AB için sinir harbi başladı!

A -
A +

Avrupa Konseyi'nin 17 Aralık' ta Türkiye ile ilgili olarak vereceği karara temel oluşturacak taslak belge, dönem Başkanı Hollanda tarafından basına sızdırıldı. Hollanda 25 AB üyesinin Türkiye'nin üyeliği ile ilgili çekincelerini hiçbir değişiklik yapmadan alt alta yazıp taslağı oluşturmuş. Türkiye'nin tepkisini ölçmek için de bu taslağı basına sızdırmış. Taslakla, AB Türkiye'yi yokluyor. Taslak karamsar bir psikoloji ile hazırlanmış. Taslak , "Nasıl yapsak da Türkiye'nin tam üyeliğini engellesek ve 17 Aralık'ta masayı terketmesini sağlasak" mantığı ile hazırlanmış bir taslak. Taslakta olması gerekenlerin karşısı boş bırakılmış yani liderlere bırakılmış, olmaması gerekenler yazılmış. Müzakereye dair karar ve tarih yok, sürecin işleyişi ile ilgili bir şey yok. Hedef ve sonuç bölümleri boş bırakılmış. Dışişleri Bakanı Gül'ün de belirttiği gibi bu bir taktiktir. AB, pazarlığı yüksekten açtı. Ankara harekete geçmiş durumda. AB Dışişleri Bakanları bu taslağı 13-14 Aralık'ta zirveye sunulacak hale getirecekler. Türkiye bütün gücü ile 17 Aralık'a kadar karar taslağını değiştirmeye ve taslaktaki tuzakları bertaraf etmeye, ifadeleri yumuşatmaya çalışacak. Taslakta dikkati çeken ve Türkiye'yi rahatsız eden maddeler şunlar; * Ankara Kıbrıs'ı Gümrük Birliği kapsamına alsın. (Kıbrıs Cumhuriyetinin fiilen ve dolaylı olarak da hukuken tanınması isteniyor.) * Türkiye'nin işgücü akını kalıcı olarak engellensin * 2014 yılından önce üyelik imkansız . İlk bakışta dikkat çeken ve hiçbir üye ülkeye uygulanmayan talepler bunlar. Bize gelince yeni kurallar Türkiye'nin üyeliği söz konusu olduğunda, AB diğer üyelere uygulamadığı yeni kurallar çıkarıyor. Türkiye'ye özel yaklaşım ortaya konuyor. Çok uzun ve ucu açık müzakere süreci, müzakerelerin askıya alınma ihtimali, Türkiye için özel statü (ayrıcalıklı ortaklık) geliştirme çabaları, serbest dolaşıma kalıcı kısıtlamalar getirme girişimleri, ülke vetolarına imkan sağlamak için Konsey ağırlıklı müzakere yöntemi ve giriş anlaşmasının referandumla onaylanması talepleri, bu özel yaklaşımın unsurlarıdır. 25 üyeden hangisine uygulandı bu kurallar? Avrupa Konseyi 2002 Kopenhag Zirvesinde 'Kopenhag kriterlerinin gereğini 2004 yılı sonuna kadar yerine getirmesi halinde AB'nin gecikmeksizin Türkiye ile müzakerelere başlayacağı'' kararını almıştır. 6 Ekim'de, Avrupa Komisyonu yayınladığı ilerleme raporunda Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini karşıladığını kabul etmiştir. AB'den beklenen; mazeret aramadan 2002'de verdiği bu sözün arkasında durması ve Türkiye'ye açık ve net bir başlama tarihi vermesi, tam üyeliği vurgulaması ve kimseden istemediği ek şartlar getirmemesidir. Müzakereler sürdürülebilir olmalıdır. Bunu AB'den beklemek Türkiye'nin en doğal hakkıdır. Şartsız müzakereyi hak etmiştir. Türkiye Frenklerin başını çektiği ayrıcalıklı ortaklık ifadesini tamamen reddetmek durumundadır. İçi boşaltılmış bir üyeliği kabul etmemelidir. Türkiye'nin en çok itiraz etmesi gereken madde de ''müzakerelerin ucu açık bir süreç olduğu'' sonucunun şimdiden söylenmesidir. Kıbrıs konusunda ise Türkiye'den ve Türk tarafından istenecek bir taviz kalmamıştır. Bu konuda sıra AB ve Rumlardadır. İşgücünün serbest dolaşımına kalıcı kısıtlama getirmek AB'yi AB yapan temel değerlere aykırıdır. Böyle giderse iş gücü akınını, '10 yıl sonra' biz değil yaşlanan Avrupa talep edecektir. AB'nin bu tür taslaklardaki amacı Türkiye'yi 17 Aralık'ta ''Evet ama''ya hazırlamak. AB yolu çetin, zor bir yol. Sağlam sinirlerle, sabırla, kavga etmekten başka çare yok. Soğukkanlılığımızı muhafaza edelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.