Âkil insanlar

A -
A +
Başbakan Erdoğan dün parti grup toplantısında, "Âkil İnsanlar Heyeti"ni tespit ettiklerini açıkladı. Biz de ulaşabildiğimiz isimleri bugün siz değerli okuyucularımızla paylaştık.
Başbakan Erdoğan, "Sözüne güvenilen, sözü dinlenen, meseleyle ilgili birikimi olan toplumunun çeşitli kesimlerinin itibarını kazanmış yazar, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinden bir heyet oluşturduklarını söyledi. Bu heyetten; süreci takip etmeleri, sürece yönelik toplumsal desteği arttırmaları, toplumsal algıyı olumlu istikamette oluşturmaları ve farklı kesimlerin görüşlerini değerlendirip sürece pozitif katkı vermeleri bekleniyor. Yarın akşam Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisinde Sayın Erdoğan'la biraraya gelecek heyetin 7 ayrı coğrafi bölgeye dağılması için planlama yapılacak. Âkil insanlar bu 7 ayrı bölgede; sürece yönelik paneller, konferanslar ve sempozyumlar düzenleyecekler. Medya aracılığı ile algıyı yönetecekler. Kanaat önderleriyle biraraya gelecekler. Âkil adamlar ayrıca süreci yönetenlere bilgi verecek, görüş ve öneri sunacaklar.
 Âkil İnsanlarla ilgili her kafadan bir ses çıkacak. Herkes kendine göre bir liste yapabilir. Ben şahsen seçilenleri beğendim. Bu listeye girmeye layık daha yüzlerce insan var. Seçilenleri kutluyorum ve emekleri, fikirleri ve çabalarıyla bu sürece ciddi katkılar vereceklerine inanıyorum. Detaylara takılmaya gerek yok. Eğer amaç üzüm yemekse listede kimlerin olduğundan çok, listeye girenlerin sürece ne kadar katkı verecekleri daha önemli. Hayırlı olur inşallah.
Ankara'da iki şey konuşuluyor süreçle ilgili. PKK'lılar yasal bir düzenlemeye dayanarak mı yurdu terk edecekler ve terk ederken silah ve üniformalarını bırakacaklar mı? Bu iki konu dışarıdan bakılınca süreci etkilemiş gibi görünüyor. Ama işin aslı öyle değil. Süreci yönetenler sürecin işlediğini, bir sıkıntı ve sorunun olmadığını belirtiyorlar. Hükümet asla bir yasal düzenlemenin yapılmayacağını çok net bir biçimde söylüyor. İmralı bir yasal düzenlemenin şart olduğunu düşünmüyor. İmralı'nın düşünceleri BDP'lilere ve Kandil'e ulaştıkça onlar da yasal düzenleme yapılması ısrarından vazgeçerler. Yurdu terk edip sınır dışına çıkacak kişiler terörist. Sınırdan yasaları çiğneyerek girdi. Teröriste hukuki güvence sağlamak mümkün olamaz. Teröristlerin silahsız çıkışının stratejik değil taktik bir konu olduğuna, güvenlik güçlerinin bu konudaki düşüncelerinin önemli olduğuna inanılıyor. Eğer PKK'lılar silahsız giderlerse bu durum; doğabilecek hukuki sorunları ortadan kaldırıyor. Ayrıca silahsız gidenin silahsız daha kolay döneceği düşünülüyor. 
Süreci yöneten çevrelerden edindiğim izlenim özet olarak şöyle:
"BDP ve Kandil'den ziyade İmralı, sürecinin düğümlenmesine izin vermiyor. Yakında İmralı'ya bir heyet gidebilir. Süreçte kitlenme yok. Yasal güvenceye gerek yok. 'Şart değil 'demeye başladılar. Henüz PKK ülkeyi terk etmeye başlamadı. Önümüzdeki hafta terk başlayabilir. Belki Meclis İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde süreci izleyecek ve Meclis'i sürece dahil edecek bir komisyon kurulabilir. Meclis bu komisyon aracılığıyla süreci takip eder."
Evet, çözüm süreci ile ilgili kaygılanacak bir durum yok; Kandil ve BDP her ne kadar çıtayı yükseltip sorun varmış gibi bir hava estirseler de İmralı süreci devam ettirmekte kararlı görünüyor. Tüm bel altı vuruşlara, ihanet suçlamalarına aldırmadan Hükümet çözüm sürecini sürdürmeye azimli. 
Allah yardımcıları olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.