AK Parti'ye kapatma davası sürecinde kritik bir haftaya giriliyor. Başsavcı Yalçınkaya davaya ilişkin sözlü açıklamasını bugün; Bakan Çiçek de AK Parti'nin sözlü savunmasını perşembe günü yapacak. Daha sonra raportör dosyaya ilişkin raporunu hazırlayacak. Bu aşamadan sonra AYM Başkanının belirleyeceği bir günde mahkeme heyeti toplanıp kararını verecek. Bu karar 70 milyonu yakından ilgilendiren ve onların günlük yaşamlarını etkileyen bir karar olacak. Ülkemizin ve toplumumuzun çıkarları açısından bu kararın vakit uzatılmadan verilmesi, belirsizliğin bir an önce ortadan kaldırılması gerekiyor. Mahkeme kararları genelde "Yüce Türk Milleti adına" diye başlar. Eğer Yüce Mahkeme,"Türk Milleti adına" karar verecek ise mahkeme heyeti, millet adına Sayın Başsavcı'ya sözlü mütalaa esnasında bazı soruları sormalıdır. Öncelikle bu davaya ilişkin delilleri sormalıdır. Mahkûmiyet kararı için kanaat değil delil gerekir. İddianamede yasaların gerçekten suç kabul ettiği eylem ve söylemler delilleriyle birlikte mevcut mudur? AK Parti iddianamesinde suç oluşturduğu mahkeme kararıyla kesinleşmiş konular var mıdır? İddianamede, hakkında soruşturma açılmış konu var mıdır? Birtakım demeç ve açıklamalar delil olabilir mi? İddialar delillere değil de Başsavcının kanaatlerine mi dayanmaktadır? Parlamentonun yasama yetkisini kullanması "delil" sayılabilir mi? İddianamede "delil" olmadığına göre Yüce Mahkeme üyeleri neye göre karar verecek? Yüce Mahkeme Parlamentonun yaptığı anayasa değişikliğini iptal ettiğine göre Sayın Başsavcı'nın baş örtüsü yasağının üniversitelerde kaldırılması konusuna ilişkin iddialar ortadan kalkmış mıdır? Yargıtay'ın Sayın Fethullah Gülen ile ilgili beraat kararından sonra Başsavcı'nın bu konudaki iddiaları devam edecek mi? Bunlar hukuk alanı ile ilgili sorular. Bir de sokağın sormak istediği, cevap bulmak istediği sorular var. Daha bir yıl önce yapılan genel seçimlerde 5 yıllık icraatı nedeniyle iki seçmenden birinin oyunu alan ve şu anda tek başına iktidarda olan bir parti bir yıl içerisinde nasıl oldu da "laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı" haline geldi? Devletin başı, devletin birliğinin sembolü durumundaki Cumhurbaşkanı nasıl oldu da mahkeme konusu edildi? Kapatma davası açıldığı günden bu yana kapatılan iş yeri ve şirket sayısından, kapının önüne konulan işsizlerin sayısından, geri dönen-yazılan çek miktarından, iflas eden küçük ve orta ölçekli işletmecilerin sayısından haberiniz var mı? Ekonomiyi ayakta tutan sihirli formülün siyasi istikrar olduğunun, kapatma davası nedeniyle oluşan siyasi belirsizliğin ekonomiyi uçuruma doğru götürdüğünün farkında mısınız? Atatürk'ün gösterdiği "Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak" hedefinin karşılığı olan AB'ye tam üye olma projemizin kapatma davası nedeniyle çökebileceğinin farkında mısınız? Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşlarımızın oy verdiği iki partiyi kapatmamızın siyasi ve sosyal sonuçlarını analiz ettiniz mi? En önemli soru; elinizi vicdanınıza koyduğunuzda iddianamenizde belirttiğiniz iddialara siz inanıyor musunuz? Bu iddianamenin millet vicdanında nasıl karşılık bulduğunu hiç araştırdınız mı?