Başbakan Erdoğan kararlı

A -
A +

BDP'lilerin Hatip Dicle'nin mahkeme kararı sonucu YSK tarafından düşürülen milletvekilliği ve KCK'dan tutuklu vekillerin tahliye edilmemesi nedeniyle Meclisi boykot etmeleri, CHP'nin ise milletvekili seçilen 2 Ergenekon sanığının tahliye taleplerinin mahkemelerce ret edilmesi nedeniyle milletvekili yemini etmemeleri ile ilgili krizdeki son durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. İktidar partisi cephesinde Meclisi çalıştırma-işletme kararlılığı var. Başbakan CHP'liler gelip yemin etmeden herhangi bir adım atmayı sanıyorum düşünmüyor, bu konuda çok kararlı. İktidar partisi, CHP ve BDP'nin "boykot ettik, ortalığı ayağa kaldırdık ve iktidar partisini dize getirdik" diyebilecekleri bir pozisyona düşmeyecek gibi görünüyor. AK Parti yönetimi ve bu partiye oy veren seçmen Ergenekon süreci konusunda son derece hassas. Ergenekon davasını etkileyecek, bu süreci anlamsızlaştıracak bir adım atmayı siyaseten doğru bulmuyorlar. "Tutuklu Ergenekon ve KCK sanığı vekilleri tahliye edecekse mahkemeler Anayasa'nın 90. maddesini esas alarak tahliye edebilir. Bu sanıkların tahliyesini sağlayacak bir yasa değişikliğinin sorumluluğunu biz iktidar olarak tek başımıza alamayız, bunu bize oy veren 25 milyon seçmene anlatamayız. Ama bu konuda bütün yargı yolları tüketilip yasal bir değişikliğe ihtiyaç duyulursa; önce BDP ve CHP şartsız-şurtsuz gelip milletin Meclisi'nde yemin edecek, Meclis çalışmalarına katılacaklar. Sonra bu konuda sorunu olan CHP, MHP ve BDP çözüm için ortak bir önerge verirler. Biz de bu önergeyi değerlendiririz. Boykot bitirilmeden, tüm vekiller yemin etmeden bu alanda herhangi bir adım atmayız. Yoksa şantaj, tehdit bir hak arama ve elde etme yolu haline gelir. Bu demokrasimiz için kötü bir örnek olur. Gelip yemin edip Meclis çalışmalarına katılırlarsa bir çözüm umudu bulunabilir. Katılmazlarsa biz Meclisi çalıştırıp yolumuza devam edeceğiz" diyorlar AK Partililer. Ben şahsen bu konuda Başbakan'ın son derece kararlı olduğunu sanıyorum. Başbakan Meclisi tatile sokmayıp çalıştırmaya devam etse CHP ikinci gün yemin etme kararı alır. Aksi halde CHP 1 Ekim'e kadar bu konuyu iç ve dış kamuoyunda kullanacak. KCK ve Ergenekon sanıkları olan vekillerin tahliyesi için bir yasal değişiklik yapılacaksa sorunu olan 3 parti uzlaşıp öneri sunacak iktidar partisi de bu öneriyi destekleyecek, ancak böyle çözülür. İktidar partisinin gönlünden geçen bu sorunu yargının çözmesi. Hatip Dicle'nin durumu farklı. Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları müracaat bu hafta görüşülecek. Ama hukuken oradan bir sonuç almak mümkün değil. O sorunun çözümü için kanun değil anayasa değişikliği gerekiyor. Dicle konusunda Yargı'nın aldığı karar normalde TBMM'ye gönderilmesi gerekirdi. Karar Meclis'e ulaştığında her halükârda Dicle'nin vekilliği düşecekti. YSK işgüzarlık yaptı. KCK ve Ergenekon sanığı vekillerin tahliyesi için bütün yargı yolları tüketilirse CMK'da "Milletvekillerinin yargılanmaları tutuksuz devam eder" tarzında bir değişiklikle bu sorun çözülür. Ama bu yasa değişikliğinin yapılabilmesi için önce yargı yolları denenecek, sonra CHP ve BDP halkın Meclisini boykot etmekten vazgeçip Meclise gelecek ve Meclis çalışmalarına katılacaklar. Sonra bu konuda sorunu olan 3 parti anlaşıp bir önerge verecekler. Bunun dışındaki tehditlere-şantajlara Başbakan Erdoğan'ın boyun eğeceğini sanmıyorum. Erken seçim dahil her şeyi göze aldığını tahmin ediyorum. Özellikle CHP iş daha fazla büyümeden gelip yemin etmeli ve yargı ile kavga etmemelidir. Ben hâlâ mahkemelerin 90. maddeye göre AİHM içtihatlarını dikkate alarak tutuklu vekilleri tahliye edebileceklerine inananlardanım. Yeter ki CHP ve BDP tehditten, şantajdan vazgeçip Meclis çalışmalarına katılsın ve ortam normalleşsin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.