Ankara'nın Şemdinli kararlılığı

A -
A +

Şemdinli'de meydana gelen olaylarla ilgili olarak kaç gündür kendimi zorluyorum ama içimden tek satır yazmak bile gelmiyor. İnsan üzülmeden edemiyor. Ülkede işler yolunda gitmek üzere iken, "Türkiye'mizde güzel şeyler olmaya başladı" diye umutlandığımızda yurdun herhangi bir köşesinde tüm bu güzellikleri dinamitleyecek bir gelişme baş gösteriyor. Moralimiz bozuluyor, motivasyonumuzu kaybediyoruz. Bazılarına göre Şemdinli olayı, devletin güvenlik birimleri içinde yuvalanan ve devlet gücünü kullanarak suç işleyenlerin yeni bir senaryosunun başarısız uygulaması. Bazılarına göre PKK terör örgütünün devletle yurttaşı karşı karşıya getirmeye yönelik bir oyunu. Bazılarına göre ise bazı güvenlik görevlilerinin de karıştığı lokal bir olay. Bu üç senaryoya bir de bölgedeki esrar-eroin ticaretinin sağladığı ranttan kaynaklanma ihtimalini de ekleyenler var. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Başbakan, Meclis Başkanı ve Genelkurmay Başkanının olayla ilgili açıklamaları ortada. Muhalefet dahil herkes bu olayın takipçisi olacaklarını, sorumlu olanların tespit edilip adalet önüne çıkarılacağını, ucu nereye dayanırsa dayansın sonuna kadar gidileceğini ısrarla vurguluyor. Basın da olayı çok yakından takip ediyor. Adli soruşturma tamamlanmadan, hatta belki Meclis araştırması bitmeden, bu safhada olayla ilgili sağlıklı değerlendirme yapma imkanının olmadığını düşünüyorum. Ankara'da ve özellikle de hükümette bu olayın aydınlatılması ile ilgili çok ciddi bir kararlılık var. Yalnız Şemdinli olayını ve son birkaç aydır Hakkari ve ilçelerinde meydana gelen olayları küçümsemek doğru bir teşhis değil. Terörle mücadelenin sekteye uğramaması, insanımızın güvenlik güçlerine ve adalete olan güvenlerini yitirmemeleri, en önemlisi de demokrasimizin yara almaması, bölge insanının terör örgütünün kucağına itilmemesi için bu olaylar en ince ayrıntısına kadar araştırılmalı, soruşturulmalı, sorumluları kim olursa olsun adalet önüne çıkarılmalıdır. Eğer bu şeffaf olarak yapılamaz ise bundan hem adalet sistemimiz, hem devletimiz hem de demokrasimiz ciddi yaralar alacak, kazanan terör örgütü olacaktır. Bu olaylar kimin işine yaramıştır? Ona iyi bakmak lazım. Bu olaylar en çok terör örgütü PKK ve onun siyasi destekçisi DTP'çilerin işine yaramıştır. Bölge insanı onların talimatlarıyla hareket etmeye başlamıştır. Her ne kadar olayı yatıştıran taraf gibi gözükseler de içten içe sevinerek ellerine bulunmaz bir fırsat geçtiğinin farkındalar. Bu olayı istismar etmeye, kullanmaya devam edeceklerdir. Daha iki gün önce Yüksekova'da meydana gelen benzer olaylar bölgedeki yüksek tansiyonu devam ettirerek çevre illere sıçratmaya çalışan PKK'nın marifetidir. Aynı marifeti Van'da aynı gün bir kamu binasının otoparkına bomba koyarken yakalanan teröristler sergilemişlerdir. Daha önceki olayları kim yapmıştır sorusuna şu anda cevap vermek zordur. Ama Yüksekova'da ve Van'da meydana gelen olaylar PKK'nın işidir. Bu işlerde devlet parmağı aramak ne kadar doğrudur? Şemdinli'de meydana gelen olayları aklını yitirmemiş hangi üst düzey devlet yetkilisi isteyebilir? Güvenlik güçlerinin içinde işgüzarlar olabilir, çıkar çeteleri ile birlikte olanlar olabilir, disiplinsizler olabilir. Bunların varlığı devletin bu olaylarla ilgili olduğu anlamına gelmez. Devletin görevi bu çürükleri ayıklayıp bünyenin dışına çıkarmaktır. PKK, Şemdinli'deki gelişmeleri kullanıyor, kullanmaya devam edecek. Bölücülere gün doğdu. Eğer Şemdinli olayında devletin parmağı varsa, bu ülkeye yapılacak en büyük iyilik hiçbir komplekse kapılmadan parmağı olan kim olursa olsun onları adaletin önüne çıkarmaktır. Güvenlik görevlileri; en tepeden en alttaki yetkiliye kadar tüm eylem ve işlemlerini yasalara uygun işlemek zorundadır. Aksi takdirde bir mafya babasından ne farkı kalır? Terörle mücadelenin en zor yanı hukuk kurallarını çiğnemeden bu mücadeleyi sürdürmektir. Bu demokratik hukuk devleti olmanın bir gereğidir. AB yolundaki Türkiye iç ve dış güvenlik ile istihbarat birimlerinin yapılanmasını, görev ve yetki alanlarını tekrar gözden geçirmek ve yeni ihtiyaçlara uygun bir düzenleme yapmak durumundadır. Şemdinli olayının muhasebesini serinkanlı bir biçimde yapmalı ve adaletin önünü açmalıyız. Bu olaydan elde edilen sonuçlara göre yeni tedbirler ve düzenlemelere de ihtiyaç varsa bunda tereddüt edilmemelidir. Şemdinli'deki iddiaları önemsemeli ve üzerine gitmeliyiz. Ancak bunları yaparken güvenlik güçlerini moralsiz bırakmamalıyız. Olay aydınlatılmadan güvenlik güçlerini suçlu ilan etmek veya ilgileri dahi olsa birkaç kişinin disiplinsizliğini tüm güvenlik birimlerine mal etmek çok yanlış bir yaklaşım. Unutmayın ki o bölgede görev yapan güvenlik güçlerinin yıllardır süren öz verili mücadeleleri olmasaydı bugün hiçbir siyasi heyet, hiçbir gazeteci o bölgeye gidemezdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.