AB treni yola devam etmeli

A -
A +

Türkiye, AB ile entegrasyon sürecinde çok önemli bir adım daha atıyor. Bu, müzakereye açılan 12'nci fasıl olacak. Çevre faslının açılması vesilesi ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu ile birlikte Brüksel'deyiz... Çevre konusunda Türkiye'nin duyarlılığının belli bir seviyeye geldiğinin ilanı bu. Son derece sevindirici bir gelişme. Bu fasılda entegrasyonun sağlanması ile halkımızın hayat kalitesi arttırılacak. Ancak daha temiz bir çevre ve daha yüksek standartlara ulaşmak zaman alacaktır. Bu alanda yüksek maliyetli yatırımlara ve dolayısıyla bir geçiş sürecine ihtiyaç vardır. Ancak bir yerden hızlıca başlayıp gerekli tedbirler alınmaz, lüzumlu yatırımlar yapılmaz ise 10-15 yıl sonra sularımız içilemez, havamız teneffüs edilemez, denizlerimiz ve nehirlerimiz girilemez duruma gelir. İşte bu gerekçelerle diyoruz ki: Biz her alanda AB standartlarını yakalayalım, bunun için tüm düzenleme ve yatırımları yapalım, AB standartlarını her alanda yakalayalım. İşte ondan sonra bizi AB'ye ister alsınlar, ister almasınlar. Biz o seviyeye ulaştıktan sonra paşa keyifleri bilir, belki o zaman geldiğinde bizim paşa keyfimiz istemez. Ama o seviyeye ulaşana kadar, daha sağlıklı-daha kaliteli bir hayat, refah düzeyi yüksek bir toplum ve birinci sınıf bir demokrasi için hangi engeller çıkarılırsa çıkarılsın AB hedefinden vazgeçmemeli ve bu konudaki heyecanımızı kaybetmemeliyiz... Kopenhag'da dünya liderleri iklim değişikliği ile ilgili ortak bir noktada buluşamadılar. Böyle bir dönemde Türkiye bin 500 sayfalık çevre belgesini 27 AB üyesine kabul ettirdi. Başmüzakereci Egemen Bağış ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu'nu kutluyorum. 17 Aralık 2004'te Türkiye treni AB rayına oturtuldu. Tüm engellemelere rağmen dört yılda 12 fasıl açıldı. Rumların ve Fransa-Almanya gibi uzak görüşlü olamayan ülkelerin engellemelerine rağmen bu noktaya gelindi. Tren hem dışarıdaki hem içerideki statükocuların engellemeleri ile belki yavaş gidiyor ama bu tren hedefine eninde-sonunda ulaşacak. Başmüzakereci Egemen Bağış, yeni bir iletişim stratejisiyle AB ülkelerindeki insanların Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakar hale getirileceğine inanıyor. Türkiye'nin AB üyeliğine halkımızın desteği yüzde 60'tan aşağı değil. Avrupa'daki vizyonsuz bazı liderlerin söylemleri olmasa bu oran daha da yukarıya çıkar. Emin olun ki, AB'ye tam üye olacağımız seviyeye geldiğimizde Türkiye'nin birçok kronik iç sorunu da kendiliğinden çözülmüş olacak. Hiçbir AB üyesi ülke bölünmemiştir. Hepsi AB'ye girdikten sonra güçlenmiş, zenginleşmiştir. Hükümet AB reformlarına daha da hız vermelidir. Hükümet ne zaman AB sürecinden geçici olarak kopsa içeride başına felaketler geliyor. Ancak AB reformlarının hızlanmasının önünde çok önemli bir takoz var. O takoz mevcut Anayasamız. Darbe şartlarının psikolojisi ile hazırlanan bu Anayasa reformların önündeki en büyük engel. AB projesine samimiyetle inanan siyasi liderler güç birliği yapıp bu engeli ortadan kaldırmalıdırlar. CHP, bunun şerefini AK Parti ile paylaşma iradesini gösterebilmelidir. Türkiye'nin AB standartlarında, çağdaş, demokratik bir Anayasaya kavuşması artık elzem hale gelmiştir. Bu yamalı bohça ile bir yere varamayız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.