Aman Kerkük'e dikkat

A -
A +

AK Parti hükümeti 2003' te Ekonomi ve AB uyum sürecinde ne kadar başarılı ise üzülerek ifade edeyim, dış politikada o kadar başarısız. Özellikle Irak politikasında sınıfta kaldı diyebiliriz. İç politika konularında yaptığınız hataları düzeltmek kolay ancak dış politik hataların telafisi, yılları alır. Bazen telafisi mümkün değildir. Bugünlerde Irak'ın kuzeyinde ileride Türkiye'nin başını ağrıtacak gelişmeler oluyor. Ancak Türkiye bu gelişmeleri alışılmış tarzı ile "uzaktan mesajlar göndererek" engelleyeceğini sanıyor. Türkiye, Irak'ın kuzeyinde bir Kürt devleti veya federasyonu müdahale sebebidir derken, karşı taraf Türkmenlerin ana vatanı olan yüzde 70'i Türkmen olan Kerkük'ü sözde Kürt devletinin başkenti yapmak için gereken her türden yüzsüzlüğü yapıyor. Neden Kerkük? Irak petrollerinin yüzde 40'ı Kerkük'te bulunuyor. Bu ne demek Kürt devletinin ekonomik gücünün de sağlam temellere oturtulması demek. Çünkü sadece siyasi organizasyonla o bölgede bir devlet yaşatmak çok zor. Ancak ekonomisi düzenli olursa o bölgede hayatını devam ettirebilir. Çünkü etrafındaki hiçbir komşusu ile siyasi olarak barışık olamayan bir Kürt federasyonu orada yaşayamaz. Ama ekonomisi güçlü olursa (İsrail gibi) yaşayabilir. Batı'nın insanlığı, "PKK'nın kellesi" Çekiç Güç'ün hamisi olan ABD'nin dış politikadaki görüşlerini yansıtan ve Yahudi sermayedarların kontrolündeki "The New York Times" gazetesinin 1992 Ağustos'ta Yahudi asıllı yazar William Safire, "Kürt devletine giden yol" adlı makalesinde şunları yazmıştır: "Kuzey Irak'taki Kürt askerî gücü süratle takviye edilmelidir. Kürtler'in -Barzani ve Celal Talabani- Kerkük'e ve çevresindeki petrol bölgesine kadar inmeleri sağlanmalıdır. Petrolün bahşedeceği imkan, Kürt devletinin yaşaması içindir. Kürt devleti kurulduktan sonra Türkiye'ye "PKK'nın kellesi" hediye edilmelidir. Bunun karşılığında ise Kuzey Irak'ta kurulacak hükümetin tanınması istenmelidir..." Bu sözler Batının Kürtleri ne kadar koruyacağının açık ifadesidir. Çekiç Güç ve terör Çekiç Güç neden Iraklı Türkmenlere sahip çıkmıyor? Çekiç Güç kurulduğu tarihte Saddam, Türkmenlere de zarar veriyordu. Kuzey Irak'ta 36. Paralel gelişigüzel menfaatler çıkarına düzenlenmiş zikzaklı bir hat, sözde sınır. Çekiç Güç'ün bölgeye yerleşmesiyle birlikte terör olaylarında büyük bir artış meydana geldi. PKK o güne kadar hafif silâhlar kullanırken, bu tarihten itibaren ağır silâhlar kullanmaya başladı. Türkiye Çekiç Güç'ün süresini Haziran 1992'de üçüncü kez uzatırken, "Kürtler" de Erbil'de bir hükümet kurduklarını açıkladılar. 1992 Ekim sonunda Çekiç Güç'e ait bir helikopterin, Türkiye'nin Kuzey Irak'a yaptığı operasyonlarda yaralanan PKK'lıların Çekiç Güç helikopterlerince çatışma alanından kaçırıldıklarını unutmadık. Türkmenlere elimizi uzatmalıyız Kesin olan şudur ki "Türkiye Irak'ta Türkmenleri unuttu. 30 Mayıs 1932'de yayınlanan deklarasyonda Irak Türkmenlerinin haklarını ve varlıklarını tanımıştır. Ancak 1959'dan sonra kan ve kültür bağımızı koparmak için her çareye başvuruldu. 1980'den sonra zalim Saddam Türkmenlere korkunç zulüm ve soykırımı yaparken Türkiye sadece sustu. Türkiye Barzani'ye gösterdiği ilgi ve desteği, Türkmenlerden esirgemiştir. Yüzlerce Türkmen köyü ve kasabası çeşitli bahanelerle bedel ödenmeden istimlak edilip, yerle bir edilerek yakılıp yıkılmıştır. Türkmen halkı zorla Kuzey Irak'tan çöle ve Güney Irak'a göçe zorlanmıştır. Irak'ın güneyinden yüzbinlerce Arab'a Türkmen bölgelerine yerleşmeleri için karşılıksız destek kredileri verilmiş ve Türkmenlere ait araziler ücretsiz olarak bunlara dağıtılmıştır. Saddam Yönetiminin sona ermesi ile bir dönem daha geride kaldı. Türkiye şimdi Türkmenlere daha etkili bir şekilde yardım elini uzatmalı Kerkük üzerinde emelleri olanların hayalleri kursağında bırakmalı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.