Aliyev babası gibi

Bir grup gazeteci arkadaşla birlikte dün sabah Camlı Köşk'te Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile kahvaltı yaptık. Sıcak bir havada geçen sohbette, Sayın Aliyev sorularımızın hepsine samimi cevaplar verdi. Şahsen ben, merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in ölümünden sonra kardeş Azerbaycan halkı için kaygı duymaya başlamıştım. Haydar Aliyev gibi zeki, tecrübeli, dengeli, tüm bölgenin nabzını elinde tutabilen, her şeye hakim bir devlet adamının yerini doldurmanın zor olacağını ve bu durumun Azerbaycan'da siyasi istikrarsızlığa ve hatta iç karışıklığa sebep olacağını düşünüyordum. Sohbette, Sayın İlham Aliyev'i dinlediğimde içim rahatladı ve kaygılarımın gereksiz olduğunun farkına vardım. Azerbaycan Cumhurbaşkanını genç yaşına rağmen; son derece akıllı, yüzü batıya dönük, reformcu, istekli ve hırslı, dünya ve bölge meselelerine hakim, halkının refahını ve geleceğini önemseyen bir lider olarak gördüm. Azerbaycan halkı adına sevindim, mutlu oldum. Haydar Aliyev'in, Azerbaycan'ı güvenli ellere teslim ettiğini düşündüm. Sayın Cumhurbaşkanı göreve gelir gelmez hem ekonomik alanda hem de sosyal alanda düşündüğü reformları hemen hayata geçirmiş. İlham Aliyev, Azerbaycan'ı bütçesinin geçmiş yıllara göre yüzde 20 oranında arttığını, halkın refah seviyesinin yükseldiğini, ülkeye siyasi istikrar getirdiğini ve siyasi istikrarın beraberinde ekonomik gelişmeleri hızlandırdığını anlattı. Türkler bekleniyor Azerbaycan özelleştirmeyi yüzde 74 oranında gerçekleştirmiş. Yabancı sermaye girişi iyi seviyede. Türk yatırımcılar, ABD ve İngilizlerden sonra üçüncü sırada geliyorlar. Sayın Aliyev, Azerbaycan'ın zengin doğal kaynaklara sahip olduğunu ve bu doğal kaynakları dünyaya tam olarak pazarlamaya başladıklarında, ülke ekonomisinin çok güçleneceğine ve halkın refah düzeyinin artacağına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Aliyev ile Ermeni işgali ve Dağlık Karabağ meselesini de görüştük. Bu konuda son derece dertli ama dertli olduğu kadar da bu meseleyi çözmeye de o kadar kararlı. Dünyanın çifte standart uyguladığını, çözüm dünya kamuoyunun bu ülkeye yeterli baskı yapmadığını düşünüyor. Dağlık Karabağ'ın çevresinde Ermenilerin 7 ayrı bölgeyi işgal ettiklerini, bir görüşme sürecinin başlaması için Ermenistan'ın bu bölgelerden şartsız olarak çekilmesi gerektiğini belirtiyor. Ermenileri dünya tecrit eder Sayın Cumhurbaşkanı, Ermenistan'ın bu işgale son vermediği ve anlaşmaya yanaşmadığı sürece özellikle ekonomik alanda dünyadan tecrit olacağı görüşünü taşıyor. Bu görüşünde haksız da değil. Ermenistan bu tutumu ile Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinin dışında kaldı. Türk-Ermeni sınır kapıları açılmıyor. Binlerce insan, Ermenistan'dan diğer ülkelere göç ediyor. Bu ülkeye yabancı sermaye gelmiyor. Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan barışçıl yollardan çekilmesi sağlanamaz ise bölgede savaşın kaçınılmaz olduğunu, bu konuda Azerbaycan halkının sabrının tükendiğini, medeni dünyadan destek bulmaması halinde Ermenistan'ın bu işgalden vazgeçmek zorunda kalacağını ifade etti sayın Cumhurbaşkanı. Aliyev, Rusya'nın eskiden olduğu gibi, açık açık Ermenistan'ın arkasında durmadığına ve bir denge politikası izlediğine buna karşılık hâlâ orada büyük bir askeri güç bulundurmasının anlaşılamaz olduğuna dikkat çekerken" Biz bu bölgedeki ülkelerde hiçbir yabancı gücün bulunmasını tasvip etmiyoruz" dedi. KKTC'yi tanırız Bir arkadaşımızın ," referandumda Güneyden hayır Kuzeyden evet çıkması sonunda ambargonun kalkması ve KKTC'nin tanınması konusundaki tavırlarının ne olacağı yönündeki Kıbrıs meselesi ile ilgili sorusuna Sayın Aliyev, "Ambargonun kalkması ve KKTC'nin tanınması konusunda dünya kamuoyunda olumlu bir yönelme olursa burada Azerbaycan en önde olur" cevabını verdi. Keyif aldığım bu sohbetten çıkardığım sonuç Sayın Aliyev Azerbaycan'ın ekonomik olarak kalkınması ve Ermeni işgalinin sona erdirilmesi konusunda son derece kararlı görünüyor.