ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgal ederken öne sürdüğü en temel gerekçe "uluslararası terörle mücadele" idi. Bu gerekçeden hareket eden ABD, global terörle mücadele için tüm dünyanın desteğini istedi ve kendisiyle işbirliği yapmayan ülkeleri tehdit etti. Nitekim, Irak'ı işgal eder etmez öncelikle Kuzey Irak'ın İran sınırına yakın bölgelerinde faaliyet gösteren Ensar-ül İslam örgütüne ağır bir darbe indirdi ve ortadan kaldırdı. Ancak ABD, bu örgütle ilgili hassasiyetini 'üstelik terör örgütleri listesine dahil etmiş olmasına rağmen' PKK konusunda göstermedi. ABD, Irak'ı işgal ettiğinde PKK'nın Kuzey Irak'ta İran sınırına çok yakın olan Kandil Dağı civarında 5 bin silahlı militanı vardı. ABD, bu militanlara ne müdahale etti ne de Türkiye'nin müdahalesine izin verdi. Böylece PKK'nın bölgede barınmasına göz yumdu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hemen her platformda bu konuyu ne zaman gündeme getirse ABD'li yetkililer "Irak'ta hiçbir silahlı terör örgütünün barınmasına izin vermeyeceğiz. Bize bu konuda biraz zaman tanıyın. Ayrıca Topluma Kazandırma Yasası'nı çıkarın. Biz de örgütü sıkıştırıp, dağdakileri bu yasadan yararlanması için zorlayacağız" cevabını verdiler. Türkiye bu yasayı çıkardı. Buna karşılık ABD samimiyetsiz davranıp vaadini yerine getirmediği için, çıkan yasadan beklenilen sonuç alınamadı. PKK, ABD'nin kozu mu? ABD'nin Irak'la ilgili bir yetkilisi, "Bu örgüt İslam kaynaklı olmadığı için bizi tehdit etmiyor. Irak'ta işler bu denli karışıkken neden bir de PKK belasına bulaşalım ve PKK için de bir kuvvet tahsis etmek zorunda kalalım? Hem PKK; ileride İran'a, Suriye'ye ve hatta Türkiye'ye karşı kullanabilmek için lâzım olabilir. El altında dursun" mantığı ile hareket ettiler. ABD, terörle mücadele politikası çerçevesinde sadece kendi varlığını ve ekonomik çıkarlarını tehdit eden ve İsrail'in güvenliğini tehlikeye düşüren unsurları terörist ilan edip, onlarla mücadele etmeyi tercih ediyor. Yoksa bizzat kendisinin terörist ilan ettiği PKK'ya kontrolü altındaki topraklarda hâlâ yaşama fırsatı vermesi, başka nasıl izah edilebilir? ABD'nin zedelenen güvenilirliği ABD, "ülkemin/halkımın güvenliğini tehdit ediyor" gerekçesiyle binlerce kilometre öteden gelerek Afganistan'a ve Irak'a müdahale ederken Türkiye her iki harekatta da ABD'ye çok önemli katkılar vermişti. Hal böyleyken Türkiye'nin, hemen sınırlarının dibinde faaliyet gösteren ve 30 bin insanımızın canına kıyıp 100 milyar doların üstünde ekonomik kayba sebep olan kanlı terör örgütüne müdahale etmesini engelleyen ABD'yi güvenilir müttefik olarak algılaması mümkün müdür? Üstelik, ABD'nin; (son yıllarda Türkiye'ye verdiği sözlerin bir çoğunun gereğini yerine getirmediği ve başta PKK konusunda olmak üzere oyalamacı yaklaşımı benimsediği için) Türk halkının büyük bir bölümünün nezdinde güvenilirliği zedelenmiştir. Çünkü Türk halkı, PKK'nın Türkiye'yi 'ABD'ye rağmen' tehdit edemeyeceğine inanmakta. ABD bu politikayı sürdürdüğü müddetçe uluslararası camiadan terörle mücadele konusunda nasıl işbirliği ve destek isteyebilir?