AK Parti'nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesine karşılık Anayasa Mahkemesi'ne bir hafta önce verdiği ön savunmayı inceleme imkânı bulduk. Savunma metnini beğendim. Sade ve anlaşılır bir dil kullanılmış. Savunmada evrensel hukuk, demokrasi ve AB değerleri esas alınmış. İddia makamının ortaya koyduğu iddialar ile mevcut gerçekler arasında derin bir uçurumun olduğu, iddiaların bir algılama ve önyargı sorununun varlığı nedeniyle mesnetsizliği işlenmiş. İddianamedeki çelişkiler vurgulanmış, AB hedefine Türkiye'yi taşımak için çok önemli adımlar atan bir siyasi partinin, laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiğini iddia etmenin tutarsızlığına yer verilmiş. Milletin değerleriyle cumhuriyetin değerlerini örtüştürmek adına yaptıkları, "Büyük uzlaşma" arayışının suç oluşturmaması gerektiğinin altı çizilmiş. Savunmada "Biz 6 yıldır tüm adımlarımızı şeffaflık içinde milletin önünde attık. Açıkladıklarımız ve yaptıklarımız dışında gizli gündemimiz hiçbir zaman olmadı, bundan sonra da olmayacak" vurgusu ile"Gizli gündemleri var. Takiye yapıyorlar" suçlamalarına net bir cevap verilmiş. "İddianamede portresi çizilmeye çalışılan parti ile AK Parti'nin hiçbir ilgisi bulunmamaktadır" cümlesi ilginç geldi bana. "Başsavcı'nın iddianamede tarif ettiği parti biz değiliz" diyorlar. Bence de asıl sorun bu noktada. İddianameyi okuyan insanların birçoğu okuduktan sonra kendilerine "Allah Allah bu parti 6 yıldır iktidarda. Burada iddia edilenleri biz niye fark etmedik, görmedik. Bizim bilmediğimiz bir şey mi var?" sorusunu kendilerine yönelttiler. "Vay bee bu parti ne kadar tehlikeliymiş de biz görmemişiz, uyumuşuz" demekten alamıyor insan kendini. Çünkü iddialar somut değil, beyninin arkasını okumaya ve tahminlere dayanıyor. Savunmada AK Parti, 81 ilin biri hariç tümünde vekil çıkaran, toplumun tüm kesimlerinden, ülkenin her bölgesinden, bütün ekonomik ve sosyolojik katmanlardan oy alan tek merkez partisi olarak tanımlanıyor. Bu özelliği nedeniyle de AK Parti'nin ülkenin birlik ve bütünlüğünün teminatı olduğu vurgulanıyor. Dolayısıyla da böyle bir partinin anayasaya aykırı eylemlerin odağı olarak gösterilmesi reddediliyor. "Üniter devlet, laik devlet, demokratik devlet vurgusu AK Parti'nin temel siyasi misyonudur" görüşüne yer veriliyor. Savunmanın birçok bölümünde AK Parti'nin siyasi felsefe olarak Cumhuriyet değerlerine ve kazanımlarına bağlı olduğu, devletin temel ilkelerini zaafa uğratmak gibi bir hedefinin asla olmadığı sıkça vurgulanıyor. "AK Parti geniş kitlelerin devletin laik karakterini sahiplenmesine önemli bir katkı sağlamıştır. Laikliğin geniş kitleler tarafından benimsenmesinde farklı kesimlerin sisteme entegre edilmesinde önemli bir misyon icra etmektedir" görüşüne yer veriliyor. Bu tespiti çok önemsiyorum ve bu tespite katılıyorum. Yine savunmada, açılan bu dava ile hukuk sistemimizin, demokrasimizin, siyasi ve ekonomik istikrarımızın ve devletimizin bütünlüğünün zarar göreceği endişesi dile getiriliyor. Savunma iyi bir demokrasi manifestosu olmuş. Gelecek nesiller için iyi bir kaynak. Ama bence AK Parti zahmet etmiş. Bu hukuki dava değil siyasi bir projenin adımı. Sonucu da siyasi olacak.