Balkanlar yeniden şekillenirken

A -
A +

Sayın Başbakan Erdoğan'ın Osmanlı Devleti'nin dört asır barış ve sükun içinde idare ettiği ve kardeş ülke Arnavutluk seyahati, sadece iki ülke arasındaki köklü ilişkilerin sağlamlaştırılması bakımından değil Türkiye'nin hinterlandının önemli unsurlarından biri olan Balkanlar'da dengeleri ve istikrarı etkileyebilecek bu ülkeye götürdüğümüz mesajlar açısından da önem taşıyor. Demir Perde'nin yıkılmasından en son etkilenen ülke olan Arnavutluk, bugün pek çok sorunu çözmek, pek çok zorlu sınavı vermek zorunda olan bir ülkedir. Türkiye de hem ticari ilişkileri hem de taahhütlük hizmetleri açısından bu köklü tarihi bağlara yakışan bir çizgiyi yakalamak üzere, bu ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması imzaladı. İki ülke arasındaki sorunlar, bu köklü mazinin gölgesinde kolayca çözülebilecek niteliktedir. İki ülke arasındaki işbirliği Osmanlı Devleti'nin Arnavutluk'u himayesine almadan öncesine dayanıyor. Osmanlı Devleti ve Arnavutlar bilhassa Osmanlı-Venedik mücadelesinde işbirliği yapmış ve Arnavut beyleri Osmanlıların yanında yer almışlar. Osmanlı Devleti'nin Arnavutluk'a barış ve istikrar getirdiği tarih ise 1417. Osmanlı fethinden sonra dört asırdan fazla bir süre Avrupa'da İslâm'ın yayılmasında bir merkez rolü oynayan Arnavutluk, 1912'de Osmanlı'dan ayrıldı. Ancak bu tarihten sonra Osmanlı korumasını kaybeden Arnavutluk, Balkan Ülkeleri'nin saldırılarına uğradı. Arnavutluk'a giren Hıristiyan Balkan orduları ülkenin Müslüman halkını Hıristiyan olmakla ölüm arasında bir tercih yapmaya zorladılar. İşgalciler 1914'te Sırp asıllı William Ovfid'i ülkeye kral tayin ettiler. Ancak Kral William din ve milliyet yönünden Arnavutlara yabancı olduğundan ülkede otoriteyi sağlayamadı. Bu yüzden Arnavutluk 1925'e kadar tam bir karışıklık yaşadı. Bu dönemde ülkenin bağımsızlığını sağlamak için çeteler oluşturuldu ve bu çeteler işgalcilere karşı mücadele ettiler. 1925'in başlarında ülkede cumhuriyet ilan edildi ve cumhurbaşkanlığına da Ahmed Zogu seçildi. 1939'da II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte İtalyan orduları Arnavutluk'u işgal etti. Bu işgal 29 Kasım 1944'e kadar sürdü. İşgalin sona ermesinden hemen sonra ülkede Enver Hoca'nın liderliğinde ve Demir Perde'nin yıkılmasına kadar süren komünist rejim kuruldu. Başbakan Erdoğan'ın ziyareti Gelelim bugüne... Balkanlar'ın etnik bir mozaiği andıran yapısı bu ülkede yerini tam bir homojenliğe bırakırken bölgede Arnavutluk'ta yaşayan nüfus kadar Arnavut kökenli insan bulunması, Kosova, Makedonya ve hatta Yunanistan'da tedirginliğe sebep olmaktadır. Bilhassa Yugoslavya'nın dağılmasından sonra yaşanan ve şimdi nispeten istikrara kavuşan bölge her an patlama potansiyeli taşıdığı için Arnavutluk'un ve bölgede yaşayan Arnavutlar'ın kurulan denklem içinde her şeyi kaosa çevirebilecek yahut bölgedeki barışı kalıcı hale getirecek önemli bir ağırlığı söz konusu. Sayın Başbakan Erdoğan'ın Arnavutluk ziyareti bölgede asırlardır söz sahibi olan ve barışı sağlamak için her zaman hesaba katılması gerek bir ülke olan Türkiye'nin ağırlığını koyduğunu göstermesi açısından iyi bir fırsattır. Çünkü Türkiye, hinterlandındaki bölgelerde istikrarı sağlayabildiği ölçüde kendi iç istikrarını da güçlendirecektir. Sayın Erdoğan gibi bütün bu gelişmelerin farkında olan bir icra adamının Başbakan olduğu bir dönemde olmamız sadece Türkiye için değil bölge ülkeleri adına da büyük bir talihtir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.