Başbakan'dan ilginç açıklamalar

Başbakan Erdoğan'ın iki gün önce bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalardan bana ilginç gelenleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Devletin terörle mücadele konusunda İmralı ile başlattığı sürece ilişkin söyledikleri, bu sürece olan inancımızı artırıyor. Başbakan, elinde silah ülkemizin ve vatandaşımızın birliğine, dirliğine, canına-malına kasteden teröristlerle güvenlik mücadelesini kararlı bir şekilde devam ettirirken diğer yandan da muhalefetin bel altı vuruşlarına aldırmadan teröre silah bıraktıracak her yöntemi de ısrarla deniyor. İmralı ile yapılan görüşmeler için "Son dönemdeki görüşmelerde olumlu gelişmeler var" cümlesini kullandı. "Bu süreçte her enstrümanı kullanmaya hazırız. En ufak kesinti düşünmüyoruz" sözleri ile bu konudaki kararlığını ortaya koyuyor. Bu sürece inanan ve bu sürecin başarılı olması için samimi çaba sarf eden BDP'lilerin İmralı'ya gitmesi gerektiğine inanıyor Başbakan. Bu yadırganacak bir durum değil. AB ülkelerinin teröre verdiği destekten rahatsızlığını dile getiren Başbakan; Almanya'nın Türkiye'de Alevi-Sünni gerginliklerine destek verdiğini söyledi. "Eğer PKK sınır dışına çekilirse hiçbir operasyon olmaz" garantisini verdi, Başbakan. AB'nin Türkiye'ye karşı sürdürdüğü olumsuz tavrı eleştiren Başbakanın, "İkna edici bir şey söylemiyorlar, sadece oyalıyorlar" sözlerini, Avrupa Birliği değerlendirmelidir. Başbakan Erdoğan Ergenekon ve Balyoz davalarından tutuklu bulunan TSK mensuplarına ilişkin de birtakım açıklamalar yaptı. İçeride tutuklu durumda 400'e yakın emekli-muvazzaf subay, astsubay olduğunu ve bu durumun TSK'yı olumsuz etkilediğini belirten Başbakan "Neredeyse komuta kademesinde oralara gönderilecek subayımız kalmıyor, böyle şey olmaz" dedi. Bu süreçlerin başından bu yana Sayın Başbakan hem uzun tutukluluk sürelerine itiraz etti hem de genelkurmay başkanı, kuvvet komutanı veya ordu komutanı düzeyindeki insanların tutuklu yargılanmalarına karşı çıktı. Başbakan yargının hızlı hareket etmesini, delilleri değerlendirip hızla karar vermesini, adaletin gecikmemesini talep ediyor. Bu talepler yanlış değil. Genelkurmay Başkanının terör örgütü kurmaktan yargılanması incitici. Tüm bu durumların görevdeki personelin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilediği doğru. Ama Sayın Başbakanın devam eden davalarla ilgili açıklamalar yapması da sıkıntılı bir durum. Başbakan'ın haklı olduğu birçok nokta var. Ama bunun çözüm yeri TBMM. Maalesef bizim yargı sistemimizde bireysel kanaatler-yorumlar özgürlüklerden yana kullanılmıyor. Bu bir eğitim ve zaman sorunu. Vesayeti isteyenlerden, TBMM ve yürütmenin işine karışanlardan, demokrasiye antidemokratik yollarla müdahale edenlerden hesap sorulsun. Ama haksızlık-usulsüzlük ve vicdansızlık yapılmadan yerine getirilsin bunlar...