Antalya notları

A -
A +

2006- 2007 Eğitim ve Öğretim yılının açılış törenine katılmak için MEB'in davetlisi olarak bir grup gazeteci arkadaş ile birlikte dün sabah'ın 07:00'sinde Antalya'ya hareket ettik. Bakanlık bu töreni Bursa'da yapmayı planlıyormuş. Ancak aynı tarihte başbakanlık himayesinde gerçekleştirilen 10'uncu Türk Devletleri Kurultayı Antalya'da icra edildiği ve Başbakan'ın da bu kurultaya ev sahibi olarak katılma arzusu nedeniyle program Antalya'ya alınmış. Sabah 09:00'da program öncesinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile gazeteciler olarak kahvaltı yaptık. Bakan Çelik kahvaltıda, 2006- 2007 Eğitim ve öğretim yılında Bakanlığının gerçekleştirmeyi hedeflediği projeleri anlattı. Ama biz gazeteciler işin bu tarafı ile çok ilgilenmedik. Gazeteciler Milli Eğitim Bakanını bulunca ne sorarsa burada da onlar soruldu. Yani YÖK kanunu tasarısıyla ilgili tartışmalar, türban, imam hatipler meselesi, yeni 15 üniversitenin rektör atamaları, sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları vs' Bakan Çelik; zeki, kültürel birikimi ve derinliği olan, eğitim meselelerine hakim, entelektüel bir insan. 'Biz hükümet olarak, din, türban ve imam hatipler gibi konular üzerinden siyaset yapmayı küçüklük kabul ederiz ama imam hatipler ve türban üzerinden bize muhalefet ediyorlar' diyerek Milli Eğitim denince, akıllarına sadece türban ve imam hatipler meselesi gelenlere cevap verdi. Cumhurbaşkanı Sezer'in geçtiğimiz pazar günü yayınladığı mesajda bazı kurs ve okulların dogmalarla ve boş inançlarla gençleri etkilediğini belirterek, bunların varlıklarını sürdürmesinin engellenmesini istemişti. Bakan Çelik, Sezer'in bu açıklamasını değerlendirirken 'Cumhurbaşkanı Anayasal olarak icranın başıdır. Emrinde Devlet Denetleme Kurulu var. Cumhuriyet'in temel ilkelerine aykırı eğitim yapan bir okul varsa, bu kurumu harekete geçirir. Ancak bu konuda bize şimdiye kadar intikal etmiş bir şey yok' diye konuştu. Bakan Çelik, kaygılar ve bu kaygının basın aracılığı ile kamuoyuna aktarılması yerine ellerinde somut bir tespit varsa bize bildirsinler biz gereğini yapalım, demeye getiriyor. YÖK kanunu ne oldu' merakımıza ise, Bakan Çelik 'hükümet olarak kavga- gerginlik- gerilim istemiyoruz. YÖK kanunu gibi meselelerde uzlaşma arıyoruz. YÖK kanununu değiştirmekten vazgeçmedik. Sadece nadasa bıraktık. Bugün içinizde kime sorsam 12 Eylül döneminde kurulan YÖK'ün mevcut yapısını hiçbiriniz demokratik bulmazsınız. Herkes mevcut yapının antidemokratik olduğunu söylüyor, o zaman gelin değiştirelim dediğinizde, hayır sizin hükümetiniz değiştirmesin diyenler var. Bu sağlıklı bir yaklaşım değil. Bu konu gündemimizde, kurumlar arasında uzlaşma sağladığımızda gerekli değişiklik yapılır. YÖK böyle devam edemez' karşılığını verdi. YÖK ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında yaşanan gerginlikler için de, 'Biz kavgadan yana değiliz. YÖK ile aramızda kavga olmaz. Ben küstüm diye bir şey olmaz. Birbirinizi sevmeseniz de saymak zorundasınız.' değerlendirmesinde bulundu. Kahvaltıyı müteakip Türk Kurultay'ının yapıldığı salona gittik. Salonda 700 civarında yerli ve yabancı katılımcılar vardı. Rahmetli Alparslan Türkeş'in rüyası gerçekleşmişti. Başbakan Erdoğan törende güzel bir konuşma yaptı. Birlik- beraberlik mesajları verdi. Her yıl sponsor aramak yerine bu kurultayın devlet himayesinde yapılmasında büyük yarar var. Daha sonra saat 15: 00'da Antalya Haşim İşcan Kültür Merkezinde yeni eğitim öğretim yılının açılış törenine katıldık. Bu törende Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı yaptıklarını konuşmalarla AK Parti Hükümetinin 3.5 yılda eğitim alanında neler yaptığını, Milli Eğitim meselesine nasıl baktıklarını ve gelecekte neler yapmayı tasarladıklarını anlattılar. Bu ayrıntılara yarınki yazımda değineceğim. T.C tarihinde ilk kez MEB bütçesinin ilk sıraya çıkarılmasının hangi somut sonuçlar verdiğini sizlerle paylaşacağım. Antalya'da Başbakan'a vatandaşın yoğun ilgisi dikkat çekiciydi. Tüm bakanlıkları terazinin bir kefesine, diğer kefeye tek başına Milli Eğitimi koyduğunu ve eğitim meselesini bu denli önemsediğini söyleyen bir başbakanla gece- gündüz çalışıp Türkiye'yi karış karış dolaşan bir Milli Eğitim Bakanının bu alanda mutlaka başarıyı yakalayacaklarından şahsen kuşkum yok. Ülkemizin en büyük probleminin eğitim olduğunu çok iyi bildiğim halde bunu söylüyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.