Nezaket dolu üslubu, farklı kişiliği ile hem ilim alanında hem de siyaset alanında ülkemize değerli hizmetler vermiş olan Prof. Dr. Erdal İnönü'yü dün maalesef kaybettik. Başımız sağolsun, mekanı cennet olsun. Terör ve terörle mücadelede bu hafta birinci ve en önemli gündem maddemiz. Dün de Bakanlar Kurulu'nda, bölücü terörün topraklarında barınmasına göz yuman, onlara lojistik destek sağlayan Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetime uygulanacak ekonomik kısıtlamalar tartışıldı. TSK'yı sınır ötesi bir operasyonda kullanmak en son başvurulacak seçenektir. Bu seçeneğe başvurmadan önce sorunun çözümünde diplomasi, ekonomik ve siyasi tedbirler sonuna kadar uygulanır, zorlanır. Tüm kozlarınızı, imkanlarınızı seferber ettiğiniz halde sonuç alamazsanız son çare olarak askeri harekat seçeneğine başvurursunuz. Türkiye şu anda bu yolu izlemektedir. Ekonomik, siyasi ve diplomatik tüm kanallar zorlanmaktadır. Rice'ın Türkiye ziyareti, 2-3 Kasım'da İstanbul'da yapılacak 'Irak'a Komşu Ülkeler Zirvesi', Sayın Başbakanın 5-6 Kasım'da ABD Başkanı Bush ile yapacağı görüşme, bu anlamda önemli fırsatlardır. Bu fırsatlar akıllıca ve iyi kullanılmalıdır. ABD'nin, Barzani ve Talabani üzerinde baskı uyguladığı görülmektedir. Ancak hem Barzani hem de özellikle Talabani Türkiye ve dünya kamuoyunda güvenirliklerini kaybetmişlerdir. Arap televizyonlarına başka, Batı ve Amerikan basınına başka Türk basınına da aynı anda bambaşka mesajlar verebilmektedirler. Samimiyetlerine kimse inanmıyor, artık. Hem Barzani, hem Talabani "Biz Türk milletinin, Türkiye'nin dostuyuz, düşmanı değiliz. PKK'nın yaptıkları Türklere de Kürtlere de zarar veriyor" açıklamasını yapıyorlar. Bu açıklamalara nasıl inanalım? Gerçekten dost iseniz; PKK terör örgütünün topraklarınızda barınmasına neden göz yumuyorsunuz? Biz Şırnak'ta Hakkari'de El-Kaide militanlarının barınmasına göz yumsak, bu militanlar Türkiye-Irak sınırını geçip 30-40 Peşmergeyi katledip aynı sınırdan ellerini-kollarını sallayıp Şırnak ve Hakkari'deki kamplarını dönseler ve bu eylemler 24 yıl devam etse, Barzani, Talabani ve Peşmergeler bizim hakkımızda ne düşünür? Bu davranış dostluğa ve iyi komşuluk anlayışına sığar mı? Kardeşlik ve dostluk 30 bin insanımızı 'çoluk-çocuk, kadın-erkek, sivil-asker' demeden hunharca katleden bebek katillerine ev sahipliği yapmak hangi dostluğa sığar? "Bunları bize teslim edin, topraklarınızdan kovun, topraklarınıza girmelerine izin vermeyin, yardım etmeyin, göz yummayın" diyoruz. "Buna gücünüz yoksa tek başınıza komşuluk ve dostluk hukukuna dayanarak yapın, gücünüz yoksa beraber yapalım, size yardım edelim, buna da hayır diyorsanız kenara çekilin biz gereğini yapalım" diyoruz. Ona da hayır diyorsanız, "Biz Türk milletinin, Türkiye'nin dostuyuz" sözünüzün bir anlamı var mı, size nasıl dost iyi komşu gözü ile bakalım. PKK'nın "Kürtlere de Türklere de zarar verdiğini" söylüyorsunuz. Bırakalım Türkleri, Kürtler umurunuz da ise neden PKK katillerini topraklarınızda barındırıyorsunuz? "PKK'nın Türkiye'ye silah çekmesi, Türk halkının da, Kürt halkının da Türkiye'nin de, Irak'ın da çıkarlarına aykırıdır" şeklinde beyanatlarınız var. Buna inanıyor iseniz, bu sözlerinizde samimi iseniz hâlâ neden harekete geçmiyorsunuz? Yarın ABD bölgeden çekip gittiğinde biz sizlerle sınırın iki tarafında iyi komşuluk ve dostluk ilişkileri içinde nasıl yaşayacağız? Bırakın Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan vatandaşlarımızı tahrik etmeyi, PKK en çok o yöremize zarar verdi. Onlar bu ülkenin birinci sınıf vatandaşları. Bizi birbirimize düşürmeye, ülkemizde bir Türk-Kürt çatışması çıkarmayı ne sizin ne de beslediğiniz PKK'lı bebek katilerinin gücü yetmez. Biz Çanakkale Harbi'ni, İstiklal Harbi'ni, Kıbrıs Barış Harekatı'nı birlikte yaptık. Aynı camide ibadet ediyoruz. Aynı mezarlıkta ve şehitlikte yan yana gömülüyoruz. Aynı bayrağın altında birlik ve beraberlik içinde yaşamaya yemin etmişiz. Acılarımız-sevinçlerimiz aynı. İç içe girmişiz. Kardeşiz. Bakmayın siz içimizdeki bazı çok azınlıktaki salakların sizin ve PKK'nın ekmeğine yağ süren sorumsuzluklarına, densizliklerine. Biz Türk-Kürt iç içe kaynaşmışız, bu coğrafyada sonsuza kadar kardeşçe aynı bayrak altında yaşamaya kararlıyız. Siz, PKK azınlıktaki sorumsuz tahrikçiler ve yine azınlıktaki hain işbirlikçilerinizin gücü bu kardeşliği, bu birlik ve beraberliği bozmaya muktedir olmayacaktır. Göstermelik şovları bırakın, gelin dost gibi davranın. Şark kurnazlığını bırakın, artık, Adam gibi dost ve iyi komşu olmamız imkansız değil.