Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün; günümüzdeki adıyla Etiyopya'ya tarihteki adıyla Habeşistan'a gidiyor. Başbakan Erdoğan Başkent Addis Ababa'da Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılacak. Biz de basın mensubu olarak hem zirveyi hem de ikili temasları izleyip, sizlere aktaracağız. Etiyopya hem İslam Tarihi hem de günümüz açısından çok önemli bir ülke. İslam dinini ilk kabul eden ülkelerden olan Etiyopya, aynı zamanda Müslümanların Mekke'den hicretinde de onlara kucak açmıştı. Ezanı ilk okuyan müezzin Bilal-i Habeşi de buralıydı. Etiyopya aynı zamanda güzellik ve adaletiyle ünlü Saba Melikesi Belkıs ile Hazreti Süleyman'ın yaşadığı toprakları da barındırıyor. Günümüzde ise Etiyopya Afrika'nın merkezi ve nabzının attığı bir ülke. Çünkü Türkiye'nin 12 Nisan 2005'te 'Gözlemci Üye' kabul edildiği Afrika Birliği'ne 53 Afrika ülkesi üye. Yani, Avrupa Birliği için Belçika ve Brüksel ne ise, Afrika Birliği için de Etiyopya ve Addis Ababa da o anlama geliyor. Bu yüzden Etiyopya, dünyadaki bütün devletlerin büyükelçilik veya temsilcilik açtığı sınırlı sayıda ülkeler arasında yer alıyor. Başbakan Erdoğan'ı zirve toplantısına Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Alpha Oumar Konare, özel olarak davet etti. Erdoğan, 1963 yılında kurulan Afrika Birliği'nin toplantısına katılan ilk Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olacak. Erdoğan zirve sırasında bir de konuşma yapacak. Erdoğan konuşmasında terörle mücadele ve dünya barışının önemini vurgulayacak. Konuşmasında ayrıca hem Türkiye-Afrika ilişkilerine hem de Afrika'nın dünya açısından taşıdığı öneme dikkat çekecek olan Erdoğan, zirve boyunca Afrikalı liderlerle ikili ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunacak. Hatırlanacağı üzere Türkiye, 2005'i 'Afrika Yılı' olarak ilan etmişti. Başbakan Erdoğan, Mart 2005'te ilk Afrika ziyaretini Etiyopya ve Güney Afrika'yı ziyaret ederek başlatmıştı. Daha sonra bu ziyaretler hem Başbakan hem de hükümet düzeyinde devam etmişti. Bu manada Başbakan Erdoğan'ın Afrika Birliği Zirvesi'ne katılması, burada yapacağı konuşma ve ikili temasları şüphesiz ki, Türkiye-Afrika ülkeleri ilişkilerine yeni bir hız katacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Etiyopya gezisinde Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Ayalan ile AK Parti'den 4 ve CHP'den 2 milletvekili katılıyor. Onların yapacakları temaslar da Türkiye-Afrika ilişkilerine katkıda bulunacak. Türkiye'nin böyle bir zirvede Başbakan düzeyinde temsil edilmesi, siyasi, diplomatik, ekonomik ve kültürel ilişkiler açısından büyük önem taşıyor. Bilindiği gibi Türkiye, 2009-2010 dönemi için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği'ne aday olmuştu. Türkiye ve diğer aday ülkeler için oylama 2008 yılında BM'nin 63'üncü Genel Kurul toplantısında yapılacak. Bu seçimlerde Afrika Birliği üyelerinin ağırlığını tartışmak bile anlamsız. 53 Afrika ülkesi oyu, diğer dost ve müttefiklerle birleşirse sonuç kendiliğinden ortaya çıkıyor. Türkiye'nin seçilmesi dünya dengeleri açısından da çok önemli. Zira Türkiye, Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında bir köprü görevi gören; Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları ile tarihî ve kültürel bağları bulunan bir ülke. Türkiye'nin, dünyadaki farklı bölgesel grupların çıkarlarını en etkin şekilde bağdaştırıp değerlendirebilecek özel bir konumu olduğu ortada. Dünya topraklarının yüzde 24'ünü oluşturan yüz ölçümü ile dünyanın ikinci büyük kıtası olan Afrika ile Türkiye arasında tarihî ve kültürel bağlar şaşırtacak kadar çok. Çünkü başta Kuzey Afrika olmak üzere bugün çok sayıda ülkenin yer aldığı topraklarda Osmanlı, oradaki yerli halka barış, huzur, refah ve güven vermişti. Bugün birçok Afrika ülkesinde ders kitaplarında Türkiye, anti-sömürgecilik mücadelesinin öncüsü olarak okutuluyor. Sömürgeci zihniyetten uzak kalan bu tarihî ve kültürel bağlar, Afrika'ya açılımı planlayan Türkiye'nin en güçlü tarafı. Afrika'nın yer altı zenginlikleri de gelişmiş ülkelerin iştahını kabartmaya devam ediyor. Türkiye gelişmiş madencilik altyapısıyla, Afrika ülkeleri ile ticari ilişkilerde yeni bir dönem başlatarak bu ülke halklarının refah düzeyine katkıda bulunabilir. Çünkü hem devlet hem de özel sektör olarak bu gücümüz var. İnsanı gerçekten üzen ise zengin doğal kaynaklarına rağmen Afrikalıların neredeyse yüzde 40'ının mutlak fakirlik altında yaşamasıdır. Mutlak fakirlik ise günlük gelirin bir Amerikan dolarından az olması anlamına geliyor. Bu sorunun farkında olan Türkiye, 2005 yılında ciddi sorunlar yaşayan Nijer, Mali, Moritanya, Burkina Faso, Sierra Leone ve Gine'ye 1.8 milyon dolarlık acil gıda yardımında bulunmuştu. Türkiye, Afrika ülkeleri ile birlikte çalışma yönünde ortaya koyduğu siyasi iradeyi sürdürüyor. Etiyopya'daki Afrika Birliği Hükümet ve Devlet Başkanları zirvesine katılım ve yapılacak temaslar bunun en güzel göstergesi. Gelişmeleri sizlere Addis Ababa'dan aktaracağız.