AB İlerleme Raporu

A -
A +

AB Komisyonu Türkiye ile ilgili raporunu açıkladı. Son derece olumlu bir rapor. 1998'de yayınlanan ilk raporla bu yıl yayınlananı karşılaştırdığınızda Türkiye'nin AB reformlarında nereden nereye geldiğini görebilirsiniz. AB'nin, içerideki statükocuların ve bazı siyasi partilerimizin her türlü engellemesine rağmen Türkiye bu önemli mesafeyi katetti. Hem hükümetin, hem yargının hem TSK'nın hem de tüm siyasi partilerin rapordan kendileri için çıkarmaları gereken ödevler var. Türkiye'nin AB üyeliği bir milli devlet projesi. Hükümetlerin tek başına sürdürebileceği bir proje değil. Tabii ki en büyük sorumluluk hükümete düşüyor ama muhalefet partilerinden tutun da STK'lara ve diğer devlet kurumlarına kadar herkesin bu sürece katkı vermesi gerekiyor. Türkiye 14 faslı açtı. Birini kapatabildi. 13 fasılda müzakereler sürüyor, 18 faslın AB, Rumlar ve Fransa engeli nedeniyle askıya alındığını biliyoruz. Geriye 3 fasıl kalıyor. Türkiye bu 3 faslı da açınca kilitlenen 18 fasıl konusuna AB ne yapacak hep birlikte göreceğiz. Kıbrıs sorunu yüzünden 14 başlık askıya alınmış durumda. Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye'nin tam üyeliği için ön şart hâline getirilmiş olması kabul edilebilir bir durum değil. Kıbrıs sorunu Kıbrıs Rum kesiminin üyeliği için bir engel teşkil etmedi. Bu sorunun varlığı orta yerde dururken AB Rum kesimini tam üyeliğe kabul etti. Ama bu sorunu bugün AB Türkiye için maalesef bir ön şart olarak ileri sürüyor. Bütün bu aptalca engellemelere rağmen Türkiye'nin iyi bir yol aldığı açık. Rapor ilk kez Türkiye'nin her fasılda ilerleme kaydettiğini gösteriyor. AB Kıbrıs konusunda verdiği hiçbir sözü tutmadı. İzolasyonları kaldırmadı, söz verdiği mali yardımı yapmadı. Kıbrıs konusunda AB maalesef taraflı bir tutum sergilemeye devam ediyor. KKTC'ye AB tarafından uygulanan ambargo ve izolasyonlar kalkmadan Kıbrıs'ta Türkiye ve KKTC'den yeni bir jest beklemeye kimsenin hakkı yoktur. Türkiye'nin Rum bandıralı gemilere limanlarını açması için izolasyonların kaldırılması ve Rum limanlarının aynı anda KKTC'ye açılması zorunludur. Türkiye'nin Kıbrıs konusunda verebileceği bir taviz kalmamıştır. Çünkü Türkiye daha önce yaptığı jestlerin karşılığını alamamıştır. Peki geldiğimiz noktada ne yapmalıyız? Yılgınlığa ve bıkkınlığa düşmeden kararlılıkla 35 faslın tüm gereklerini yapmalıyız. TBMM, hükümet, yargı, TSK ve STK'lar hızla ilerleme raporunda belirtilen makul eksiklik ve aksaklıkları yarından tezi yok bir program dahilinde gidermelidir. Millet olarak her alanda AB standartlarına ulaşmak için lüzumlu olan reform, düzenleme ve eğitimleri yakından takip etmeli ve ilgilileri zorlamalıyız. Biz her alanda reformları yapalım, yine her alanda standartlarımızı AB düzeyine çıkartalım. Ondan sonrasını AB düşünsün. İster alsın, ister almasın, paşa keyifleri bilir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.