180 gün mü YÖK mü?

A -
A +

Türk milleti olarak alıştığımız ve tiryakisi olduğumuz bir şey var. Bu alışkanlıklar bir türlü bitmiyor. Yılda 12 ay var ve biz bu 12 ayda mutlaka ve mutlaka bir şeyler buluruz ve hararetle tartışırız. Son bir aydır ise YÖK meselesi tartışılıp duruyor. Mesele şu, bir grup Türkiye'de her şeyin iyi gittiği bir dönemde böyle bir konunun gündeme getirilmesinin ortamı gerginleştirmek adına bir talihsizlik olduğunu savunurken, bir diğer grup ise Avrupa Birliğine giriş sürecinde devrim niteliğinde önemli değişiklikler yapılan bir ülkede bu konuyu da haksızlıkların giderilmesi için önemli bir çıkış olarak görüyor. İlk bakışta her iki kesim arasında düşünce farklılığı var gibi görülse de aslında her iki kesimin de ortak paydada birleşebileceği birçok nokta var. Peki nedir bu ortak payda? Türkiye'nin 6 ay sonra yani 180 gün sonra Avrupa Birliği'nden alacağı müzakere tarihi. Bize göre de bu gerginlikler ve hararetli tartışmalar bırakılıp herkesin bu 180 gün içerisinde Avrupa Birliği'nden tarih alma anlamında ne yapabileceğini düşünmesi gerekiyor. Heyulacılar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki gün grupta yaptığı konuşmanın çok iyi okunması gerekiyor. Başbakan hem yükselen tansiyonu düşürdü hem de tabanına, arkadaşlarına ve YÖK tartışmalarına katılan tüm kesimlere mesajlar verdi. Başbakan'a göre birileri Türkiye'nin uluslararası başarılarından rahatsız oluyor ve bir bardak suda fırtına kopartmak istiyor, bu fırtına kopmayınca da heyulalar oluşturuyor. Başbakan Erdoğan'a göre bu kişiler ya da grupların tek amacı aralık ayında Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden tarih alamaması. Böyle bir tehlikeyi sezen Başbakan hemen çok kararlı oldukları YÖK ve Meslek Liseleri meselesini soğutmaya aldı. Çünkü Başbakan, Cumhurbaşkanı Sezer'in vetosunun hemen ardından YÖK kanununu aynen Çankaya'ya göndermeyi planlıyordu. Ama bunu yapmadı. Bunu yapmayınca da Türkiye kazanmış oldu. Başbakan, Cumhurbaşkanı'nın vetosu üzerine yorum yapmadı ama "Millet iradesini temsil eden Meclis çoğunluğunu küçümsemekle ülkede istikrara hizmet edilemez. Cumhurbaşkanını da bu meclis seçti" diyerek daha fazla üstümüze gelmeyin mesajını da verdi. Bize göre Başbakanın grup konuşmasında altı çizilecek en önemli cümle ise, "Biz demokrasi ve laikliğin teminatıyız. Herkes bilsin ki bu ülkede bir rejim tartışması yoktur. Kimse bundan nemalanmaya kalkmasın. Sistem tartışmasını rejim tartışmasıyla karıştırmasın" demesiydi. Başbakan bu sözleri ile elindeki bütün kartları karşı tarafa göstermiş oldu. Eğer Hükümet Ekim ayında YÖK'ü tekrar gündeme getirmese sular aralık ayı sonrasına kadar yeniden kaynamaz.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.