Son bir buçuk aydır Ankara'da önemli sonuçları olabilecek bazı siyasi oyunlar oynanıyor. Ama öyle ustaca oynanıyor ki bunların siyasi bir oyun olduğunu kamuoyu çok da fark etmiyor. Bu oyunları AK Parti'yi zayıflatmak isteyen, partinin arkasındaki güçlü halk desteğini 29 Mart yerel seçimlerinde aşağı çekmek isteyen aktörler, iş birliği yaparak sürdürüyorlar. Başta CHP olmak üzere bazı siyasi partiler, AK Parti iktidarı ile sorunları olan medya grupları ve ideolojik olarak AK Parti'nin karşısında olan bazı sivil toplum kuruluşları ve dernekler bu iş birliğini sistemli bir şekilde yürütüyorlar. Bu siyasi oyunlardan biri de özelde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı üzerinde oynanıyor. Ankara ile ilgili sistemli bir kampanya yürütülüyor. Kampanyanın ana hedefi başkentin belediye başkanlığını AK Parti'nin elinden almak. Bunun için ilk hedef sol oyları toplayabilecek bir aday tespiti idi. Baykal ve Karayalçın üzerinde gerekli baskı kurularak, Baykal'ın daha beş yıl önce bölücülerin değirmenine su taşımakla suçladığı Karayalçın'ı CHP'nin Ankara adayı olarak gösterilmesi sağlandı. İkinci adım olarak DSP dahil diğer sol partilerin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday göstermemelerini sağlamaktı. Özellikle bazı medya organları bunun için ciddi kulisler yaptı. DSP üzerinde kamuoyu baskısı kuruldu. Bu ara hedef de şimdilik gerçekleşmiş gibi görünüyor. Solun şu anda Ankara'da Karayalçın'dan başka adayı yok. Ancak tüm bunlar Karayalçın'ın seçilmesine yetmiyor. Solun oyu Ankara'da maksimum yüzde 35. Yüzde 35 ile seçim kazanmak için sağ oyları bölmek gerekiyor. Yani MHP adayının sağ oyların yüzde 20-25'ini alması gerekiyor. Sağ oyları bölmek için MHP adayını parlatmak, göklere çıkarmak gerekiyor. MHP'yi hiç sevmediğini herkesin bildiği bazı gazete ve televizyonların MHP adayına sık sık yer vermeleri ve parlatmaya çalışmalarının altında yatan gerçek sağ oyları bölme arzusu. Bu siyasi oyunu oynayanların dördüncü hedefi de AK Parti'nin Ankara'da Karayalçın'ın karşısına en zayıf adayı çıkarmasını sağlamak. Bunun için de halk desteği çok güçlü olan mevcut Başkan Gökçek'in yıpratılmasını temin etmek. Gökçek'i yıpratmak için başvurulmayan yol kalmadı. Sözleşmişcesine biri bırakıyor biri yazıyor. Bunu son derece doğal buluyorum. Çünkü solun Türkiye'de yıpratılmasında Gökçek'in emeği inkar edilemez. Şimdi herkes kinini kusuyor. Ana hedefi başkentte belediye başkanlığını geri almak olan bu projenin başarı şansı yok. Sayın Tayyip Erdoğan gibi tecrübeli siyasetçi bu oyunlara gelmez. Ayrıca sağ seçmen bu oyunları sezecek kadar uyanık artık.