CHP'nin arka bahçesine dokunamazsınız

A -
A +

Dünkü yazımda da belirttiğim gibi CHP, HSYK ve AYM'nin mevcut yapısının korunması için her türlü fedakârlığa hazır. Bu iki kurumun yapısını değiştiren iki maddeyi çıkarsanız, diğer 25 maddeye gözü kapalı oy vermeye hazırlar. 12 Eylül darbe anayasası, kurduğu 12 Eylül rejiminin bekçiliğini, koruyuculuk görevini millet ve onun temsilcisi Meclis'e değil, anayasa ile oluşturduğu kurumlara vermiş. Bu kurumlara öyle yetkiler vermiş ki, Anayasa Mahkemesi, meclisin üzerinde. Meclisin 411 oyla aldığı bir kararı gerekçe üreterek, esastan inceleyerek iptal edebiliyor. Milletten yüzde 47 oy almış bir siyasi parti, hem de iktidar partisi bir başsavcının tek başına uygun görmesiyle kapatma davasına muhatap oluyor ve kapatılmaktan beter hale getiriliyor. Bu arada da ülke ekonomik olarak, siyasi olarak birçok şey kaybedebiliyor. Diğer taraftan yüksek idari yargı yerindelik denetimine de girerek neredeyse hükümetlerin üstünde ikinci bir hükümet gibi hareket edebiliyor. HSYK aracılığıyla tüm önemli davalara müdahale edebiliyor. Peki Sayın Baykal, hem siyasetin, hem de Meclis'in üzerinde hareket eden, bu yapıların korunmasını neden hâlâ ısrarla savunuyor? CHP açısından bu yapılar anayasanın tabuları arasında. CHP bu yapıların derinden derine kendisine çalıştığını, bu yapılar sayesinde muhalefette de olsalar iktidar partilerinin daha muktedir olduğunu düşünüyor. Bu yapıların oluşturduğu statükonun muhafazası için elinden gelini yapıyor. Bu yapıları kendi arka bahçesi gibi görüyor. Dokunulmasını istemiyor. AYM, CHP'nin hemen hemen her başvurusunu onların istediği gibi sonuçlandırıyor. Yüksek yargının değişikliğe itiraz ederken kullandığı üslup CHP sözcülerinin üslubu ile örtüşüyor. CHP, halk oylamasında halkın bu yapıları değiştireceğini biliyor. Sayın Baykal'ın "üç maddeyi ayırıp referanduma götürelim" önerisinin altında yatan sebep; halkın bu üç maddeye "evet" demeyeceği varsayımına dayanıyor. Oysa fena halde yanılıyor. Halkın en çok şikayetçi olduğu, değişmesini istediği kurum yüksek yargı kurumlarıdır. Bu üç madde tek başına da oylamaya sunulsa "evet" kararı çıkacaktır. Çünkü halk da CHP oligarşisinin devam etmesini istemiyor. CHP; yüksek yargı organlarına seçilmiş olan üyelerin çoğunun kendi ideolojilerine yakın insanlar olduğunu, kendi siyasi düşüncelerini taşıyan üyelerin AYM, HSYK, Danıştay, Yargıtay gibi yüksek yargı organlarında çoğunlukta ve hâkim durumda olduğunu değerlendiriyor. Bu nedenle yüksek yargı organlarının bu yapısının değişikliklerle bozulacağını, yeni yapıda eskisi kadar partinin etkin olamayacağını görüyor. CHP, yüksek yargı organlarındaki nüfuzunu kaybetmekten korkuyor. Kalan eleştiriler boş laf. Yargı bağımsızlığı kimsenin umurumda değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.