Bundan tam 3 yıl önce 27 Nisan 2007'de cumhurbaşkanlığı seçim tartışmalarının yapıldığı bir ortamda dönemin genelkurmay başkanı gece yarısı kurumun internet sitesinde "e-muhtıra" olarak adlandırılan bir bildiri yayınladı. Bu muhtıra demokrasimiz için bir dönüm noktası olarak tarihteki yerini alacaktır. Meclisin açık olduğu, hükümetin görevinin başında olduğu bir ortamda böyle bir bildirinin yayınlanabilmiş olması bugünkü 12 Eylül Darbe Anayasası'nın neden mutlaka değiştirilmesi gerektiğinin açık gerekçesidir. Bu bildiri millet nezdinde TSK'yı yıpratmıştır. Keşke dönemin genelkurmay başkanı bu bildiriyi kendisi kaleme alıp yayınlattırmak yerine karargâhı ile kuvvet komutanlarıyla istişare edip ondan sonra ne yapacağına karar verseydi. Emin olun o istişareleri yapsaydı bu kadar kötü ve yıpratıcı bir sonuç ortaya çıkmazdı. O bildiriyle ne elde edildi-hangi olumlu sonuç alındı? O bildirinin ülkemize, milletimize ve hatta TSK'ya ne hayrı oldu? O bildirinin yayınlandığı tarihten 3 ay sonra 22 Temmuz 2007 seçimleri yapıldı. Millet o bildiriye ne cevap verdi? Allah akıl-fikir versin CHP'nin ve tekelci medyanın dolduruşuna gelerek ve milletin değerlerini bir kenara iterek 2 tek atıp ondan sonra böyle talihsiz bildiriyi yayınlamak iyi mi oldu? TSK için iyi olmadı ama demokrasimizin vesayet rejiminden kurtarılması için bir dönüm noktası oldu. Aklı başındaki herkes gördü ki; mevcut 12 Eylül Anayasasının oluşturduğu yapı ve imkânlarla askerî ve bürokratik vesayet ihtiyaç duyduğunda cumhurbaşkanlığı seçimlerinden tutun da meclisin ve hükümetin icraatlarına kadar her alana müdahale edebiliyor. Sivil otorite, AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamış bir ülkede vesayet rejiminin artık devam edemeyeceğini bu bildiri ile bir kez daha gördü. Bu durumu değiştirmeden artık hiçbir reformun yapılamayacağını ve demokrasinin bu topraklarda kökleşemeyeceğini fark etti. Belki de siyasi tarihimizde ilk kez sivil bir iktidar bu bildiriye sert bir karşılık verdi ve dik durdu. Tırsmadı, ürkmedi şapkasını alıp gitmedi. Bu anti-demokratik müdahale karşısında demokratik duruş sergileyerek millet nezdinde puan topladı. Dün, o talihsiz bildiriyi Genelkurmay internet sitesinden indirip tekrar okudum. "Allah Allah" diye taarruz eden bir ordunun başkomutanının Kur'an Okuma Yarışmasından, Yüce Peygamberimiz için düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinden rahatsız olması ve bu rahatsızlığını bir bildiriye yansıtması, o komutanın bu milleti hiç tanımadığını ve halkımızın hassasiyetlerinden habersiz olduğunu gösteriyor. Sayın Baykal bile bunu anladı. Milletin inançlarını özgürce yaşamak istemesi, değerlerine sahip çıkmasının iltica ile ne alakası olabilir? Allah aşkına milletin ordusu, milletin manevi değerlerini tehdit olarak yansıtan bu bildiriyi kendi internet sitesinden çıkarsın artık.