeşil çaydan bahsediyor. Gazetelerde, sağlık dergilerinde, sık sık yeşil çayla ilgili yazılar yer alıyor. Biz de bugün köşemizi yeşil çaya ayıralım istedik. Kökeninin Çin'e dayandığı bilinen yeşil çay, milattan sonra 6. yüzyıl civarında Budist rahipler vasıtasıyla Japonya'ya, 14. yüzyılda da Portekizli Cizvit papazları aracılığı ile İpek Yolu'nu takiben Avrupa'ya getirilmiş. Bu şifalı bitkinin, insan sağlığı açısından öneminin keşfedilmesi 1200'lü yılların başlarına kadar uzanıyor. Binlerce yıldır Uzak Doğu'da hayatın bir parçası haline gelen yeşil çayın sırrı, bünyesinde bulunan antioksidan maddelerle açıklanabiliyor. Kanserden romatizmaya... Japon toplumu üzerinde yapılan uzun çalışmalar; bu ülkede ortalama hayat süresinin kadınlarda 82, erkeklerde ise 76 olduğunu ortaya çıkardı. Ayrıca Japonya, kanser vakalarının dünyada en az görüldüğü ülke olma özelliğini taşıyordu. Japon toplumunun bu özellikleri, yüzyıllardan beri yeşil çay tüketmeyi bir hayat tarzı haline getirmeleriyle ilişkilendirilince, çalışmalar bu harika bitkiye kaydırıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda yeşil çayın en önemli özellikleri konusunda şu tespitler elde edildi:  Antioksidan özelliği ile kanser dahil birçok hastalığa sebep olduğu bilinen serbest radikalleri nötralize ediyor ve erken yaşlanmayı geciktiriyor.  Anti kanserojen.  C vitamini ve resveratral gibi antioksidanlardan bile daha güçlü.  Kanser riskini ve kadınlarda yumurtalık kanserine yakalanma riskini yüzde 60 oranında azaltıyor.  Anti enflamatuar hücre yenileyicidir.  Dolaşımı düzenliyor.  Yüksek oranda C vitamini içeriyor.  Kolestrolü ve yüksek tansiyonu düşürüyor.  Mide ve barsak problemlerini hafifletiyor.  Kalp ve dolaşım sistemini olumlu etkiliyor ve damarları güçlendiriyor.  Arterioskleroz riskini azaltıyor.  Tiroid fonksiyonlarının düzenlenmesinde olumlu etki yapıyor.  Kan dolaşımını ve deri rejenerasyonunu destekliyor.  Zihinsel ve bedensel performansı olumlu etkiliyor.  Sürekli kullanımı, romatizmal hastalıkların tedavisinde fayda sağlıyor.  İçerdiği florür nedeniyle diş çürümelerini engelliyor.  Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırarak diyetleri destekliyor.  İdrar söktürüyor ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Saymakla bitmiyor Yeşil çayın faydaları konusunda bir başka haber de, Alman dergisinden... Bild der Wissenschaft dergisinde yer alan habere göre; California Üniversitesi'nde görevli bilim adamlarının yeşil çay konusunda yaptığı araştırmaya 133 mide ve 166 gastrit hastası ile 600 sağlıklı kişi katıldı. Sigara ve alkol kullanımıyla yaş, kilo ve eğitim gibi faktörlerin de hesaba katıldığı araştırma sonucunda, düzenli olarak yeşil çay içen kişilerin mide kanseri olma riski yüzde 48, gastrit olma riski de yüzde 50 oranlarında düştü. Bu arada yeşil çayın, eklem romatizmasına iyi geldiği de ifade edildi. Önceki yıllarda Ziraat Fakültesi'nde yapılan araştırmalar sonucunda da yeşil çayın yemek borusu kanserini erkeklerde yüzde 57, kadınlarda yüzde 60 oranında önlediği tespit edilmişti. Yine birkaç yıl önce Amerikalı bilim adamları, yeşil çayın cilt kanseri riskini önlediğini ortaya çıkarmıştı. Sigaranın etkisini azaltıyor Japonya'daki Saitama Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nde halen devam eden çalışmalar; yeşil çayın içindeki EGCG (epigallokateşin gallat) isimli maddenin akciğer, mide, bağırsak karaciğer ve deri kanserlerini önleyici etki sağladığını ortaya çıkardı. EGCG maddesi, sigara kullanımının toksik etkisini de azaltıyor. Bütün bu etkilerinden yararlanmak için Enstitü tarafından önerilen yeşil çay kullanma miktarı günde 6-7 fincandır. Tabii bu kullanımlarda dikkat edilmesi gereken bir nokta daha var ki, o da çayı mutlaka şekersiz olarak doğal haliyle kullanmak gerekiyor.. Üretimi nerelerde yapılıyor? Çin 450 bin ton yeşil çay üretimi ile dünyada birinci sırayı alırken, onu Japonya, Endonezya, Vietnam, Hindistan ve Sri Lanka takip ediyor. Çay tarımı ve üretimi; büyük oranda ekvatoral iklime sahip ve ekvatora yakın bölgelerde yapılıyor. Yeşil çay üretimi için kaliteli yaş çay yaprağına ihtiyaç vardır. Siyah çayın işlenmesinde olduğu gibi yeşil çayın işlenmesinde de çay yaprağının standartlarına uygun toplanması büyük önem taşıyor. Yan etkisi var mı? İhtiva ettiği etken madelerden biri de kafeindir. Bir fincan yeşil çayda, ortalama 78 mg kafein bulunduğunu gözönüne alırsak, 6-7 fincan ile ortalama 470-550 mg'lık kafein miktarı vücuda girecek demektir. Bu da gece uykularını olumsuz etkiler. Bu sebeple yeşil çayı demlerken ilk 30-40 saniye içinde elde edilen demi döktükten sonra, su ilave ederek yeniden demlemekte fayda vardır. O zaman kafein miktarı azalmaktadır. Kolesterole sebze ile çözüm > Sebzelere dayalı bir beslenme sisteminin, vücuttaki kolesterol oranını üçte bir oranında düşürdüğü açıklandı. Toronto Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cyrill Kendall, Miami'deki Amerikan Kalp Birliği Kongresi'nde yaptığı açıklamada, özellikle bamya, fasulye, patlıcan ve soya gibi sebzelerin başlı başına kolesterole karşı etkili olduğunu ifade etti. Prof. Kendall bunlara ek olarak listede domates, bezelye, kırmızı biber, soğan, kabak gibi sebzelere de yer vermek gerektiğini belirtti. > Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akın da, kırmızı etle beslenme yerine sebze ağırlıklı beslenmenin kolesterolü düşürücü etkisi olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Akın, bu konuda şunları şöyledi: "Proteinin, hayvansal gıdalar yerine tahıllardan alınmasını içeren bir beslenme sistemi kolesterolü kontrol eder. Yüksek kolesterolün kontrol altına alınmasında ve kolesterolü önlemede en önemli etkenler, beslenme ve hayat biçimidir. Sebzenin yanı sıra antioksidan içerdiği için meyveler de aynı işlevi görür. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme kolesterolle birlikte tansiyon ve şekeri de kontrol altına alır." Elmayı kabuğu ile yiyin... Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hüseyin Koç, insan sağlığı açısında sayılamayacak kadar çok yararları olan elmanın kabuğu ile yenmesini tavsiye ediyor. Elmanın, fosfor, kalsiyum, potasyum, sodyum, magnezyum, silisyum gibi birçok mineral maddenin yanı sıra organik asitler, meyve asitleri ve doğal aroma maddeleri içerdiğini kaydeden Doç. Koç, "A, B1, B2, B6, ve C vitamini bakımından oldukça zengin olan elma, bu zengin içeriği ile bir hayat iksiridir" diyor. Elmanın, kabuğu ve çekirdeği ile birlikte yenmesi gerektiğini tekrarlayan Koç, çiğ elma kabuğunun ürik asit miktarını ve kan basıncını düşürerek sindirimi kolaylaştırdığını, kolesterolü düşürdüğünü, kabızlığı önleyerek, romatizma, artrit ve gut hastalıklarına karşı koruduğunu söyledi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.