Anayasa Mahkemesi'nin dün 48. kuruluş yıl dönümü törenine katıldık. Törenin icra edildiği Yüce Divan salonunun düzeni insanı ürkütüyor. Allah kimseyi düşürmesin. Törene ilgi büyüktü. Törende Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç mükemmel bir konuşma yaptı. İlk kez farklı siyasi görüşteki insanların aynı konuşmayı beğendiklerine şahit oldum. Ülkemizde siyaseti, siyasetçileri; bakanları, genel başkanları, hatta başbakan ve cumhurbaşkanlarını eleştirmek kolaydır. Ancak askeri ve yargıyı eleştirmekten çoğu kez kaçınılır. Son yıllarda asker de eleştirilebiliyor. Ancak hâlâ meslektaşlarımız dahil birçok insan yargı ile ilgili aksaklıkları, yanlışları eleştirmekten ciddi olarak çekiniyor. Buna rağmen bugün yargı ile ilgili eleştirileri nedeni ile mahkemesi devam eden yüzlerce gazeteci var. Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar'ın bu yöndeki eleştirileri nedeni ile aldığı cezaları toplasanız 20 yılı geçiyor. Devam eden davaları da bu mantıkla sonuçlanırsa 50 yılı bulacak gibi. Dava açılmayan gazeteci kalmadı gibi. İlk kez yargının içinden biri, hem de yüksek bir Mahkeme'nin başkanı iğneyi başkalarına çuvaldızı kendilerine batırdı. Konuşulamayanları, sessizce söylenenleri yüksek sesle dile getirdi. Toplumun seslendirmekten korktuğu düşüncelerine tercüman oldu. "Yargı ile ilgili konularda toplumun çok ciddi kaygısı, endişesi ve şikâyeti vardır. Bu çığlıklara sebep olan sorunları konuşmadan üstünü örtmek, ötelemek ancak hastalıklı bir hukuk devletinin böyle devam etmesinden çıkar sağlayanların bilinçli bir yöntemi olabilir" sözleri yeteri kadar açık. "Herkesin yargıyla ilgili hissettiği acılarını bizimle paylaşmalarına imkân tanıyacağız" diyor Sayın Başkan. Oysa yüksek yargı kurumlarının başkanları yaptıkları açıklamaların bitiminde aba altından sopa göstererek, "Bizi eleştirirken dikkat edin. Yoksa şu maddelere göre defterinizi düreriz" tehdidinde bulunuyorlar. Sayın Başkan konuşmasının büyük bir bölümünde yargı sistemimizin en büyük sorunu olan "yargının tarafsızlığı" konusuna değindi. Önemli tespitleri var. Gerçekten özellikle yüksek yargı bazı ideolojik görüşlerin kalesi haline gelmiş durumda. Yargının tarafsızlığı konusunda toplumun ciddi kaygılara var. Bazı siyasi partiler yüksek yargı organlarını kendi arka bahçeleri gibi görüyorlar. Bürokratik vesayet yüksek yargı organları aracılığı ile yargıya müdahale ediyor. "Yargıyı ideolojik vesayet altında tutmaya çalışanlar bağımsızlık ve tarafsızlıktan en çok rahatsız olanlardır. Yargıcın sahip olduğu inançlarını, siyasi görüşlerini, ideolojisini kararlarına yansıtması çözülmesi gereken en ciddi bağımlılık sorunudur" tespiti önemli. Ama bilinmeli ki ideolojisini kararına yansıtmayınca Yargıtay'a, Danıştay'a üye olabilmek zor iş. "Kurumlar yıpranmasın, anlayışının arkasında ülkeye nasıl bir bedel ödettirildiğinin farkındayız" sözü ile hukuka hesap vermek istemeyen kurumlara mesaj veriliyor. Konuşmada, yüksek yargıya, yasama ve yürütme organına, muhalefete ve kurumlara önemli mesajlar var. Ağzına sağlık başkan.