Anayasa tartışmaları

A -
A +

Yüzbinlerce üyesi olan TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, TZOB Başkanları yeni Anayasa konusunda geçtiğimiz salı günü ortak bir açıklama yaptılar. Açıklamada; Türkiye'nin yeni bir anayasa ihtiyacının net olduğunu, değişen dünyaya mevcut anayasa ile ayak uydurmanın mümkün olmadığını, dünyadaki değişime ayak uydurmak için ilk iş olarak çağdaş bir anayasanın yapılması gerektiğini vurguladılar. Bazı kesimlerin başörtüsü-laiklik ve yaşam tarzı ile ilgili duydukları kaygıya ilişkin gazetecilerin sorusu üzerine de TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Atatürk bu ülkenin kurucusudur. Bunu kimsenin silmeye gücü yetmez. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleri değiştirilemez. Bu konuda kimsenin kaygıya düşmemesi lazım" dedi. Gayet makul, endişe duyanları yatıştırıcı bir açıklama. Ama gelin görün ki, bazı gazeteler, bu STK'ların yeni anayasa ihtiyacı ve duyulan endişelerle ilgili açıklamalarını, Şerif Mardin'in röportajında yaptıkları gibi hükümete "sivil uyarı" olarak takdim etmişler. Herşeyi çarpıtıyorlar. Suyu bulandırmaya çalışıyorlar. Ben şu saate kadar ne AK PARTİ'den, ne de hükümetten anayasanın ilk dört maddesinin değiştirileceğine ve Atatürk ve ilkelerinin yeni anayasada yer almayacağına ilişkin bir açıklama, bir niyet görmedim. "Anayasa'nın değişmez maddelerini aynen muhafaza etmek istiyoruz. Meclise teklifimizi göndermeden önce her kesimin katkısını görüşlerini alacağız" diye defalarca açıklamalar yaptılar. Bu açıklamaları dikkate almadan adeta bir kampanya başlatarak niyet okuyuculuğuna soyunmak, sadece başörtüsü konusuna takılıp kalmak doğru ve ahlaki bir yöntem midir? Ellerindeki basın gücü ile belki de ilk kez hükümeti hizaya sokamayanlar, ne yapacağını şaşırmış durumda. Kimse size; "Anayasayı tartışmayın" demiyor. Hatta hazırlayacakları taslakları köşe yazarlarımızdan gazete yönetiminize kadar herkese gönderip katkılarını isteyeceklerini söylüyorlar. Biraz sabırlı olun. Anayasayı tabii ki tartışın; ama iyi niyetle, katkı yapmak amacıyla, kamuoyunu istediğiniz gibi yönlendirerek değil doğru bilgilendirerek tartışın. Hatta AK PARTİ, taslağın aylarca tartışılmasından yana. Sizin yaptığınız tartışma, katkı verme değil. Siz toplumu kutuplaştırıyorsunuz. Korkular yayıyorsunuz. "Üniversiteye girecek yaşa gelmiş genç kızların başörtüsü tercihi nedeniyle, ilim-irfandan uzak tutulmasını artık aşmamız gerekiyor" diyenleri cumhuriyet için, rejim için tehdit olarak takdim ediyorsunuz. Günlerce İran örneklerini, Malezya örneklerini yazı dizi haline getirmek, başörtülü genç kızlar üniversitede okursa Türkiye bu örneklere döner korkusunu yaymak sağlıklı bir tartışma mıdır? Yıllarca "Türkiye İran'a dönecek" korkusunu yaydınız. Tutmadı, öyle bir tehlike de yaşamadık. Şimdi de Malezya'ya dönecek diyorsunuz. Malezya iddianız asla tutmayacak bir kampanyadır. Türkiye ve Malezya; tarihi, kültürü, namus anlayışı ve din algısı birbirinden çok farklı iki ülkedir. Tartışın, ama sivil anayasa girişimini baltalamayın. AB'ye tam üye olmak için çaba sarf eden bir Türkiye, Malezya'yı kendisine model seçebilir mi hiç? Ülkemizin asırlara dayanan bir modernleşme projesi var. Bu hükümet de reformları batı kulübüne girmek amacıyla yapıyor. Batılılaşmaya çalışırken bazı kültürel değerlerimizi ve İslami değerlerimizi korumaya çalışmamızın ne mahsuru var? Türkiye ve Türk halkı Malezya örneğini hak etmiyor. 28 Şubat döneminde rejimi tanzim etmek, siyaseti düzenlemek için ortaya İran korkusu yayanlar, bugün de Malezya endişesini yayıyorlar. Aslında amaç Türkiye'de ekonomik, siyasi ve sosyal hayatta kurulan dengelerin dağıtılan rollerin değişmesini engellemek. Asıl kaygı bu. Güç paylaşımı değişmesin, gerisi hikaye. Asıl korku acaba yeni Anayasa ile güç paylaşımı değişir mi? Asıl kavga budur. Korku salarak gerçekten hayat tarzları ile ilgili endişesi olanları harekete geçirip kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Rollerin yeniden dağıtılmasından ödleri kopuyor. Aradıklarında hemen telefonlarına çıkan, her taleplerini "baş üstüne" diyen, hiçbir görüşme taleplerini geri çevirmeyen, ülkeyi onların öngörü ve tavsiyelerine göre yöneten bir başbakanın olmayışı bazılarının psikolojisini bozuyor ve bu psikolojiyle atılan manşetler ne yazık ki toplumu germekten başka bir şeye yaramıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.