AB ve UEFA'nın oyunu

A -
A +

İstanbul'da meydana gelen terör olaylarına piyasalar prim vermedi. Terör ekonomik alanda amacına ulaşamadı. Teröre sadece bazı Avrupa ülkeleri ve maalesef UEFA prim verdi ve uluslararası terörizmin ekmeğine yağ sürüldü. İspanya'da , İtalya'da ve İngiltere'de bombalar patlarken UEFA neredeydi? UEFA gibi bir kurumun bu çifte standart niteliğindeki kararına Galatasaray 2 harika golle ve mükemmel bir oyunla çok iyi bir cevap verdi. Sergilenmek istenen oyunu bozdu. İstanbul'daki olaylardan sonra "Uluslararası Terörizmi önlemek için mutlaka işbirliği yapmalıyız" türünde beyanat veren AB ülkelerinin bu konuda samimi olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. ABD'de meydana gelen 11 Eylül terör saldırısından sonra hangi AB ülkesi vatandaşlarına "Amerika'ya gitmeyin, güvenli değil" mesajını verebildi? Dost sandığımız bazı AB ülkeleri "Türkiye güvenli değil, seyahat etmeyin, toplantılarınızı iptal edin" türünden beyanatlar vererek terörün amacına ulaşmasına katkı vermişlerdir. Ama o ülkeler unutmasınlar ki; terör bir gün onların da kapısını çalacak. O gün herhalde bu ülkelerin Türkiye'den herhangi işbirliği ve destek bekleyecek yüzleri olmaz. Bu olaylardan sonra da gördük ki AB'nin söylemleri ile eylemleri uyumlu değil, güvenilir ve samimi değiller. Son terör olayının üzerine gidilmesi konusunda, hükümet, polis, jandarma ve MİT son derece başarılı olmuştur. Tüm istihbarat teşkilatlarını ve güvenlik güçlerini kutluyoruz. Ancak ben şahsen hâlâ ülkemizde istihbarat birimleri arasında arzu edilen seviyede bir koordinasyonun mevcut olduğuna inanmıyorum. Hiç vakit kaybedilmeden bu problem çözülmelidir. Son yıllarda meydana gelen küresel gelişmeler ve çevremizdeki siyasi gelişmeler de dikkate alınarak istihbarat teşkilatlarımızda yeni bir yapılanmaya gidilmelidir. Koordinasyon bozukluğu var... Terörizmi pasifize etmesinin ilk şartı güçlü istihbarat ve bu istihbarata dayalı olarak alınan önleyici tedbirlerdir. İstihbarat birimlerimizin kaynak problemi olmamalıdır, bu alanda tasarruf olmaz, bu alanda yapacağınız 5 kuruşluk tasarrufun bedelini 5 bin kuruş olarak ödersiniz. Son olaylarla ilgili olarak bazı çevreler Yüce dinimizi adeta terör üreten bir din gibi gösterme çabasına girdiler. Bu çok yanlış ve tehlikeli bir çabadır.. Bu çaba insanları medeniyetler çatışmasına götürür. Ayrıca İslam adına hareket ettiklerini iddia eden bu cani teröristler en çok İslam'a ve İslam dünyasına zarar vermektedirler. Bu arada Muhalefetin "Hükümet terörün adını koyamıyor, terörün kaynağını açıklamaktan kaçınıyor, bu olayı eve dönüş yasasından istifade eden Hizbullahçılar gerçekleştirdi" iddiası da birazcık abartılı ve siyasi amaçlı bir iddia. Çok iyi hatırlıyorum, olayın hemen ertesinde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Teröristlerin Afganistan kaynaklı El-Kaide adına hareket ettikleri görünüyor" beyanatını verdi. Arkasından Hükümet Sözcüsü "İstanbul'daki saldırıları gerçekleştirenler El-Kaide ile bağlantılı" açıklamasını yaptı. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından aldığımız bilgilere göre olayın sorumlularının Hizbullah'la bir ilgisi yok. İçlerinde eve dönüş yasasından yararlanmış tek kişi bile bulunmuyor. Böyle bir durum sözkonusu olsa bile ben hiçbir hükümet üyesinin Hizbullah gibi ülkemizde akıl almaz cinayetler işlemiş bir örgütü himaye edebileceğini aklımdan bile geçirmek istemiyorum. Başbakanın hassasiyet gösterdiği tek konu İslam kelimesinin terörle birlikte telaffuz edilmemesi. Başbakanın tavrı net. Diyor ki: "Terör dinin parçası olamaz. İslam terörün ne başında ne de sonunda sıfat olarak kullanılamaz. Irkçı, bölgeci ve dinci terör bizim yanımızda mahkum olacak." Mesaj çok net ve açık Ben yazımı bitirirken dikkatlerinizi başka bir konuya da çekmek istiyorum. Son günlerde PKK-KADEK terör örgütü tekrar kıpırdanmaya başladı. Türkiye'de şu anda varolan terör korkusunu devam ettirmek için çaba içerisinde oldukları görünüyor. Geçtiğimiz gün döşedikleri mayına çarpan araçtaki 5 askerimiz şehit oldu. Şehitlerimizin komutanlarına ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. İstihbarat birimlerimiz ve güvenlik güçlerimiz PKK-KADEK terör örgütü ile ilgili faaliyetlerini gevşetmeden kararlılıkla sürdürmelidir. Son olarak, birkaç gün sonra emekliye ayrılacak olan YÖK Başkanı Sayın Kemal Gürüz'e artık susmasını, ülkenin huzurunu bozmamasını ve gerginlik oluşturmaktan vazgeçmesini, istiyorsa siyasete atılmasını tavsiye ediyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.