Arap Yarımadasının Etiyopya'sı: Yemen

A -
A +

Başbakan Erdoğan önceki akşam Kuveyt Emirinin sarayında onuruna verdiği iftar yemeğine katıldı. Masalarda boş nokta yok. Son derece abartılı-gösterişli bir yemek. Tam bir saltanat sofrası. Hazırlanan yemeklerin ancak dörtte biri yendi, sanırım kalanlar da çöpe atılmıştır. Kuveyt'te para çok ama israf da çok. "400 milyar dolar paramız var" diyorlar ama bu israf yapmayı haklı kılmaz. İftar yemeğini müteakip Başbakanlık uçağıyla Yemen'e hareket ettik. Saat 22.00'de Başkent Sana'ya ulaştık. Mübarek ramazan nedeniyle Sana'da dükkanlar sahura kadar açık, halkın çoğunluğu gece sokaklarda. Gündüz saat 11.00'e kadar her yer kapalı, sokaklar boş. Gittiğimiz gece "Eski Sana" denilen başkentin ilk kurulduğu bölgeyi gezdik. Eski Sana, surlarla çevrilmiş, ilk kurulduğu günkü halini muhafaza eden son derece orijinal ve güzel bir mimariye sahip bir yer. Eski Sana'da zaman adeta durdurulmuş. Eski Sana'yı gezerken Yemen halkı Erdoğan'a büyük bir ilgi gösterdi. Başbakan çocukları sevdi, halkın içine karıştı. Yemen halkı Türkleri çok seviyor. Sefaletler ülkesi Yemen çok ilginç bir ülke. Kuveyt'teki saltanat sofrasından fakirliğin-işsizliğin, yoksulluğun merkezine geldik sanki. Arap yarımadası çelişkilerle dolu bir coğrafya. Bir tarafta lüks, saltanat, şaşaa diğer tarafta açlık-sefalet ve işsizlik. Mevcut bu çelişkiler devam ettiği sürece bu coğrafyanın huzur bulması, buradan savaşların terörün ve radikalizmin eksik olması mümkün değil. Yemen Arap Yarımadasında yer alan diğer ülkeler içinde gelir seviyesi en düşük olan ülke. Yemen'de kişi başına milli gelir 550 dolar. Suudi Arabistan'da 12 bin dolar, Oman Sultanlığında 13 bin dolar, BAE'de 25 bin dolar, Katar'da 23 bin dolar, Kuveyt'te ise 21 bin dolar. Yemen'in ekonomisi petrole dayalı, ancak petrol rezervleri az. İşsizlik yüzde 35'lerde. Nüfusun yüzde 60'ı tarımla uğraşıyor. Su kaynakları sınırlı. Birçok gıda maddesi ithal ediliyor. Türk firmaları bu ülkede tarım makineleri, araç ve gereçleri konusunda iş birliği imkanları bulabilir. Dışardan bol miktarda buğday ve un alınıyor. Yemen'de ucuz iş gücü imkanı var. Türkiye ile ilişkiler Yemenle ihracatımız 200 milyon dolar. İthalatımız yok denecek kadar az. Müteahhitlik ve müşavirlik hizmetleri Türkiye ve Yemen arasında ikili ilişkiler açısından önemli bir sektör. Ülkede 22 tane yasal parti var. Devlet başkanı 7 yıllık süre için seçiliyor. Mevcut devlet başkanının 2006'da süresi doluyor. 2006 yılında devlet başkanlığı seçimleri var. Kuzey Yemen ve Güney Yemen çok çetin savaşlardan sonra 1990'da birleşmişler ve Yemen Cumhuriyeti kurulmuş. Ancak bu tarihe kadar kuzey ile güney arasında kanlı savaşlar olmuş, ciddi kayıplar vermişler. Yemenliler savaşçı bir millet. Ancak yoksulluk- sefalet ve pislik diz boyu. Mal ve hizmetler çok kalitesiz. Yemenliler Türklere müthiş ilgi duyuyor. Osmanlı bu çöllere kadar neden gelmiş diye sorduğumuzda diyorlar ki: "Kutsal toprakları, Kâbe-i Muazzama'yı elde tutmanın, emniyette olmasının yolu Yemen'i elde bulundurmaktan geçer. Osmanlı, Kâbe'yi güvenle elde tutmak için Yemen'e geldi." Yanlış bir tespit değil. Osmanlı Yemen'de 180 bin şehit vermiş. Ancak ne ilginçtir ki (!) Yemen'de bir Türk şehitliği yok. Kanımca büyük bir eksiklik. Bu eksiklik mutlaka giderilmelidir. Türkiye şanslı bir ülke Başbakan Erdoğan, Yemen'de çok sıcak karşılandı. Türk ve Yemenli iş adamlarının karşılıklı ticaret ve yatırım yapmalarını istedi. "Erdoğan, "Çok fakir bir ülke olan Yemen'den ne yatırımcısı bekliyorsunuz?" diye sorduğumuzda "Türkiye'de yatırım yapabilecek kapasitede birkaç iş adamı var" cevabını verdi. Yemen'in başkenti Sana adeta bir açıkhava müzesi. Yemen Türkiye'nin 1940'lardaki halini andırıyor. Burası çok ilginç bir kent. Buraları gördükten sonra Türk milletinin ne kadar şanslı olduğunu, Atatürk gibi bir lidere sahip olmamızın, istikbalimizi ne ölçüde etkilediğini daha iyi anlıyorum. Kuveyt'te para var. Ama demokrasi-insan hakları, fikir ve ifade özgürlüğü konularında bu ülkeyle aramızda uçurumlar var. Yemen'de her ikisi de yok. Müslüman coğrafyanın en şanslı ülkesinin Türkiye olduğunu düşünüyorum. Yıllarca önce bize bu şansı sağlayan Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını minnetle anıyorum. Biz bu şansı iyi kullanmalıyız. Türkiye AB yolunu seçerek bu şansını güçlendirmektedir. İçeride birbirimizi yemeyi bırakıp çağdaş uygarlık yolundaki ilerleyişimizi hızlandıralım, enerjimizi bu amaç için harcayalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.